Sulak alanların korunması, kirliliğin önlenmesi ve kirlenen suyun temizlenmesi olarak nitelendirilen su yönetimi, sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada çözülmesi gereken en önemli sorun olarak değerlendiriliyor.
Kayseri Çevre ve Orman İl Müdürü Melahat Özoğlu, su ve sulak alanların çağlar boyunca bereketin, zenginliğin temeli olduğunu, bunun sonucu olarak da ilk uygarlıkların sulak alanların çevresinde kurulduğunu ifade etti. Özoğlu, ‘’Kalkınma ile birlikte artan insanoğlunun talepleri karşısında hassas değerlere sahip sulak alanlar yok edilmeye başlanmış ve günümüzde sadece koruma altına alınmış az sayıda sulak alan varlığını sürdürebilmektedir’’ dedi. Çevre ve Orman Bakanlığınca yapılan değerlendirmeler neticesinde, Türkiye’de toplam 1 milyon 300 bin hektarlık alanda 500’den fazla sulak alan olduğunun tesbit edildiğini, bunlardan 135’inin uluslar arası öneme sahip olduğunun belirlendiğini kaydeden Özoğlu, şöyle dedi: ‘’Ülkemizdeki toplam sulak alanlar, ülke yüz ölçümünün yüzde 5’ini kapsamaktadır. Bu yüzden kayıt altına alınan bu sulak alanların iyi korunması gerekir. Ülkemiz, yarı kurak iklim kuşağında yer almasına rağmen, zengin sulak alanlar nedeniyle birçok ülkeye göre çok daha şanslıdır. Ancak tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde ve ilimizdeki sulak alanlarımız sahip oldukları hassas ve kırılgan ekosistem özellikleri göz ardı edilerek, çeşitli amaçlar için kurulmuş, tarım, hayvancılık, sanayi, yerleşim gibi önceliklerin gözetilmesi nedeniyle tehdit altındadır. Bazıları yok olma noktasına gelmiş, bazıları da kirlilik, doğal sistem işleyişinin değişmesi, tür değişimi, alansal küçülmeler gibi tehditler yaşamaya başlamıştır. Örnek vermek gerekirse, 10 yıl öncesinde yaklaşık 9 bin hektarlık alanı su ile kaplı olan Sultansazlığı’nda bugün ancak 1500 hektar alanda su bulunmaktadır.’’
Sulak alanların korunması, kirliliğin önlenmesi ve kirlenen suyun temizlenmesinin, bütün dünyanın üzerinde durduğu en önemli konu olduğunu vurgulayan Özoğlu, sulak alanların varlığını sürdürebilmesi için bölge halkı, yerel yönetimler ve bu alanlara yönelik projeler geliştiren kurum ve kuruluşların bütüncül bir anlayış içinde çalışmaları gerektiğini de ifade etti.
|