69 gönüllü kuruluşun oluşturduğu Konya Sivil Toplum Kuruluşlarış, Ufuk Turu toplantılarının beşincisini Antalya-Kumluca’daki Şah Inn Paradise Otel’de gerçekleştirildi. Yapılan Ufuk Turu toplantılarına çok sayıda akademisyen katıldı.
Konya Sivil Toplum Kuruluşlarının yaptığı Ufuk Turu Toplantılarına konuşmacı olarak katılan Araştırmacı-Yazar İbrahim Kaygusuz ise, Bediüzzaman ve Değişim konusunu ele aldı.
Dört gün devam eden programın Cumartesi günkü oturumuna katılan Kaygusuz, “Değişim hayatın vazgeçilmez gerçeğidir. Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri Muhakemat adlı eserinde ‘Tahavvül bir kanun-u fıtrattır’ der. İnsanın bireysel hayatında değişimin belirgin izleri vardır. Bediüzzaman Avrupa’yı ikiye ayırır. Onun tarif ettiği birinci Avrupa tercihimizin ve değişimimizin adresi olmalı” şeklinde konuştu.
Değişime karşı Bediüzzaman’ın tutumunun çok dikkate değer olduğunu söyleyen Kaygusuz, “Bediüzzaman yeniliğe hep açık olmuş, ama kendi değerlerinden taviz vermeden yeniliği kabullenmiştir” dedi.
İbrahim Kaygusuz’un katıldığı paneli yöneten Doç. Dr. Ramazan Yelken ise, değişimin toplumların bir realitesi olduğunu söylerken M. Akif Ersin ve Mustafa Merter ise değişimin ekonomik ve psikolojik boyutlarını ele aldılar.
Gerçekleştirilen oturumlar sonrasında bir sonuç bildirgesi yayınlandı. İcra Heyeti Başkanı Lâtif Selvi’nin imzasıyla yayınlanan sonuç bildirgesinde şunlar yer aldı:
“69 gönüllü kuruluşun oluşturduğu Konya Sivil Toplum Kuruluşları, Ufuk Turu toplantılarının beşincisini Antalya Kumluca’da Şah Inn Paradise Otel’de 22-25 Mayıs 2008 tarihleri arasında gerçekleştirmiştir. Bu yılki toplantılara ülkemizin değişik şehirlerinden çok sayıda STK temsilcisi iştirak etmiştir.
“Değişim olgusunun merkeze alındığı bu yılki toplantılarda; yönetim, hukuk, ekonomi, kültür ve toplum alanlarında yaşadığımız değişimler, akademisyenler yanında bizatihi uygulamanın içinde yer alan uzmanlar, misafirler ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri tarafından tartışılmıştır.
“Sebebi ne olursa olsun, değişimin insanî değerleri yok etmesine müsaade edilemez. Değişimin; kültürel, ahlaki ve dini hayatımız üzerinde olumsuz etkilerine karşı duyarlı olunması, bu değerlerin desteklenmesi ve güçlendirilmesinin gereği üzerinde durulmuştur. Ancak, bu değerler içine zamanla sızan bağnazlık, tutuculuk ve körü körüne taklitçiliğin de kabul edilemeyeceği malumdur. Her eskiye sahip çıkılamayacağı gibi, her yeninin de reddedilemeyeceği açıktır. Kamuoyuna saygıyla sunarız.”
|