|
|
|
Darbe değil, özgürlük istiyoruz |
BİNLERCE darbe karşıtının katıldığı mitingde bugüne kadar bütün darbe ve anti-demokratik hareketlerin planlandığı Ankara’nın çok başıboş bırakıldığı belirtilerek, “Şimdi, içinden geçtiğimiz ağır çekim darbe sürecinde, ortaya dökülen Ergenekon çetesine ve parti kapatmalara karşı Ankara sokaklarında ses çıkarmak zamanıdır.” denildi.
Sıhhiye Köprüsünün başlangıcı olan Toros Sokakta başlayan yürüyüş, mitingin yapılacağı Cebeci’deki Kolej Kavşağına kadar devam etti. Beyaz eldiven giyen, protesto düdükleri çalan ve “Darbeye karşı ses çıkar” ve “Darbeye karşı 70 milyon adım” yazılı dövizleri taşıyan yürüyüşçüler, “Darbelere dur de”, “Biz bu darbeleri durdurabiliriz” ve “Özgürlük istiyoruz” şeklinde sloganlar attılar. Birçok STK ve siyasî partinin destek verdiği mitinge, Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu ile AKP milletvekilleri Zeynep Dağı ve Burhan Kayatürk de katıldı.
Hrant Dink posterlerinin de asıldığı sahnede konuşmasını gerçekleştiren Sanatçı Zeynep Tanbay, artık darbelere karşı ses çıkarma zamanı olduğunu belirterek, “Darbeler, muhtıralar, derin örgütlenmeler, faili meçhul cinayetler, parti kapatmalar, idamlar, işkenceler hep Ankara’da konuşuldu, Ankara’da planlandı. Tüm bunlar olurken biz Ankara’yı çok başıboş bıraktık. Ankara da bu ülkede 70 milyon insan yaşadığını çoğu zaman unuttu. Şimdi darbeye karşı, Ergenekon çetesine ve parti kapatmalara karşı ses çıkarmak zamanıdır.” diye konuştu.
Yürüyüş esnasında ikindi ezanının okunması üzerine tertip komitesi yetkilileri sloganları keserek megafonlarla katılımcılara, “Arkadaşlar, ezan bitene kadar bekliyoruz. Lütfen ezana saygı gösterelim.” duyurusu yaptılar.
MİTİNGTEN NOTLAR
* Yaklaşık 3 bin kişinin katılımıyla yapılan mitingi 70 Milyon adım inisiyatifi organize etti.
* Ankara mitingi ‘darbelere karşı 70 milyon adım’ mitinglerinin ikincisi oldu.
* MAZLUMDER, Genç Siviller, DSİP, EHP, DTP gibi toplumun farklı kesimlerini temsil eden sivil toplum örgütleri ve siyasal partilerin katılımıyla gerçekleşti. Ayrıca mitinge AKP’den iki milletvekili de katıldı.
* “Ankara, Ankara Duy Sesimizi” başlıklı bildiriyi ÖDP genel başkanı Ufuk Uras’ın eşi sanatçı Zeynep Tanbay okudu.
* Bildiride Ankara’nın halkın talepleri karşısındaki umursamazlığı ve halka rağmen yapılan planlara ev sahipliği yapması eleştirildi. ‘Bir daha asla’ sloganları atılarak buna bir daha müsaade edilmeyeceği ifade edildi.
* Zeynep Tanbay’ın okuduğu bildiriyle Ergenekon dâvâsının sonuçlanması ve gidebildiği yere kadar gitmesi yönünde talep ve destek ifadeleri kullanıldı.
* Ergenekoncuların yargılandığı gibi daha önce darbe girişimleri başarıya ulaşmış darbecilerin de yargılanması talep edildi. 12 Eylül’de yeni bir miting duyurusu yapıldı. ‘Kenan Evren darbecidir’ sloganları atıldı.
* Mitingde ayrıca ‘Darbelere karşı omuz omuza ‘ ve ‘Özgürlük’ sloganları atıldı.
* Miting Sanatçı Feryal Önür ve Yasemin Göksu’nun verdiği mini konserle sona erdi.
|
Cemil YÜZER
/ ANKARA
28.07.2008
|
|
|
KAPATMAK İÇİN EN AZ 7 OY GEREKİYOR |
Mahkeme heyeti, karar verene kadar müzakerelerini aralıksız sürdürecek. Anayasaya göre, partinin kapatılmasına karar verilebilmesi için, 11 asıl üyenin en az 7'sinin oyu gerekecek. Mahkeme, ''temelli kapatma'' yerine, dâvâ konusu fiillerin ağırlığına göre 'Hazine yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakma'' kararı da verebilecek.
ANAYASA Mahkemesi, AKP hakkında açılan kapatma dâvâsını yarın görüşmeye başlayacak. Heyet, karar verene kadar müzakerelerini aralıksız sürdürecek.
