Kriz dalga dalga vuruyor
Türk halkının en büyük derdi, ekonomi. Kimi geçimini sağlamak, kimi refahını korumak, kimi de daha fazla kazanmak için bu kaygıyı paylaşıyor.
Küresel ekonomik krizin ortaya çıkardığı dalgalanma, giderek Türkiye’yi daha fazla vurur hale geliyor.
Türkiye İstatistik Kurumu, dün Eylül ayı sanayi üretimi verilerini açıkladı.
Geçtiğimiz yıla nazaran yüzde 5.5’lik bir düşüş var. İmalat sanayi endeksindeki düşüş ise, 6.4.
Türkiye’de ekonomik alt yapı, 2001 krizi sonrası alınan tedbirler nedeniyle güçlü de olsa, dünyada büyüyen bir kriz var.
Tek başına alınacak yeni önlemlerle, krizin etkilerini azaltmak mümkün. Ama yok etmek mümkün değil.
Dünya durulmadıkça, dış ticareti ile öne çıkmaya başlayan Türkiye’nin huzura ermesi maalesef zor.
Sonuçta, halkı can evinden vuran ve giderek büyüyen bir sorun var.
GENAR’ın, “Toplum Siyaset Araştırması Anketi”nin sonuncusu, hafta sonu yayınlandı.
Halkın yüzde 45’i, küresel krizin acı faturasını Türkiye’nin canlı bir şekilde yaşayacağına “kesinlikle” inanıyor. Yüzde 40’ı ise “kısmen” krizin kendilerini vuracağını belirtiyor.
Üç aylık periyotlarla yapılan anket, vatandaşın ekonomik olarak sıkıştıkça faturayı hükümete çıkardığını da gösteriyor.
Mart 2008’de AK Parti’yi ekonomik olarak başarısız bulanların oranı, yüzde 49. Temmuz ayında bu oran 50’ye, Kasım’da ise yüzde 52’ye çıkıyor.
AK Parti’ye oy vereceğini söyleyenlerin yüzde 13’ü bile ekonomik olarak hükümeti başarısız bulduğunu ifade ediyor.
Ekonomik krizin yaşamları nasıl alt üst edeceğini anlamak için GENAR’ın bir tespiti daha çok önemli: Halkın yüzde 52’si borçlu.
Kiminin kart, kiminin kredi, kiminin de döviz borcu var. En ufak oynama, onlarda deprem etkisi yapıyor. Buna, gelir sabitken elektrik, su, doğalgaz ve benzin faturalarındaki artış da eklenince “çıkmaz sokağa” girilmiş oluyor.
Enflasyonu düşürme politikası nedeniyle küçük ve orta boy işletmeler, uzun zamandır aşırı durgunluktan şikayetçiydi zaten. Birçok firma kapısına kilit vurmak zorunda kaldı.
Tekstilin geleneksel kalbi İstanbul Yeşildirek’te de, ayakkabıların yükselen yıldızı İzmir Işıkkent’te de durum farklı değil. Küçük esnaf ve imalatçı adeta kan ağlıyor...
Doğalgaz ve benzin zamları, kiralar ve çalışan maaşlarının bankalara yatırılmasının zorunlu hale getirilmesi, artan iş-sizlik gibi nedenlerle memnuniyetsizlerin oranı daha da artma eğiliminde.
Yerel seçimler öncesi, her partinin dikkate alması gereken bir etken, halkın ekonomik algısı ve beklentileri.
İktidarda olduğu için, krizin sorumlusu olmasa bile, en çok AK Parti etkilenecek bu algıdan.
Bütün dünyada böyle. Bunun son örneği, Amerika’da yaşandı.
Seçmenlerin yüzde 63’ü tercihini ekonomik krizin belirlediğini söylüyor.
Bunların yüzde 56’sı oyunu Obama’ya verenler. Kazananı ya da kaybedeni onlar belirledi bir yönüyle.
“Kriz patlamasaydı, Obama kazanamazdı” öngörüsünde bulunanların sayısı hiç de az değil.
Küresel krizin faturası yansıdıkça, ekonomi halkın birinci gündemi olmada arayı daha da açacak.
Umarım kriz, bazı ekonomistlerin tahmin ettiği gibi Türk ekonomisinin daha da güçlenmesi için yeni fırsatlar sunar.
Umarım, 26 çeyrektir büyüyen Türkiye, yine küçülmelerle karşı karşıya kalmaz.
Erhan Başyurt
Bugün, 11.11.2008
|