AKP’nin kapatılması yönünde oy kullanan 6 üyenin karşı oy gerekçesinde, “Türbanın yükseköğretimde serbestçe takılmasına olanak sağlamak amacıyla anayasada yapılan değişiklikte, belirleyici olması dâvâlı partinin, laiklik karşıtı düşüncelerini yaşama geçirme konusunda bir örnektir” denildi.
‘Kapatılsın’ diyenlerin gerekçesi başörtüsü
Anayasa Mahkemesi’nin, AKP’nin kapatılması talebiyle açılan davaya ilişkin gerekçeli kararı, Resmi Gazete’de yayımlandı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, AKP’nin ‘’laikliğe aykırı eylemlerin odağı durumuna geldiğinin tespitiyle eylemlerinin ağırlığı da gözetilerek Anayasa’nın 69. maddesinin 6. fıkrası ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 1/b maddesi gereğince temelli kapatılmasına karar verilmesi’’ talebiyle Anayasa Mahkemesi’nde dava açmıştı. Davayı 30 Temmuz 2008 tarihinde karara bağlayan Anayasa Mahkemesi, Anayasa’da kapatma için aranan nitelikli çoğunluk olan 7 üyenin oyuna ulaşamamıştı. Anayasa Mahkemesi’nin 11 üyesinden 10’u, AKP’nin ‘’laikliğe aykırı eylemlerin odağı durumuna geldiğine’’ işaret etmiş, bu üyelerden 6’sı AKP’nin söz konusu eylemleri sebebiyel ‘’temelli kapatılması’’ yönünde görüş belirtmişti. Mahkemenin 4 üyesi ise AKP’nin eylemlerini, temelli kapatmayı gerektirecek nitelikte bulmamış, partinin Hazine yardımından yoksun bırakılması yönünde oy kullanmışlardı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ise davanın reddi yönünde oy kullanmıştı. Yüksek Mahkeme, AKP’nin 2008’de aldığı Hazine yardımından 1/2 oranında yoksun bırakılmasına karar vermişti. Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararında şöyle denildi: ‘’Dinin ve dinsel duyguların istismarı nedeniyle laikliğe aykırı görülen davalı parti eylemlerinin toplumu devlete ve siyasete yabancılaştırması yoluyla demokratik işleyişi engelleyebileceği ve anayasal düzenin meşruiyetinin sorgulanmasına yol açabileceği inkâr edilemez. Davalı partinin demokrasiyi ve laik devlet düzenini ortadan kaldırma veya anayasal düzenin temel esaslarını şiddet kullanarak ve hoşgörüsüzlükle tahrip etme amacı, bu amacı somutlaştıran eylemleri ve elindeki iktidar olanaklarını şiddet doğrultusunda kullandığına ilişkin veriler saptanamamış, bu eylemler kapatmayı gerektirecek ağırlıkta görülmemiştir. Türbanın yükseköğretimde serbestçe takılmasına olanak sağlamak amacıyla anayasa’da yapılan değişiklikte, belirleyici olması ve buna ilişkin yasanın iptal edilmesi davalı parti’nin, laiklik karşıtı düşüncelerini yaşama geçirme konusundaki kararlılığını, Cumhuriyet’in temel niteliklerini tehdit noktasına kadar vardırabileceğini gösteren somut bir örnektir.’’
FARKLI DÜŞÜNCELER TEMSİL EDİLMELİ
GEREKÇEDE, siyasî partilerin demokrasideki yeri de irdelendi. “Siyasî partiler olmaksızın, toplumsal talep ve beklentilerin siyasal direktifler biçiminde somutlaşması, ulusal iradenin oluşması, toplumsal barışın sağlanması ve devlet yönetiminin halka dayanması mümkün değildir” denilen gerekçeli kararda, şu değerlendirmelere yer verildi: ‘’Toplumlar çok farklı düşünce ve tercihlerin hüküm sürdüğü, demokrasinin işleyişinde çatışabilir fikirlerin akışının sağlandığı yapılardır. Siyasal düzen ve bunun temel normları, hukuksal kurallar, toplumdaki çatışma ve farklılıkların barışçı yolda düzenlenmesine olanak verdiği sürece meşruiyetini korurlar. Bu meşrulaştırma işlevi toplumsal farklılıkların özgürce yaşanması, talep sahiplerinin özgürce örgütlenerek siyasal iktidara yönelmesi ve iktidar kullanımına katılmasıyla yerine getirilmiş olur. Esasen demokrasi toplumsal barışın ve özgürlüğün güvencesidir. Anayasa ise siyasal düzenin barışçı toplumsal taleplere açılmasını ve zaman içinde doğacak zorunlulukları karşılayacak yöntemleri barındıran temel kurallar bütünüdür. Kimi gerekçelerle farklı düşüncelerin siyasal yaşama yansıtılmasının engellenmesi demokrasiyle ve temsilde adalet ilkesiyle bağdaşmaz, çatışan fikirlerin ürünü siyasi partilerin bu fikirleri tartışmaya açmaktan yoksun bırakılması ve başka yollarla tehlike savma refleksi demokratik siyasetle çelişki oluşturur.”
KILIÇ: SUÇLAMA AĞIR
AKP’nİn ‘’demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerine aykırı eylemlerin odağı haline geldiği’’ görüşüne katılmayarak davanın reddi yönünde oy kullanan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, karşı oy gerekçesinde, ‘’AK Parti’nin kapatılması için ileri sürülen eylemlerin laikliği ortadan kaldırmak suretiyle şeriat düzenini getirme amacı ile nitelendirilmesinin ağır, ölçüsüz ve demokratik sabırla çelişin bir yaklaşım olduğunu’’ ifade etti.
|