AKP hakkındaki kapatma dâvâsında süreç, 14 Mart 2008 Cuma günü Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın, parti hakkında hazırladığı iddianameyi Anayasa Mahkemesi’ne sunmasıyla başladı. Başsavcı Yalçınkaya, partinin ‘’laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği’’ iddiasıyla AKP’nin kapatılmasını istedi. Ceza dâvâsı prosedürü işletilen dâvâda, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesi raportörü Osman Can’ı dâvâ ile ilgili görevlendirdi. Raportör Can, iddianameyle ilgili ön inceleme raporunu 28 Martta tamamlayarak, Anayasa Mahkemesi Başkanlığına sundu. Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yapılan değişikliğin ardından, mahkemelere tanınan ‘’iddianamenin iadesi veya kabulü’’ şeklindeki yetki, bu dâvâda da uygulandı. Raporunda iki seçenek sunan Raportör Can, ‘’iddianamenin iade koşullarının bulunduğunu’’ ve ‘’iddianamenin Anayasa Mahkemesine sunulduğu anda kabul edilmiş sayılacağı’’ görüşlerine yer verdi.
Ön incelemeyi 31 Mart Pazartesi günü yapan Anayasa Mahkemesi heyeti, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesinin kabulüne karar verdi. Yüksek Mahkeme bu kararını, ‘’iddianamenin Abdullah Gül dışında kalan bölümünün kabulüne oy birliğiyle, Abdullah Gül yönünden de kabulüne Haşim Kılıç, Sacit Adalı, Serdar Özgüldür ve Serruh Kaleli’nin karşı oyları ve oy çokluğuyla’’ aldı.
Bu aşamadan sonra ön savunmasını yapması için iddianame AKP’ye gönderildi. Yasal olarak 1 ay içinde ön savunmasını vermesi gereken AKP yasal süreyi beklemeden 30 Nisanda ön savunmasını Yüksek Mahkemeye sundu.
Partinin yaptığı ön savunmanın ardından 1 ay içinde esas hakkındaki görüşünü sunması gereken Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya ise yasal sürenin son günü 30 Mayısta esas hakkındaki görüşünü Yüksek Mahkemeye bildirdi. Yalçınkaya esas hakkındaki görüşünde, iddianamedeki iddialarını tekrarladı. Yalçınkaya’nın verdiği esas hakkındaki görüşünün ardından 1 ay içinde esas hakkındaki savunmasını vermesi gereken AKP adına Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat ile AKP Grup Başkanvekilleri Sadullah Ergin ve Bekir Bozdağ, yasal sürenin dolmasına 13 gün kala 16 Haziranda esas hakkındaki savunmalarını Yüksek Mahkemeye sundu.
SÖZLÜ SAVUNMA ÇİÇEK VE BOZDAĞ’DAN
Anayasa Mahkemesi, AKP’nin verdiği esas hakkındaki savunmanın ardından sözlü açıklama ve sözlü savunma tarihlerini belirledi. Yüksek Mahkeme, 1 Temmuz 2008 Salı günü Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Yalçınkaya’nın sözlü açıklamalarını, 3 Temmuz 2008 Perşembe günü de AKP yetkililerinin sözlü savunmasını dinlemeye karar verdi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Yalçınkaya, 1 Temmuzda, Anayasa Mahkemesi heyetine 1.5 saat sözlü açıklama yaptı. AKP adına sözlü savunmayı, 3 Temmuzda Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ile TBMM Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ yaptı. Çiçek ve Bozdağ’ın savunmaları 6.5 saat sürdü.
RAPORTÖR CAN: “KAPATILMASIN’’
İşleyen süreç kapsamında, dâvâ açıldığından bu yana çalışmalarını sürdüren, dâvâya ilişkin bilgi, belgeleri inceleyen Raportör Osman Can, raporunu 16 Temmuz Çarşamba günü tamamlayarak, Anayasa Mahkemesi Başkanlığına sundu. Raportör Can, 650 sayfalık raporunda, Venedik Kriterleri’ne göre söz ve eylemleri şiddet içermedikçe partilerin kapatılmayacağına dikkat çekerek, ‘’AK Parti hakkında açılan kapatma dâvâsının reddedilmesi’’ yönünde görüş bildirdi.
