İNSANOĞLU’NUN AKLINI KURCALAYAN EN ÖNEMLİ SORU OLAN ‘EVRENİN YARATILIŞ SIRRI’ İÇİN AVRUPA’DA ARAŞTIRMACILAR YOĞUN OLARAK ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYOR.
KÂİNATIN yaratılışındaki sırları ortaya çıkarması hedeflenen Centre Europeen pour la Recherche Nuclearie-Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’nde(CERN) yapılacak büyük patlama deneyinde 10 Eylülde önemli bir adım atılarak, ‘’atomaltı parçacık çarpıştırma cihazı’’ çalıştırılacak. CERN’deki araştırmalara Türkiye’den katılan 50 bilim insanından biri olan ve bir süre önce Türkiye’ye dönen TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Salih Sultansoy, CERN’deki bilimsel gelişmeleri ve izlenimlerini anlattı. 12 Avrupa ülkesi tarafından İsviçre-Fransa sınırında bulunan Cenevre’de 1954 yılında kurulan CERN’in, bugün dünyanın en büyük yüksek enerji fiziği laboratuvarı olduğunu belirten Sultansoy, bu merkezin Avrupa’nın nükleer fizik alanında ABD ve Rusya ile rekabet eder düzeyde olmasını sağlamak amacıyla kurulduğunu anlattı.
1999 yılında Bulgaristan’ın katılımı ile CERN’e üye ülke sayısının 20’ye yükseldiğini ve Avrupa başta olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinden 6 bin 500 dolayında bilim insanının buradaki araştırmalarda yer aldığını ifade eden Sultansoy, ‘’Türkiye, maalesef, halen gözlemci statüsündedir. Ancak son üç yılda yetkililerin çabalarıyla büyük bir canlanma başlamıştır’’ diye konuştu.
Kuruluşundan itibaren CERN hızlandırıcıları sayesinde pek çok yeni parçacık bulunduğunu aktaran Sultansoy, özellikle 1970’lerde nötr zayıf akınlar ve zayıf etkileşmeleri taşıyıcısı olan elektromanyetik etkileşmelerin taşıyıcısı fotonun büyük kütleye sahip benzerleri, 1980’lerdeki W ve Z bozonların CERN’de yapılan bulgular arasında olduğunu ve bunların Nobel Ödülü aldığını belirtti.
ÇARPIŞTIRICI ÇALIŞMA AŞAMASINA GELDİ
CERN’in dünya kamuoyunun odağı haline gelmesinin sebebinin ‘’mühendislik harikası olan insanoğlunun kurduğu en büyük hızlandırıcı Large Hadron Collider-Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nın (LHC) çalışma aşamasına gelmesi’’ olduğunu vurgulayan Sultansoy, yerin yaklaşık 100 metre altında 27 kilometrelik tünelde kurulan bu çarpıştırıcının üzerinde 4 dev deney aletinin kurulduğunu belirterek, şöyle devam etti: ‘’Bunlardan ikisi, ATLAS (A Toroidal LHC ApparatuS) ve CMS (Compact Muon Solenoid), genel amaçlı detektördür. ALICE (A Large Ion Collider Experiment) detektörü maddenin yeni hali olan quark-gluon plazmasını, LHCb (Large Hadron Collider beauty) deneyi ise evrenin oluşumunu sağlayan madde-antimadde asimetrisini incelemek için tasarlandı.’’
10 EYLÜLDE DENEYİN ÖNEMLİ BİR ADIMI ATILACAK
8 Ağustos 2008’de ilk protonların ön hızlandırıcıdan ana hızlandırıcıya başarılı bir şekilde aktarıldığını hatırlatan Sultansoy, 10 Eylülde ilk proton demetinin ana hızlandırıcıda devrinin sağlanması çalışmasının yapılacağını bildirdi. Sultansoy, böylece yapımı yıllar süren ‘’atomaltı parçacık çarpıştırma cihazı’’nın çalıştırılma aşamasına geldiğini söyledi.
Bu deneyin ardından Ekim ayının başında da 5 teraelektronvolt (TeV) enerjiye sahip proton demetlerinin çarpıştırılmasının öngörüldüğünü anlatan Sultansoy, CERN’deki çalışmalarda kâinatın yaratılış sırlarıyla ilgili yeni bilgilerin de 2009 yılının sonlarından itibaren alınmaya başlanmasının öngörüldüğünü aktardı.
Sultansoy, ‘’Son araştırmalara göre, 2009’un sonlarında deneyler sonunda mini kara delikler görme ihtimali ortaya çıkacak. Ancak büyük patlama henüz olmayacak. Evrenin oluşmasıyla ilgili bilgilere bu tarihten sonra ulaşılmaya başlanacak. 10 Eylüldeki deneyde de büyük bir adım atılacak. Protonların 27 kilometrelik ana halkada dönmesini göreceğiz’’ diye konuştu. Bu çalışmaların Kasım ayı ortalarında tamamlanmasının ardından gelecek yıl da asıl amaç olan 7 TeV’lik proton demetlerinin çarpıştırılmasının planlandığını aktaran Sultansoy, ‘’Bu durumda ilk bilgilerin 2009 yılının yaz döneminde fizik camiasına aktarılması söz konusu’’ dedi.
CERN’DEKİ TÜRKLER
Türkiye üniversitelerinden ve TAEK’ten yaklaşık 50 bilim insanının CERN’de yapılan araştırmalara katıldığını anımsatan Sultansoy, bunun yanında 10 bilim insanının da ABD, İngiltere ve benzeri ülkelerin üniversiteleri üzerinden CERN’de çalıştığını belirtti.
|