Türkiye'de 70 bin, İstanbul'da 3 binin üzerinde cami bulunduğunu belirterek, Hz. Peygamber (a.s.m.) döneminden beri cemaati camiye davet etmek için her camide ezan okunduğunu, “sembolik bir önemi olan ezanın dinî olduğu kadar kültürel bir boyutu da bulunduğunu'' ifade eden İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, ezanın, bir şehrin Müslüman kimliğini anlatan en önemli işaretlerden biri olduğunu belirterek, “Değişik yerlerden farklı ezan seslerinin birbirine karışması bir ezan cümbüşü, harika bir güzellik” dedi.
MERKEZî EZAN BİZİM KÜLTÜRÜMÜZDE YOK
“Tek merkezden ezan okununca bu güzelliği kaybediyoruz, yok ediyoruz. Tek ezan bizim kültürümüzde yok” diyen Çağrıcı, ezanın, duyulduğu bölgedeki Müslüman olan-olmayan, camiye giden-gitmeyen herkesi ilgilendirdiğini ifade ederek, ''Ezanı herkes dinliyor. Ben zannetmiyorum ki, ezan güzel okunsun ve insanlar bundan rahatsız olsun. Ama ezan kötü okunuyor ve onlar da ezandan rahatsız olduğunu dile getiriyor, bana göre rahatsız olmasının nedeni ezan değil, okuyan kişinin güzel okuyamayışı'' diye konuştu.
Ezandan kimse rahatsız olmaz
İSTANBUL Müftüsü Mustafa Çağrıcı, şehirde merkezi ezan sisteminin yok ettiği ve yüzyıllardan beri süregelen bir kültür olan ‘’ezan cümbüşü’’nü yaşatabilmek için yeni bir uygulama başlattıklarını belirterek, ‘’Sesi iyi olmayan müezzinlerin camilerini merkezi sisteme bağladık, sesi iyi olan müezzinleri ise sistem dışında bıraktık’’ dedi.
Çağrıcı, soruları cevaplarken, Türkiye’de 70 bin, İstanbul’da ise 3 binin üzerinde cami bulunduğunu belirterek, Hazreti Muhammed (a.s.m) döneminden bu yana cemaati camiye davet etmek için her camide ezan okunduğunu anlattı. ‘’Sembolik bir önemi olan ezanın dini olduğu kadar kültürel bir boyutu da bulunduğunu’’ ifade eden Çağrıcı, ezanın, bir şehrin Müslüman olduğunu anlatan en önemli işaretlerden biri olduğu söyledi. Vatandaşların her camide güzel ezan okunmasını istediğini ama her camiye güzel sesli müezzin bulmanın da çok zor olduğunu anlatan Çağrıcı, bu sebeple ülke genelinde merkezi ezan sistemi uygulandığını belirtti. İslam ülkeleri içinde sadece Türkiye’de uygulanan bu yöntemle kötü sesli müezzinlerin olduğu camilerin merkezi sisteme bağlandığını dile getiren Çağrıcı, Anadolu’da geniş ölçüde uygulanan merkezi sistemin İstanbul’da frekans yetersizliği, şehrin geniş bir alana yayılması ve arazisinin engebeli olması sebebiyle uygulanamadığını bildirdi. Müftü Çağrıcı, merkezi sistemin İstanbul’da sadece Silivri, Çatalca, Sarıyer ve Kadıköy ilçelerinde uygulandığını, diğer ilçelerde de frekansların elverdiği ölçüde merkezi sisteme geçilmesi çalışmaları yaptıklarını kaydetti.
Tek merkeze bağlı kalınması sonucunu doğuran merkezi ezan sisteminin, farklı yerlerden farklı ezan sesleri duyulmasını engellediğini anlatan Çağrıcı, şöyle konuştu:
‘’Değişik yerlerden değişik ezan seslerinin birbirine karışması bir ezan cümbüşü, harika bir güzellik yaratıyor. Yabancı turistler için de muhteşem bir olay bu. Tek merkezden ezan okununca bu güzelliği kaybediyoruz, yok ediyoruz. Tek ezan bizim kültürümüzde de yok. Ben bir merkezden ezan okunmasına karşıyım. Ayrıca mesafeler uzadıkça teknik araçlar da aynı kalitede olmadığından ses kalitesi bozuluyor ve ezan sesi yer yer metalik seslere dönüşüyor.’’
Çağrıcı, İstanbul’da yeni bir uygulama başlattıklarını ifade ederek, sesi iyi olmayan müezzinlerin camilerini merkezi sisteme bağladıklarını, sesi iyi olan müezzinleri ise sistem dışında bıraktıklarını anlattı.
‘’KONSERVATUVAR MEZUNU MÜEZZİNLER VAR’’
Müezzin alımı sınavlarına değinen Çağrıcı, sınavlarda ses kalitesini, makam ve usul bilgisini dikkate aldıklarını belirtti. Son dönemde alınan müezzinlerin sesinin çok iyi olduğunu, sorunun eski elemanlarda yaşandığını dile getiren Çağrıcı, ‘’Dünyanın bir çok yerini gezdim, dünyada ezanın en güzel okunduğu ülke Türkiye... Ezanda ses ve makam bilgisine önem veren, sınavlarda bu anlamda özen gösteren ülke yine Türkiye’dir’’ diye konuştu.
‘’İstanbul’da konservatuvar mezunu olan veya dünyaca ünlü müezzinler bulunduğunu’’ anlatan Çağrıcı, ‘’Ezan sadece güzel ses ve makamla okunmaz. Ezanı güzel okumak için ses güzelliği ve makam bilgisi yetmez, usul de bilinmesi gerekir. Ezan İslam’ın en önemli cümlelerini içeren Arapça kelimelerden oluşan bir söz dizisidir. O telaffuza hakim olmak lazım” diye konuştu.
Çağrıcı, ‘’ezanın duyulduğu bölgedeki Müslüman olan olmayan, camiye giden gitmeyen herkesi ilgilendirdiğini’’ ifade ederek, ‘’Ezanı herkes dinliyor. Ben zannetmiyorum ki, ezan güzel okunmuş olsun ve insanlar bundan rahatsız olsun. Ama ezan kötü okunuyor ve onlar da ezandan rahatsız olduğunu dile getiriyor, bana göre rahatsız olmasının nedeni ezan değil, ezanı okuyan kişinin yeteneksizliği, güzel okuyamayışı...’’ dedi.
İstanbul’un farklı dinlere mensup kişilerin bir arada yaşadığı bir kent olduğuna değinen Çağrıcı, şöyle devam etti: ‘’Musevi cemaatinin ileri gelenlerinden birisi bana telefon etti. ‘Hocam, bizim bir müezzinimiz vardı. Her sabah takip ederdik, o ezan okuyacağı zaman balkona çıkardık, ezanımızı dinlerdik, bittikten sonra dinimize göre dua ederdik. Müezzinimizi aldınız, yerine birini verdiniz, bizi kurtarın’ dedi. Dolayısıyla bir Musevi dahi istiyor ki İstanbul’da güzel ezan okunsun, İstanbul kültürü içinde ezanın çok önemi bir öge olduğunu biliyor ve o insanlar İstanbul kültürünü yaşatmak için bazı Müslümanlardan daha arzulu ve heyecanlıdır.’’ diye konuştu.
İstanbul kültüründe vakit ezanlarının farklı makamlarda okunduğunu hatırlatan Çağrıcı, bazı camilerde ezanların kötü okunmasının bir
nedeninin de müezzin eksikliği olduğunu belirtti.
|