Raporun, Anayasa Mahkemesi heyetini bağlayıcılığı bulunmuyor. Bu sürecin ardından, raporu inceleyen Yüksek Mahkeme üyeleri, 22 Temmuz günü yaptıkları toplantının ardından, dâvânın ele alınacağı günü 28 Temmuz Pazartesi olarak belirledi. Üyeler, bugünden itibaren aralıksız her gün bir araya gelerek dâvâyı görüşmeye başlayacak. AKP hakkındaki kapatma dâvâsını, 11 kişiden oluşan Anayasa Mahkemesi Heyeti karara bağlayacak. Asıl üyelerden herhangi birinin bulunmaması halinde 4 yedek üyeden en kıdemlileri heyete katılacak. Anayasa’ya göre bir siyasi partinin kapatılmasına karar verilebilmesi için nitelikli çoğunluğun oyu aranacak. Buna göre, kapatma kararı için Anayasa Mahkemesinin 11 asıl üyesinin en az 7’sinin oyu gerekecek. Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın 69. maddesine göre, ‘’temelli kapatma’’ yerine, dâvâ konusu fiillerin ağırlığına göre ‘’Hazine yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakma’’ kararı da verebilecek.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, iddianamesinde, ‘’dâvâlı partinin laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline gelmesi fiil ve beyanları ile neden olduğunu’’ ileri sürdüğü Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da aralarında bulunduğu 71 kişi hakkında siyasi yasak getirilmesini istemişti.
|
/ ANKARA
28.07.2008
|
|
|
K. Irak’a bir harekât daha |
GENELKURMAY Başkanlığı, Irak’ta Kandil bölgesinde tesbit edilen PKK/KONGRA-GEL terör örgütüne ait hedeflere karşı Türk Hava Kuvvetlerine mensup savaş uçaklarınca gece yarısından itibaren etkili bir hava harekatının icra edildiğini, terör örgütüne ait 12 hedefin tümünün vurulduğunu bildirdi.
Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan bilgi notunda, Irak’ın Kandil bölgesinde tesbit edilen PKK/KONGRA-GEL terör örgütüne ait hedeflere karşı, Türk Hava Kuvvetlerine mensup savaş uçaklarınca bugün etkili bir hava harekatının icra edildiği belirtildi. Bilgi notunda, şunlar kaydedildi: ’’Gece yarısından itibaren icra edilen harekat esnasında terör örgütüne ait 12 hedefin tümü vurulmuştur. Görevlerini başarıyla tamamlayan uçaklarımız emniyetle üslerine dönmüşlerdir. Terörist kayıplarının kesin tespiti konusundaki çalışmalara devam edilmektedir. Terörle mücadele kapsamında icra edilen operasyonlar, askeri gereklere göre yurt içinde ve yurt dışında kararlılıkla devam edecektir.’’
|
/ ANKARA
28.07.2008
|
|
|
Emre Gönen: Cübbeli devrim muhafızları var |
Bilgi Üniversitesi Avrupa Etüdleri Direktörü Emre Gönen, “Üzerine cübbe giyip kendini devrim muhafızı zanneden insanlar var. Totaliter üslûp bilim adamlarının ağzında fütursuzca kullanılıyor” dedi.
DEVAMI RÖPORTAJ SAYFASINDA
|
Hasan Hüseyin Kemal
28.07.2008
|
|
|
Süleyman Çelebi rahmetle anıldı |
‘’Mevlıd-ı Şerıf’’ın yazarı Süleyman Çelebi, ölümünün 586. yılında, Bursa’daki mezarı başında anıldı.
Süleyman Çelebi’nin Çekirge Caddesi’ndeki türbesinde gerçekleştirilen anma töreninde konuşan Bursa Din Görevlileri Derneği Başkanı İbrahim Aydın, Süleyman Çelebi’nin çok büyük bir şair ve edebiyatçı olduğunu söyledi. Dernek olarak Süleyman Çelebi’yi 23. kez anmanın mutluluğu içinde olduklarını ifade eden Aydın, şöyle konuştu: ‘’Onu anmak, aziz ruhunu şad etmek, ona karşı vefa ve minnet borcumuzu ödemek için buradayız. Süleyman Çelebi Hazretleri, büyük bir şair, büyük bir edebiyatçı, Allah ve Resulüne aşık, bayrağına, vatanına ve milletine gönülden bağlı bir vatanperverdir. Aynı zamanda devrinin bütün ilimlerini tahsil etmiş ilim ve mânâ adamıdır. Dernek olarak Bursa Ulu Cami’nin ilk imamlarından olan Süleyman Çelebi’yi 23. kez anmanın mutluluğu içindeyiz’’. Anma töreni, Kur’ân-ı Kerim ve Mevlid-i Şerif’ten bazı bölümlerin okunmasıyla sona erdi.
|
28.07.2008
|
|
|
Hızlı tren yaygınlaşacak |
TCDD 6. Bölge Müdürü Hasan Tahsin Köprülü, yaptığı açıklamada, kara yollarına göre daha güvenli ve rahat olması sebebiyle demir yollarına gösterilen ilginin giderek arttığını, bu sebeple yeni yatırımlara ağırlık verdiklerini söyledi.
