Artık, eski mahallemizden taşınıyoruz. Ankara’da bizim bir köyümüz gibi olan eski mahallemizden, yani eski Ankara’dan yeni Ankara’ya, Etlik semtine taşınıyoruz. Benim ortaokula da başladığım sene olan 1965 yılı. Aynı zamanda bizim yavaş yavaş çocukluktan çıkıp, gençliğe adım atmaya başlayacağımız yıllar da başlıyor. O yıla iki Ramazan birden tekabül ediyor. 4 Ocak’ta başlayan Ramazan’da eski mahallemizde, 24 Aralık’ta başlayan yıl içindeki ikinci Ramazan’da ise Etlik’teyiz. Bu yeni mahallemizdeki evimiz, beş sene sonra bizim Risâle-i Nur’larla müşerref olmamızdan sonra Nur’un derslerinin başlayacağı ilk mekân olma özelliği de taşıyor.
Bu yeni mahallemizde evimizin bulunduğu yere en yakın cami, zannedersem 1 km uzaklıkta idi. Cuma ve teravih namazlarını kılmak için, ya Aşağı Eğlence Merkez Camiine (şimdiki Gülhane Askeri Tıp Akademisine yakın) veya eski son duraktaki Ana Kadın Camiine gidiyoruz. Bir gece teravih namazına ağabeyimle beraber gidiyoruz. Mevsim kış, hava soğuk, her taraf karla kaplı. Biraz da, bu yeni mahalleler ıssız olduğundan korkuyorum da. Ama yanımda benden tam 5 yaş büyük ağabeyim olduğundan, biraz da korkusuz gidiyorum ona güvenerek.
Fakat, tam cami ile evimizin arasında bir mesafeye gelince, birden başıboş sokak köpekleri üzerimize gelmez mi? Onlar kovalıyor, biz kaçıyoruz. Neyse, Allah’tan camiye geldik ve kurtulduk. O zaman camilerde Ramazanın 15’inden sonra, genellikle müezzin ve kayyımlar tarafından “Hocaya yardım” diye, teravih namazı kıldıran hocalara yardım toplanırdı ve bu uygulama bana ilginç gelirdi. Herhalde tahminime göre, hocalar devletten maaş almıyordu o zamanlar ki, ondan öyle yapılıyordu.
|