Bahriye Mektebinde 100’ü aşkın Libyalı öğrenci vardı. Bu öğrenciler bir yılı hazırlık sınıfı olmak üzere toplam beş yıl ülkemizde misafir öğrenci olarak eğitim alıyor, mezun olanlar kendi ülkelerinde teğmen rütbesi ile göreve başlıyorlardı.
Her sınıfta 30 tane Libyalı öğrenci bulunurdu. Bizim sınıfımızda da bu kadar öğrenci olmasına rağmen 26 öğrenci mezun olmuştu.
Libyalı arkadaşlarımızın en ilginç özelliklerinden bir tanesi “Müslüman olduklarını sadece Ramazan ayı süresince hatırlıyor” olmalarıydı. Zira Mübarek Ramazan ayı girdiğinde büyük bir oranda öğrenci namaza başlar, hatta cemaatle teravih namazı bile kılarlardı. Ben de onların bu cemaatle namazına birkaç defa iştirak etmiştim.
Bu öğrencilerden Salim isimli bir sınıf arkadaşımı diğerlerinden ayırmak istiyorum. Zira o, sadece Ramazan ayında değil her gün beş vakit namazını kılardı. Türkçesi biraz zayıf olduğu için çok konuşamazdık, lâkin kendisi ile ne zaman karşılaşsak selâmlaşır birbirimizin halini hatırını sorardık.
Salim, bir üst sınıftan bizim sınıfa kalmıştı. O yüzden Libyalı öğrencilerle de fazla bir samimiyeti yoktu. Şimdi ne haldedir, ne yapıyor bilmem ama Cenâb-ı Allah’tan bütün Müslüman kardeşlerimizin işlerini rast getirmesini niyaz ediyorum.
Libyalı arkadaşlarımızdan beş öğrenci son sınıfta beş vakit namaz kılmaya başladı. Ramazan ayının bereketi ile bu arkadaşlar mezun olana kadar namazlarını kılmaya devam ettiler. Bizim Türk öğrenciler de sadece Ramazan ayında ve Kandil Gecelerinde ibadet ederler, diğer zamanlarda ise ellerinden geldikçe gizli olarak namaz kılmaya çalışırlardı.
Maalesef anne ve babalar hatta bazı hocalar “Namazlarınızı açıktan kılmayın, evinizde kaza edersiniz”, hatta “İma ile kılın” diye gayet kötü bir şekilde etki ederek namaz kılan bir iki öğrencinin de ibadetine mani oluyorlardı. O yıllarda askerî öğrenciler “irtica” suçlaması ile sık sık askerî okullardan ayrılmak zorunda kalıyor, bu sebeple namaz kıldığı için dindar görünmek istemiyorlardı. Fakat ben ve Salim sınıf arkadaşlarımızın aksine ne pahasına olursa olsun namazlarımızı kılmıştık.
Sonunda Allah’ın izniyle ikimiz de mezun olmuştuk. Cenâb-ı Allah’tan bütün kardeşlerimizin hayırlısı ile okullarını bitirmelerini ve imanla, namazla dolu bir hayat geçirmelerini niyaz ediyorum…
|