Türkiye’de 11 bin kilometreyi bulan demir yolu ağı içerisinde, ulaşım açısından en fazla kullanılanlardan birini Adana ve Mersin arasındaki hattın oluşturduğunu belirten Köprülü, ‘’Günlük karşılıklı 50 seferin yapıldığı iki il arasında 11 bin yolcu taşıyoruz. Raybüs ve diğer vagonlarla yaptığımız taşımacılıkta, yolculuk süresini raybüsler 57, vagonlar ise 74 dakikada tamamlıyor’’ dedi. Sürenin uzunluğunda, vagonların eski olmasının yanında, güzergâhtaki hemzemin geçitlerin de trenleri yavaşlamasının da etkili olduğunu aktaran Köprülü, 2 yıl önce başlattıkları iyileştirme çalışmalarında, çoğu korsan olan geçitleri kapattıklarını, var olanları ise düzenli hale getirdiklerini söyledi. Yapılan bütün iyileştirme çalışmalarının seferleri az da olsa hızlandırdığını söyleyen Köprülü, asıl beklenen hızın ise yeni setler sayesinde olacağını bildirdi. Köprülü, yolcu kapasitesi 250, saatteki hızı da 130-140 kilometreye ulaşan setlerin, Adapazarı’nda üretimi için de harekete geçildiğini, yerli üretimle önümüzdeki yıllarda daha fazla seti hizmete sokacaklarını bildirdi.
|
28.07.2008
|
|
|
Rövanş yakıştırmasını doğru bulmuyorum |
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, ‘’Ergenekon davası, AK Parti hakkındaki kapatma davasının rövanşı mı?’’ sorusu üzerine, ‘’Haşa, hiç öyle birşey yok. O farklı bir olay, bu farklı bir olay. O tür yakıştırmaları da doğru bulmuyorum’’ dedi.
Recep Tayyip Erdoğan, Sefaköy’deki alışveriş merkezinin açılışından ayrılırken gazetecilerin sorularını cevapladı. Erdoğan, bir gazetecinin, ‘’Toplu açılış törenindeki konuşmanızda geçen ‘Baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş’ sözleriniz bizi biraz hüzünlendirdi. Pazartesi günü de AK Parti hakkındaki kapatma davası görüşülmeye başlanacak. Ne diyeceksiniz?’’ sorusuna, şu cevabıı verdi: ’’Ama ben şimdi başka birşey anlatıyorum, sen bana başka birşey söylüyorsun. Ben ‘Baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş meğer’ derken, yaptığımız eser ve yatırımlarla halkımızın bu noktalara geleceğine yönelik, aydınlık yarınların Türkiyesi’nin özlemi var. Dolayısıyla insanoğlu bugün var, yarın yok.’’ ‘’Sözlerinizin Pazartesi günü davanın görüşülmeye başlanmasıyla ilgisi var mı?’’ sorusu üzerine Erdoğan, ‘’Onunla yakından uzaktan alakası yok. Bunu biliyorsun, ilk defa söyleyen birisi değilim’’ dedi. Bir gazetecinin, ‘’Ergenekon davasının AK Parti hakkındaki kapatma davasının rövanşı olduğu söyleniyor. Böyle mi?’’ diye sorması üzerine de Erdoğan, şunları söyledi: ’’Haşa, hiç öyle birşey yok. O farklı bir olay, bu farklı bir olay. Hepsi yanlış. O tür yakıştırmaları da doğru bulmuyorum. Hep bunlar farklı farklı şeylerdir.’’ Erdoğan, ‘’Ergenekon davası iddianamesini nasıl buluyorsunuz?’’ sorusuna, ‘’Hayırlı olsun diyorum’’ cevabını verdi.
|
/ İSTANBUL
28.07.2008
|
|
|
Yolumuza devam edeceğiz |
AKP Genel Merkezi’nce düzenlenen ‘’Siyaset Akademisi Yerel Yönetimler Programı’’na Ankara’dan katılanlara sertifikaları, Kocatepe Kültür Merkezi’nde düzenlenen törenle verildi.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay da AKP’nin, ‘’durmak yok yola devam’’ sloganına uygun olarak hiç durmadan çalıştığını belirterek, ‘’Bu heyecanı koruduğumuz sürece daima ayakta olacağız’’ diye konuştu. Atalay, şubat ayında 21 ilde başlatılan program kapsamında yaklaşık 5 bin kişinin ders aldığını bildirdi. Atalay, gelecek yıl yapılacak yerel seçimlerde Siyaset Akademisi’nden mezun olanların önemli rol oynayacaklarını kaydetti. Atalay, ‘’Bu büyük kurum, yoluna aynı dirayetle devam edecek, biz yolumuza devam edeceğiz’’ dedi. Siyaset Akademisi Ankara Koordinatörü Mustafa Ak, törende 417 kişinin sertifika alacağını, bunların yüzde 33’ünün kadın, yüzde 73’ünün ise üniversite mezunu olduklarını söyledi. Daha sonra Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Devlet Bakanı Mustafa Said Yazıcıoğlu, İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Haluk İpek, Siyaset Akademisi’ni başarıyla tamamlayanlara sertifikalarını verdi. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ‘’Siyaseti, sevilen, sempati duyulan, bilerek ve isteyerek yapılan bir iş haline getireceğiz’’ dedi.
|
/ ANKARA
28.07.2008
|
|
|
Şemdinli'de mayın patladı: 8 ölü |
HAKKARİ'NİN Şemdinli ilçesinde kamyonetin geçişi sırasında teröristlerce yola döşenen mayının patlaması sonucu ilk belirlemelere göre aynı aileden 3 kişi öldü.
