İNÖNÜ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik, 2. Dünya Savaşı öncesindeki üniversite anlayışı ile üniversitelerin bir yere götürülemeyeceğini öne sürerek, ‘’Bu açıdan üniversitelerin öncelikle reforme edilmesinin, mevcut klâsik anlayışın da değiştirilmesinin gerekli olduğuna inanıyorum’’ dedi.
Gazetecilerle bir araya geldiği tanışma toplantısında, 25 gün önce rektörlüğe atandığını hatırlatarak, son dört yılda TÜBİTAK’ta bilim ve teknoloji yöneticiliği yaptığını ifade eden Prof. Dr. Çelik, şöyle konuştu: ’’Üniversitelerin aslî görevi bilim ve teknoloji üretmektir. Üniversitelerin ülkenin problemlerini çözmede, bölgenin problemlerini çözmede ve ülkenin ekonomik olarak refah düzeyini yükseltmekte artı değer katacak bilimsel buluşlar, patentler ve çalışmalar yapması gerekir.’’
Üniversitelerin yetiştirdikleri bilim insanları ile mezun ettikleri öğrencileri ile ülke çapında ve uluslar arası saygınlığı olan kurumlar olması gerektiğini vurgulayan Çelik, şöyle devam etti: ’’Ben şunu hayal ediyorum: Nasıl Boğaziçi Üniversitesinin, Ortadoğu Teknik Üniversitesinin mezunları, dünyada ve ülkenin her tarafında öncelikli olarak iş buluyorlarsa, İnönü Üniversitesinin mezun ettiği öğrencilerin de aynı şekilde saygınlığa kavuşturulmasının üniversitenin asli görevi olduğuna inanıyorum. Dünyadaki bilim ve teknoloji üretiminde üniversitelerin yüzde 70 etkinliğinin olduğunu biliyorum. 2. Dünya Savaşı öncesi üniversite anlayışı ile üniversitelerin bir yere götürülemeyeceğini biliyorum. Bu açıdan üniversitelerin öncelikle reforme edilmesinin, mevcut klâsik anlayışın da değiştirilmesinin gerekli olduğuna inanıyorum. Bunlardan en önemlisi de üniversitenin içerisinde yaşadığı toplumla barışık olması gerektiğidir.’’
‘’YANLIŞLIKLARI DEVAM ETTİRMEYİZ’’
Bundan önceki dönemlerin kendisini ilgilendirmediğini ifade eden Çelik, şunları kaydetti: ’’İyilik yapanların iyiliklerini minnetle anarız. Güzel işlerini takip ederiz. Yanlışlıklarının devam edicisi olmayız. Burada güzel şeyler söylemek kolay, ama güzel şeyler yapmak zordur. Malatya’ya, üniversiteye kazandırdığımız, ülkenin ihtiyacı olan bilim adamı potansiyeli ile yaptıklarımızı sizlerle paylaşacağız. Ben sadece rektörleri ile tanınan üniversite değil, çalışan bilim adamları ile tanınan bir üniversite olmasını arzu ediyorum. Umarım önümüzdeki yıllarda hem İnönü Üniversitesi hem de Türkiye üniversiteleri yetiştirdikleri bilim insanları ile anılan bir noktaya gelirler. Ülke için sorun oluşturan değil, çözüm oluşturan kurumlar, müesseseler haline gelirler.’’
|