“Hiçbir damla yoktur ki, o, Allah katında onun korkusuyla dökülen gözyaşı damlasından veya Allah yolunda akıtılan kan damlasından daha makbul olsun.” (Tirmizî, Fezâilü’l-Cihâd: 26)
Usul usul akar yanaklardan... Bir iç tebessüm eşliğinde Allah’a yönelmiş kalplerden arınarak gelir. Hüzün yüklü, istiğfar nidalarıyla ince ince işlenmiş gözyaşları akar. Yanaklardan... Usul usul... Usul usul akar bedenlerden meydanlarda... Bir zafer eşliğinde Allah yolunda savaşan bir yürekten koparak gelir... Saadet yüklü, şefaat duâlarıyla oluk oluk kanlar akar bedenlerden... Usul usul... Tek bir gaye vardır. Allah yolunda olmak! Kalp, Allah rızasına erişmek için titrer durur bir mum ışığı misâli... Korkuyla ümitle bekleşir. Dudaklardan mırıltı halinde zikir sesleri yükselir semaya. O'na ulaşır. O'na kavuşur. Yüreklerdeki sevinç çırpınışları bir kuşun kanat çırpışı gibidir. Ha bire hareket halindedir. Ha uçacak, ha yere konacak muammasına sahip olarak yürekler çarpar güm güm. Gözyaşım, akan kanım; şefaatime aracımdır. Huzur-u İlâhîde, şu kıldan ince boynumu kaldırmaya bir vesilegâhtır. Gözlerimdeki sevinç kandillerini ateşleyendir. Dilimde Allah Allah nidalarıyla ona ulaşmaya bir fermandır. İçinde kurtuluşumun müjdesini taşıyan bir ferman...
Ak ey gözyaşım, ak ey kanım! Gün bizimdir, devrân bizim. Hak yolunda ölmeye razı olan bizizdir. Çağla ey gözyaşım, çağla ey kanım! Yol bizimdir, dağ bizim. Hak yolunda ölmeye razı olan bizizdir. Gözyaşlarımızı, kanlarımızı Allah yolunda akıtmak duâsıyla...
|