Alınan bilgiye göre, ilçenin Alan köyü yakınlarında sürücüsü ve plakası henüz öğrenilemeyen kamyonet, terör örgütü PKK üyelerince daha önceden yola döşenen mayına çarptı. Tuzaklanmış mayının patlaması sonucu, ilk belirlemelere göre, sürücü ile kamyonette bulunan 2 kişinin yaşamını yitirdiği bildirildi. Patlamayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.
|
/ ŞEMDİNLİ
28.07.2008
|
|
|
Dünya gözünü pamuğa çevirdi |
Adana Ticaret Borsası Başkanı ve Türkiye Odalar Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi Fethi Coşkuntuncel, dünyanın gözünü pamuk üretimine çevirdiğini, pamuğun önemini anladığını, Türkiye’nin ise bunu seyretmekle yetindiğini savundu.
Coşkuntuncel, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin yıllık pamuk üretiminin 730 bin ton olduğunu, her yıl 900 bin tonluk da ithalat yapıldığını, buna rağmen üretimin her geçen gün gerilediğini ifade etti. Türkiye’de pamuk üretimi gerilerken dünyanın gözünü pamuğa çevirdiğini ifade eden Coşkuntuncel, ‘’Bu yıl dünya pamuk üretiminin 27 milyon 110 bin ton, tüketiminin ise 27 milyon 520 bin tona ulaşacağı tahmin ediliyor’’ dedi. Coşkuntuncel, Uluslararası Pamuk İstişare Komitesi verilerine göre, dünya pamuk stoklarından iki yılda 1 milyon 620 bin ton pamuk kullanıldığını, dolayısıyla aynı oranda kullanımın devam etmesi halinde dünya pamuk stoklarının yaklaşık 8 yılda tükeneceğinin tahmin edildiğini bildirdi. Geçen yılın başında dünya pamuk başlangıç stokunun 13 milyon 160 bin ton olduğunu anımsatan Coşkuntuncel, bu yıl sonunda devredecek pamuk stokunun ise 11 bin 740 bin ton civarında olmasının beklendiğini ifade etti.
|
/ ADANA
28.07.2008
|
|
|
Hakkâri’de emniyet güçlerine saldırı |
HAKKÂRİ Valisi Ayhan Nasuhbeyoğlu, terör örgütü PKK üyeleri tarafından Hakkari Emniyet Müdürlüğü’ne düzenlenen saldırıda, can ve mal kaybının olmadığını açıkladı.
Ayhan Nasuhbeyoğlu, yaptığı açıklamada, teröristler tarafından Hakkari Emniyet Müdürlüğü binasına, saat 20.15 sıralarında, Halife Derviş Mezarlığı’ndan silahlı saldırı düzenlendiğini ve binanın üst katındaki pencerenin isabet aldığını kaydetti. Saldırının ardından bölgede inceleme başlatan olay inceleme ekiplerinin, henüz patlamamış bir mühimmat tespit ettiğini de ifade eden Nasuhbeyoğlu, söz konusu mühimmatın da bomba uzmanı ekipleri tarafından kontrollü bir biçimde imha edildiğini bildirdi. ‘’Olayda can ve mal kaybı olmamıştır’’ diyen Nasuhbeyoğlu, güvenlik güçlerinin bölgede çalışmalarını sürdürdüklerini sözlerine ekledi. Bu arada Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde Emniyet Müdürlüğü bahçesine el bombası atıldı. Alınan bilgiye göre, Yüksekova Emniyet Müdürlüğü bahçesine terör örgütü PKK üyeleri tarafından el bombası atıldı. Can kaybının olmadığısaldırının ardından bölgede geniş güvenlik tedbiri alındı. Saldırganları yakalamak için operasyon başlatıldı. Öte yandan terör örgütü PKK üyeleri tarafından Hakkari’nin Şemdinli ilçesindeki tabur komutanlığına taciz ateşi açıldı. Alınan bilgiye göre, PKK’lı teröristlerce, 3. Dağ ve Komando Tabur Komutanlığı’na, akşam saatlerinde taciz ateşi açılırken, güvenlik güçlerinin anında karşılık vermesi üzerine teröristler bölgeden uzaklaştı. Saldırının ardından güvenlik güçleri bölgede operasyon başlattı.
|
/ Hakkâri-Yüksekova-Şemdinli
28.07.2008
|
|
|
Susuzluk Türkiye'nin değil, dünyanın da problemi |
Sulak alanların korunması, kirliliğin önlenmesi ve kirlenen suyun temizlenmesi olarak nitelendirilen su yönetimi, sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada çözülmesi gereken en önemli sorun olarak değerlendiriliyor.
