"Gerçekten" haber verir 26 Ağustos 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Derin sağ: Millî Mücadelecilik

Türkiye’nin son 40 yılı bir masanın üstünde öylece önümüzde duruyor. Karmakarışık bir sürü bilgi, belge, isim, resim yığını. Bakıyoruz, inceliyoruz, arıyoruz, tarıyoruz, hayret ediyoruz, kafamız karışıyor, bir şeylere benzetiyor ama bir benzerini daha bilmediğimiz için çıkaramıyoruz. Karanlık 40 yılın resmi biraz seçiliyor ama tüm resmi görmek için daha çok resme, bilgiye ve belgeye ihtiyaç var.

Ergenekon soruşturmasıyla Türkiye’nin son 40 yılı neredeyse önümüze fırlatıldı. 40 yıl öyle uzun bir süre değil. Tanıkların, faillerin, aktörlerin pek çoğu hâlâ içimizde, yaşıyor. Daha çok kişi konuşacak, daha çok sır ortaya çıkacak.

Artık iyi bildiğimiz bir şey var: Türkiye’nin son 40 yılı komünizmle mücadeleden, bölücülükle mücadeleye, oradan irtica ile mücadeleye devletin siyasi hayat üzerinde yaptığı türlü operasyonların tarihi aynı zamanda. Ergenekon soruşturması Türkiye’de devletin kamusal hayatın her yanına sızmış iktidarını, siyasetin her cephesine uzanmış kollarını teşhir edecek kadar kapsamlı bir hesaplaşmaya yol açabilir.

Ama bu hesaplaşmayı sadece hukuk, iddianame, polis eliyle yapmak mümkün değil. Yola gerçek siyasi dertlerle çıkmış, olan bitenden habersiz sempatizan ve aktivist kitleleri olan siyasi örgütleri, tümüyle ajan, işbirlikçi, derin devlet operasyonu merceğinden suçlayıp karalayarak bu hesaplaşmayı yapmak da mümkün değil.

Şimdilerde Ergenekon iddianamesi kapsamında soldaki bazı siyasi gruplar, partiler ve örgütler hakkında çok ciddi iddialar dillendiriliyor. Bu iddialarla ilgili sol içinde ciddi bir hesaplaşmanın başlayacağına dair güçlü işaretler de var. Tabii daha yolun çok başındayız. Henüz herkes bildiklerini anlatmadı, daha kimse kutsal sırları deşifre etmeye cesaret edemedi. Belki bu hesaplaşmadan ve temizlenmeden demokrat sol yeni bir siyasi seçenek doğacak.

Peki, Türkiye’de sağ, İslami hareketler ve milliyetçiler kendi son 40 yıllarıyla yüzleşmeye hazırlar mı?

Şimdi size bazı isimler sıralayacağım. Pek çoğunu tanıyorsunuz.

Cemil Çiçek, Taha Akyol, Aykut Edibali, Yavuz Aslan Argun, Melih Gökçek, Necmettin Erişen, Prof. Dr. Mustafa Erdoğan, Halil Şıvgın, Mustafa Ruhi Şirin, Atilla Yayla, Ali Müfit Gürtuna, Ahmet Taşgetiren, Gaffar Yakın, Dr. Necmettin Turinay, Galip Demirel, Ömer Vehbi Hatipoğlu, Hüseyin Gülerce, Ahmet Taşgetiren, Kemal Yaman, Burhan Özfatura, Hamza Türkmen, Altan Tan...

Bugün siyasetin, medya dünyasının, düşünce hayatının farklı yerlerinde halen çok önemli pozisyonlarda bulunan bu isimler 1960’ların sonlarından 1980’e kadar çeşitli dönemlerde Yeniden Milli Mücadele Hareketi içinde yer almış isimler.

Yeniden Milli Mücadelecilik (ya da kısaca Mücadeleciler) 1960’ların sonlarına doğru Konya’da İslami duyarlılıkları güçlü bir grubun başlattığı daha sonra Türkiye genelinde etkili olan bir hareket. Hareketin liderliğini şimdi Millet Partisi genel başkanı olan Aykut Edibali yapıyor.

Önce geleneğe karşı modern selefi bir İslamcılıktan yola çıkıp, oradan Türkiye’de o yıllarda varlık gösteren Müslüman Kardeşler, Hizbu’t Tahrir, Rabıta gibi “milli olmayan İslamcı hareketlere karşı” milli İslamcılığa, anti- Komünizm, Siyonizm, Masonluk karşıtlığıyla da katı bir devletçi, millici bir çizgiye, son olarak devletçi merkez sağa doğru yol almış bir hareketten bahsediyoruz.

Kuruluş sürecinde Ziya Uygur gibi “antisemitik seminerler vererek gençleri aydınlatan” emekli askerlerin isimlerinin geçtiği, 12 Mart darbesini “Ordu-Gençlik Elele” sloganlarıyla desteklemiş, o yıllarda DGM’lerin kurulması için kamuoyu yapmış, “DGM’ye karşı Çıkanlardan Millet Hesap Soracak” sloganlarıyla mitingler düzenlemiş, “Ortak Pazar, Millete Mezar” kampanyalarıyla Türkiye’nin Avrupa Birliği macerasına en baştan karşı çıkmış bir hareketten bahsediyoruz.Türkiye’de muhafazakâr sağın, AKP’nin, halen pek çok radikal demokrat reformun önünde en büyük engel olan devletçi-milliyetçi kökenlerini anlamak için dönüp bakılması gereken düşünsel dönüm noktalarından biri Mücadelecilik.

Mücadelecilik, MTTB, Komünizm ile Mücadele Dernekleri’ni anlamadan bugün AKP’yi de muhafazakâr demokrasiyi de anlamak zor. Hareketin içinden gelen isimlerden birinin de Cemil Çiçek olması bile dönüp bakmak için yeterli bir neden. Çiçek 16 Haziran 2002’de o zaman Yeni Şafak’ta olan Mustafa Karaalioğlu’na verdiği röportajda eski örgütü için şöyle diyor:

“Yeniden Milli Mücadele devletin ilgisi ve bilgisi dâhilinde kurulan bir teşkilattır. Ben orada belli bir süre bulundum ve neticede bazı şeyleri de görüp en erken ayrılanlardanım... O neviden gruplar, günün soğuk savaş şartları altında kıymet-i harbiyesi olan gruplardı zaten.”“

Taraf 25.8.2008

Yıldıray Oğur

26.08.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün haberler

Başlıklar

  Normalleşme ve gerçek gündem

  Cumhuriyet... İmtiyazsız, sınıfsız bir kitle!

  Derin sağ: Millî Mücadelecilik

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır