“Anayasalardaki Değiştirilemez İlkeler” sempozyumunda konuşan eski Federal Alman Anayasa Mahkemesi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Winfried Hassemer, ''Anayasalarda değiştirilemez hükümlerin olması demokrasi açısından kabul edilemez. Değiştirilemez hükümler yasaların uyum sağlayabilirliğini yok eder, böylelikle sosyal uyum gerçekleşemez. Oylanamaz birşeyi ortaya koyarsak demokrasi bitmiştir” dedi.
HER ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ O ANAYASAYA
AYKIRIDIR
Anayasanın değiştirilemez maddeleri ile diğer maddeler arasında hiyerarşi kurulamayacağını belirten Anayasa Mahkemesi raportörü Osman Can da, anayasa değiştirildiği zaman değiştirilemez maddelerine dokunmanın kaçınılmaz olacağını ifade ederek, ''Çünkü her bir anayasa değişikliği o anayasaya aykırıdır, her bir yasa değişikliği o yasaya aykırıdır, ama aykırı olduğu unsuru çıkarır atar'' diye konuştu.
BİLKENT Üniversitesi ve Alman Uluslararası Hukuki İşbirliği Vakfınca Bilkent Otel’de düzenlenen ‘’Anayasalardaki Değiştirilemez İlkeler’’ konulu sempozyumda 1982 Anayasasının “değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez” maddeleri tartışıldı. Sempozyumun birinci oturumunda konuşan eski Federal Alman Anayasa Mahkemesi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Winfried Hassemer sunduğu bildiride, hem Türk hem Alman anayasalarının çok mobil olduğunu, siyasi konulara girebildiklerini, medyada çokça yer aldıklarını söyledi. Her iki anayasanın da çok güçlü şekilde gözetim altında tutulduğunu ifade eden Hassemer, şunları söyledi:
‘’Anayasalarda değiştirilemez hükümlerin olması demokrasi açısından kabul edilemez. Değiştirilemez hükümler yasaların uyum sağlayabilirliğini yok eder, böylelikle sosyal uyum gerçekleşemez. Oylanamaz bir şeyi ortaya koyarsak demokrasi sona ermiştir. Yine de değiştirilemez ilkelerin haklılığının bulunduğunu düşünüyorum. Toplum içinde bu normların yeri vardır. Bazı normlar istikrarlıdır, süreklidir.’’
Bir anayasa değişikliği yapma çoğunluğu olunca anayasayı değiştirme çabası içine girildiğini, ancak çoğu zaman bunda hata yapıldığını dile getiren Hassemer, ‘’Çoğunlukla kimseye sormama hatası yapılıyor. Değişiklik anayasaya uygun mu değil mi bakılmıyor. Yasakoyucu çok yerde bu hatayı yaptı. Hükümet tarafından kötüye kullanılarak yapılan anayasa değişiklikleri de oluyor’’ dedi. Aynı oturumda sunum yapan Anayasa Mahkemesi Raportörü Doç. Dr. Osman Can ise Türkiye’de yüzyılı aşkın süredir, 1924 Anayasası hariç, ‘’ferman anayasalarnın’’ yürürlükte olduğunu ifade ederek, Türk Anayasası’ndaki değiştirilemez ilkelerin diğer anayasalardaki değiştirilemez ilkelerden, argümanlar açısından oldukça uzak olduğunu kaydetti. Anayasa’nın değiştirilemez maddeleri ile diğer maddeler arasında hiyerarşi kurulamayacağını ifade eden Can, bu maddeler arasında soyut ve somutluk ilkesi bulunduğunu, değişebilir normların, değiştirilemez maddelerin somut hali olduğunu anlattı. Bu sebeple bir Anayasa değiştirildiği zaman değiştirilemez maddelerine dokunmanın kaçınılmaz olacağını ifade eden Can, ‘’Çünkü her bir anayasa değişikliği o anayasaya aykırıdır, her bir yasa değişikliği o yasaya aykırıdır ama aykırı olduğu unsuru çıkarır atar’’ diye konuştu.
Anayasa Mahkemesi’nin hiçbir zaman kaynağını Anayasa’dan almadığı yetkiyi kullanamayacağını, her düzenleyici normun bu takdir yetkisine işaret ettiğini anlatan Can, Anayasa Mahkemesi’nin yasama organı karşısında yasanın koruyucusu olduğunu kaydetti. ‘’Türkiye’deki Anayasa Mahkemesi’nin demokratik meşruiyet sorunu var. Türkiye’de yargı mekanizmasının demokratik meşruiyet sorunu vardır’’ diyen Can, Anayasa Mahkemesi’nin kurucu iktidar karşısındaki konumunun ‘’Anayasa bekçiliği’’ olduğunu söyledi.
ÖZBUDUN: BAŞÖRTÜSÜ
KARARI YETKİ GASBIDIR
BİLKENT Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ergun Özbudun da Anayasa Mahkemesi’nin, üniversitelerde başörtüsü serbestliği getiren Anayasa değişikliğine ilişkin iptal kararını eleştirdi. Anayasa Mahkemesi’nin bu kararında, “Ancak demokratik, siyasi hayattaki bir kesintiden sonra ortaya çıkan gücün, asli kurucu iktidarın yeni Anayasa yapabileceği” yorumunu yaptığını belirten Özbudun, bu görüşün yanlış olduğunu, teorik ve pratik olarak kabul edilemeyeceğini belirtti. Anayasa Mahkemesi’nin, başörtüsüne yönelik Anayasa değişikliğine ilişkin son kararında “Yetkisini aştığını” kaydeden Prof. Dr. Özbudun, “Anayasa Mahkemesi, bu kararla yetki aşımında bulunmuştur. İdare hukukundaki deyimiyle bu bir yetki gasbıdır. Mahkeme, Anayasa’nın kendisine vermediği yetkiyi sahiplenmiştir. Bu karardan sonra artık Türkiye’de tali kurucu iktidarın Anayasa değişikliklerini yapma yetkisi tamamen Anayasa Mahkemesi’nin takdirine kalmıştır.”
Ankara / aa
|