Kayseri Çevre ve Orman İl Müdürü Melahat Özoğlu, su ve sulak alanların çağlar boyunca bereketin, zenginliğin temeli olduğunu, bunun sonucu olarak da ilk uygarlıkların sulak alanların çevresinde kurulduğunu ifade etti. Özoğlu, ‘’Kalkınma ile birlikte artan insanoğlunun talepleri karşısında hassas değerlere sahip sulak alanlar yok edilmeye başlanmış ve günümüzde sadece koruma altına alınmış az sayıda sulak alan varlığını sürdürebilmektedir’’ dedi. Çevre ve Orman Bakanlığınca yapılan değerlendirmeler neticesinde, Türkiye’de toplam 1 milyon 300 bin hektarlık alanda 500’den fazla sulak alan olduğunun tesbit edildiğini, bunlardan 135’inin uluslar arası öneme sahip olduğunun belirlendiğini kaydeden Özoğlu, şöyle dedi: ‘’Ülkemizdeki toplam sulak alanlar, ülke yüz ölçümünün yüzde 5’ini kapsamaktadır. Bu yüzden kayıt altına alınan bu sulak alanların iyi korunması gerekir. Ülkemiz, yarı kurak iklim kuşağında yer almasına rağmen, zengin sulak alanlar nedeniyle birçok ülkeye göre çok daha şanslıdır. Ancak tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde ve ilimizdeki sulak alanlarımız sahip oldukları hassas ve kırılgan ekosistem özellikleri göz ardı edilerek, çeşitli amaçlar için kurulmuş, tarım, hayvancılık, sanayi, yerleşim gibi önceliklerin gözetilmesi nedeniyle tehdit altındadır. Bazıları yok olma noktasına gelmiş, bazıları da kirlilik, doğal sistem işleyişinin değişmesi, tür değişimi, alansal küçülmeler gibi tehditler yaşamaya başlamıştır. Örnek vermek gerekirse, 10 yıl öncesinde yaklaşık 9 bin hektarlık alanı su ile kaplı olan Sultansazlığı’nda bugün ancak 1500 hektar alanda su bulunmaktadır.’’
Sulak alanların korunması, kirliliğin önlenmesi ve kirlenen suyun temizlenmesinin, bütün dünyanın üzerinde durduğu en önemli konu olduğunu vurgulayan Özoğlu, sulak alanların varlığını sürdürebilmesi için bölge halkı, yerel yönetimler ve bu alanlara yönelik projeler geliştiren kurum ve kuruluşların bütüncül bir anlayış içinde çalışmaları gerektiğini de ifade etti.
|
28.07.2008
|
|
|
Piknikçilerin yeni gözdesi: Alabalık |
KIRMIZI et ve tavuktan sıkılan birçok aile, pikniklerini taze alabalık alabildiği tesislerin çevresinde yapmaya başladı.
Piknik denilince ilk akla gelen kırmızı et ve tavuk, son birkaç yıldır birçok aile tarafından daha az tercih edilir oldu.
Kaynakların üzerine kurulan alabalık tesisleri, yapılan düzenlemelerle piknikçilerin adeta akınına uğruyor. Tesislere gelen bir aile, piknik için her türlü ihtiyacını bulabiliyor. Diğer etlere göre daha sağlıklı ve ucuz olması, alabalığa ilgiyi her geçen yıl biraz daha arttırıyor. Konya’da kurulu birçok alabalık tesisi, bu yaz piknikçilerin yeni ve vazgeçilmez adresi oldu.
Konya’nın Selçuklu ilçesine bağlı Başarakavak beldesinde bulunan bir alabalık tesisinin sahibi Ercan Duymaz, tesisi 1996 yılından bu yana işlettiğini söyledi.
Önceden sadece lokantalar ve tatil bölgelerine alabalık gönderdiğini ifade eden Duymaz, birkaç yıldır da tesiste piknikçilere özel düzenleme yaptığını ve mangalda alabalık keyfini yaşattığını anlattı.
