MÜSİAD Başkanı Ömer Cihad Vardan, son iki yılın ve özellikle 2008’in ilk yarısının hep belirsizlik ve beklemeyle geçirildiğini belirterek, “Umuyoruz ki 2008’in son ayları, 2009 ve daha sonraları için bu Ramazan ayı bir milât, bir başlangıç olur. Barış, huzur, birlik ve istikrara ihtiyacımız var” dedi.
MÜSTAKİL Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan, uzlaşma oluşturma konusunda AB üyeliğinin en büyük çapa olduğunu ve feda edilmemesi gerektiğini söyledi. MÜSİAD’ın geleneksel basın iftarında konuşan Vardan, Ramazan’ın bir kardeşlik iklimi, toplumsal barış, huzur ve istikrar ayı olduğunu ifade ederek, bugün belki de Türkiye’nin en çok ihtiyacı olan şeyin bu barış ve huzur ortamının devamlılığı olduğunu kaydetti. Vardan, 2006 yılında başlayan, 2007’de Cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşanılan krizle devam eden ve sonra da 2008 yılının Mart ayında AKP’nin kapatılmasına yönelik açılan davayla doruğa ulaşan süreçte bu 2 yıla yakın zamanı ve özellikle 2008’in ilk yarısını hep belirsizlik ve beklemeyle geçirdiklerini belirterek, şöyle devam etti: ‘’Umuyoruz ki 2008’in son ayları, 2009 ve daha sonraları için bu Ramazan ayı bir milat, bir başlangıç olur. Siyasi ve ekonomik istikrarın ülkemizin geleceği, dış politika ve halkımızın refahı açısından ne kadar önemli olduğunu artık hepimiz herhalde son derece iyi biliyoruz. Bunun aksi durumlarda neler yaşandığına, ülkemizin neler kaybettiğine maalesef defalarca şahit olduk. Böyle bir dönemde tüm yetkililerin, kişi ve kurumların toplumda ayrışma oluşturacak, gerilim meydana getirebilecek açıklamalardan kaçınması gerektiğine inanıyoruz.’’
Gürcistan’daki olaylar, Filistin’de iyileşmeyen yara, Lübnan, Irak ve Suriye’deki gelişmelerin, Türkiye’nin toplumsal barışa, huzura, birliğe, beraberliğe ve istikrara her zamankinden daha çok bugün ihtiyacı olduğunu açıkça gözler önüne serdiğini belirten Vardan, ‘’Bizler artık bu siyasi sorunlarla uğraşmak, onlarla zihnimizi işgal etmek yerine reel ekonomiye dönük olarak çalışma yapılmasını arzu ediyoruz’’ dedi.
DEVLETSİZLEŞTİRME TEHLİKESİ
Vardan, Türkiye’nin yol güzergahında yer alan sorunlara değinirken de şimdiki Rusya-Gürcistan geriliminde görüldüğü üzere Türkiye’nin ABD ile olan eşitsiz stratejik ortaklığının maliyetinin büyük olduğunu, ekonomik karşılığının ise pek bulunmadığını kaydederek, ‘’Ne var ki Türkiye’nin bölgedeki komşularıyla sıfır sorun politikasıyla ABD ile ilk defa başlatmak istediği kazan-kazan stratejisi derin bir şekilde çatışıyor’’ görüşünü aktardı. Siyasi rejimin halktan koptukça yasal zeminden de uzaklaştığını ifade eden Vardan, bununla ilintili olarak toplumsal doku ayrıştırılıp halkın kader birlikteliği erozyona uğratıldıkça devletin yönetme kapasitesinin de eridiğini, bunun bir devletsizleştirme tehlikesi içerdiğini söyledi.
Vardan, sermaye, enerji, teknoloji ve silah alanında dışarıya karşı asimetrik bağımlılık devam ettiği sürece ne Rusya’ya misliyle misilleme ne de ABD’ye ‘’hayır’’ diyebilen bir Türkiye imkanı olabileceğini savundu. Bu problemlerin çözümü için güçlü bir siyasi liderlik, milli birlik ve beraberlik, tanımlanmış ulusal mutabakat gerektiğini vurgulayan Vardan, “Mutabakat oluşturma konusunda ise AB üyeliği hala en büyük çapadır feda edilmemelidir” dedi.
Ekonomide yaşanan birçok çarpıklığın arkasında özel sektörün yetersizliklerinin bulunduğunu da dile getiren Vardan, Hükümet’in bir kısmını gecikmeli olarak başlattığı ikinci nesil reformları bir an önce etkin bir şekilde uygulamaya aktarması gerektiğini kaydetti.
|