Kırmızı et ve tavuğun alabalığa göre pahalı olduğunu vurgulayan Duymaz, şunları anlattı:
‘’Tesisimdeki piknik alanına gelen 4 kişilik bir aile, havuzdan seçtiği orta boylardaki 1 kilogram taze balık için 6 YTL ödüyor. 1 kilogram, orta boylarda 4 balık ediyor. Biz aileye kendi yetiştirdiğimiz domates, salatalık, biber gibi sebzeleri, mangalını ve kömürünü de veriyoruz. Yani 4 kişilik bir ailenin piknik maliyeti en fazla 15 YTL’yi buluyor.’’
|
/ KONYA
28.07.2008
|
|
|
Domates para etmeyince salça oldu |
BU yıl yaş sebze ve meyve ihracatında yaşanan daralma sebebiyle kilosu birkaç kuruşa bile alıcı bulamayan domates, üreticiler tarafından salça yapılarak, çöplüğe atılmaktan kurtarılıyor.
Türkiye’nin yaş sebze ve meyve ambarlarından biri olarak gösterilen Mersin ve çevresinde geniş alanlara ekimi yapılan domates, bu yıl üreticisini memnun etmedi. Yaş sebze ve meyve ihracatında yaşanan daralmadan etkilenen domates üreticileri, kilosu birkaç kuruşa da olsa ürünlerine alıcı bulamayınca, çöpe atmak zorunda kalacakları domatesi salça yapmaya başladılar.
Bazı üreticiler, hasat ettikleri domatesi kendi evlerinde salçaya dönüştürürken, bazı üreticiler de salça imalatı yapan işletmecilere 25 kiloluk bir sandık domatesi 1 YTL’den satıyor. 10 kilo domatesten elde edilen bir kilogram salça ise 2 YTL’den satılıyor. Üreticiler ve salça imalatçıları, domates salçasının kilo fiyatının da düşük olduğunu ancak, deniz ve yaylalara gidenlerin Eylül ayı başından itibaren şehirlere dönmeye başlamalarıyla bekledikleri talep artışının fiyatları bir miktar yukarı çekmesini ümit ettiklerini söylediler.
Silifke İlçe Tarım Müdürü Yusuf Gün, yörede Haziran ayı sonunda başlayan hasadın Ağustos ayının ilk haftasında tamamlanacağını, bir dönüm bahçeden ortalama 10 ton ürün alındığını bildirdi.
|
/ SİLİFKE
28.07.2008
|
|
|
İş kazaları daha kapsamlı incelenecek |
TÜRKİYE İstatistik Kurumu (TÜİK), iş kazalarının daha kapsamlı incelenmesine yönelik çalışma başlattı.
TÜİK’in AB’ye uyum kapsamında yürüttüğü çalışma, SSK tarafından tutulan iş kazası kayıtlarında dikkate alınmayan 8 faktörün daha incelenmesini öngörüyor. İş kazalarının doğru analizini sağlayacak bu veriler, önlemler için de sağlıklı zemin oluşturacak.
|
/ ANKARA
28.07.2008
|
|
|
Bayburt'ta dokuyup, İstanbul'a satıyor |
BAYBURT'TA, valilik tarafından açılan kurslarda tezgâhta ‘ehram’ dokumayı öğrenen Süleyha Demir, dokuduğu ehram bezini İstanbul’a satarak, aile ekonomisine katkı sağlıyor.
Merkeze bağlı Kale Mahallesi’nde yaşayan Demir, yaptığı açıklamada, ehramın yörede özellikle kadın giysisi olarak kullanılan, tezgâhlarda yünün dokunmasıyla elde edilen bir tür kumaş olduğunu belirtti. Bayburt Valiliği tarafından bir süre önce Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünce hayata geçirilen ‘Gelenekten Evrensele Ehram Dokumacılığı Eğitim Projesi’ kapsamında düzenlenen kurslara katıldığını ve ehram dokumayı öğrendiğini ifade eden Demir, ‘’Son yıllarda ehramın kullanımı giderek azaldı. Bu nedenle valilik ehramın kaybolmaması, unutulmaması için çalışma başlattı. Benim gibi birçok kadın, düzenlenen kurslara katıldı ve ehram dokumayı öğrendi’’ dedi. Demir, kursta dokudukları ehram bezinin sadece kadın giysisi olarak kullanılmadığını, çeşitli giyim eşyaları, örtüler de yapılabileceğini öğrendiklerini anlatarak, şunları söyledi: ‘’Ehram bezinden çeşitli masa örtüleri, yatak örtüleri, gömlek, çanta gibi bir çok eşya yapılabiliyor. Kurs boyunca yaptığımız ehram bezi, çeşitli şekiller verilerek satıldı. ’’
|
/ BAYBURT
28.07.2008
|
|
|
İmamların maaşı Türkiye’den |
İHH tarafından yayınlanan İnsanî Yardım dergisinde yer alan habere göre İHH’nın Bosna’daki en önemli çalışmalarından biri, savaş döneminde gösterdiği mukavemet sebebiyle Bosna’nın Çanakkale’si olarak görülen Gorajde’de, Çayniçe, Foça, Rogatitsa, Rudo, Vişegrad ve Zepa bölgelerinde bulunan imamların maaşlarının ödenmesinin üstlenilmesi oldu.
İHH İnsanî Yardım Vakfı, Bosna’daki kültürel yozlaşmanın önüne geçmek için maddî yetersizlikler sebebiyle imamı olmayan 6 camiye yardım elini uzattı. İHH, Doğu Bosna’da bulunan Çayniçe, Foca, Rogatica, Rudo, Visegrad ve Zepa bölgesinde altı camide görev alacak olan imamların maaşını karşılamayı üstlendi. Aylık olarak 500 Euro ödenecek olan altı imama bir sene içerisinde 36 bin Euro ödenmiş olacak. Ayrıca derneğin internet sitesinde yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Doğu Bosna ve özellikle Gorajde, Bosna’nın en fakir bölgelerinden. Halkın ve İslâm Birliği Meclisleri’nin maddî imkânsızlıkları sebebiyle imamların maaşları verilemiyordu. Altı caminin imamsız kalması, Sırpların da bulunduğu bu bölgelerde kültürel asimilasyonu da beraberinde getiriyor. Çünkü bu bölgelerdeki camiler, dinî ve millî değerlerin yaşatıldığı mekânlar olarak önemli bir boşluğu dolduruyor. Çocuklar temel dinî bilgilerini camilerdeki Kur’ân kurslarında öğreniyor. Bu bölgedeki camilerin imam boşluğunun tamamlanmasıyla fakir halkın yaşadığı önemli bir sıkıntı daha giderilmiş olacak. Ayrıca olası kültürel yozlaşmanın da önüne geçilecek.”
KARA KIT'AYA İKİ MESCİT
Öte yandan İHH Afrika’ya iki mescit inşa ettiriyor. İHH İnsanî Yardım Vakfı Somali ve Burkina Faso’da birer mescit inşa ettirdi. Afrika’nın fakir ülkeleri Somali ve Burkina Faso’da iki mescit hizmete girdi. Somali’deki Hz. Muhammed Mescidi’nden 1500 kişi, Burkina Faso’daki Sümer Mescidi’nden ise 2 bin 300 kişi istifade edecek.
SOMALİ’YE, HZ. MUHAMMED MESCİDİ
Uzun süredir süren iç savaş sebebiyle ibadethanelerin zarar gördüğü Somali’de, Müslüman halkın namaz kılabileceği mescit sayısı oldukça sınırlı durumda. Somalili Müslüman halkın ibadethane taleplerini karşılamaya çalışan İHH, Somali’nin Orta Şabella bölgesinde bir mescit inşa ettirdi. 140 metrekarelik alan üzerine bina edilen Hz. Muhammed Mescidi’nde aynı anda 300 kişi namaz kalıbilecek.
BURKİNA FASO’YA SÜMER MESCİDİ
Geçtiğimiz Nisan ayında Burkina Faso’nun Tevbulo bölgesinin Sisavuba Köyünde 100 metrekarelik bir alan üzerine Sümer Mescidi inşa edildi. Mescit, nüfusunun tamamı Müslümanlardan oluşan bölgede 5000 kişiye hizmet verecek. Derneğin internet sitesinde yer alan habere göre, mescitlerin açılmasından sonra namazlar kılındı. Cemaat, mescitlerin yapımına vesile olan Türkiyeli hayırseverler için duâ etti.
|
Faruk Saim AKHAN
28.07.2008
|
|
|
Tavşan Adası turist akınına uğruyor |
BODRUM’DA bulunan ve denizden yürüyerek ulaşılabilen Tavşan Adası’nı her gün yüzlerce yerli ve yabancı turist ziyaret ediyor.
Her yıl binlerce kişinin ziyaret ettiği tarihi, tabiatı ve tavşanlarıyla ünlü ada, turistlerin ilgi odağı olmaya devam ediyor. Efsaneye göre Kral Mousolos’un eşi Artemisya ile sık sık gittiği, gün batımı manzarasını seyrettiği adada tavşanlarla oynayıp onları besleyen turistler, adanın çevresinde de denize giriyor. Türkiye’nin yürünerek ulaşılabilen ender adalarından olan Tavşan Adası, günübirlik teknelere de ev sahipliği yapıyor. Adaya denizin içinden yürüyerek geçen turistler, ilginç görüntüler oluşturuyor. Tavşan Adası’nda faaliyet gösteren Fenerci Restoran’ın yetkilisi Adem Albant, adayı her gün yüzlerce turistin ziyaret ettiğini söyledi. Turistlerin denizin içinden yürüyerek adaya ulaşmaktan büyük keyif aldıklarını belirten Albant, ‘’Adaya giden turistler adadaki tavşanlarla oynayıp onları besliyor. Adada yaklaşık 25 tavşan bulunuyor. Bu tavşanları, yaz sezonunda çevredeki restoranlarda çalışanlar besliyor’’ diye konuştu.
|
/ BODRUM
28.07.2008
|
|
|
|