Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 29 Mayıs 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

‘Halk darbeyi coşkuyla değil, matemle karşıladı’

27 Mayıs darbesinin şahitlerinden demokrat parti hükümetinde Milli Eğitim, Ulaştırma, Bayındırlık ve devlet bakanlıkları yapan Tevfik İleri'nin kızı Cahide İleri Aksoy ile Yassıada sürecinin acılarını ve o dönemde yaşadıkları olumsuzlukları konuştuk.

Cemil YÜZER'in Röportajı için RÖPORTAJ'a tıklayınız

29.05.2008


 

DARBE ANLAYIŞI TASFİYE EDİLMELİ

DP Genel Başkanı Süleyman Soylu, 27 Mayıs'ın hesabının mutlaka görülmesi, darbe anlayışının tasfiye olması gerektiğini söyleyerek, "Bu anlayışın Türkiye'den tasfiye olması aslında gericiliğin tasfiye olmasıdır. Türkiye demokrasiye karşı bir yobazlıkla karşı karşıyadır. Bu aklın demokrasi süpürgesi ile temizlenmesi gerekmektedir" dedi. Kim demokrasi diyorsa onunla sonuna kadar mutabık olduklarını ifade eden Soylu, "Kim demokrasinin dışında başka bir güce, başka bir anlayışa tevessül ediyorsa DP sonuna kadar onun karşısındadır" diye konuştu.

MİLLET, ANAYASASINI BAL GİBİ YAPAR

"Bu güç içeride olsun, dışarıda olsun, hiç fark

etmez. 28 Şubat'a nasıl bakmışsak 27 Nisan'a da öyle bakmışızdır. 27 Nisan'a nasıl bakmışsak 1960'a da aynı bakmışızdır. 1980 ihtilaline nasıl bakmışsak 71 muhtırasına da aynı bakmışızdır. Aklın yolunu engelleyen, Türkiye'nin dünyadan daha iyi pay almasını engelleyen bir anlayıştır. Bu anlayışın Türkiye'den tasfiye olması gerekir" diyen Soylu, Yargıtay bildirisini de eleştirerek, "Millet uzlaşarak anayasasını bal gibi yapar" ifadesini kullandı.

Türkiye darbecilerle hesaplaşmalı

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, “27 Mayıs’la yüzleşemeyen bir Türkiye demokratik bir Türkiye değildir. Türkiye 1960 yılından beri bir ara rejimdedir ve bu ara rejim dönem dönem kabarıyor, dönem dönem kendini sükûnete terk ediyor” dedi.

Hizmet-İş Sendikası Başkanı Mahmut Arslan ve Yönetim Kurulu Üyelerini kabulde konuşan Soylu, 27 Mayıs’ın hesabının bir şekilde görülmesi gerektiğini ifade etti.

Soylu, 27 Mayıs’ın hesabının mutlaka görülmesi, darbe anlayışının tasfiye olması gerektiğini söyleyerek, “Bu anlayışın Türkiye’den tasfiye olması aslında gericiliğin tasfiye olmasıdır. Türkiye demokrasiye karşı bir yobazlıkla karşı karşıyadır. Bu aklın demokrasi süpürgesi ile temizlenmesi gerekmektedir” dedi.

Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun bildirisinde milletin Anayasa yapamayacağının telkin edildiğini hatırlatan Soylu, “Buradan sesleniyorum: Bu büyük millet uzlaşarak Anayasası’nı bal gibi yapar. Bu millete seçkincilikle, dayatmayla, bu milleti hor görerek ve bu milleti cahil addederek ortaya konulan bütün anlayışları Demokrat Parti de, demokrasi de, sivil toplum da reddeder ve kabul etmez” şeklinde konuştu.

Darbe anlayışının tasfiye edilmesi gerektiğini de vurgulayan Soylu, şunları söyledi:

“Kim demokrasi diyorsa biz onunla sonuna kadar mutabıkız. Kim demokrasinin dışında başka bir güce, başka bir anlayışa tevessül ediyorsa DP sonuna kadar onun karşısındadır. Bu güç içeride olsun dışarıda olsun hiç fark etmez. 28 Şubat’a nasıl bakmışsak 27 Nisan’a da öyle bakmışızdır. 27 Nisan’a nasıl bakmışsak 1960’a da aynısını bakmışızdır. 1980 ihtilaline nasıl bakmışsak 71 muhtırasına da aynı bakmışızdır. “Aklın yolunu engelleyen, Türkiye’nin dünyadan daha iyi pay almasını engelleyen bir anlayıştır. Bu anlayışın Türkiye’den tasfiye olması gerekir. Bu anlayışın Türkiye’den tasfiye olması aslında gericiliğin tasfiye olmasıdır. Demokrasiye karşı ortaya konulan yobazlığın tasfiye olmasıdır. Türkiye demokrasiye karşı bir yobazlıkla karşı karşıyadır. Bir akıl karışıklığı içerisindedir. Bu aklın demokrasi süpürgesi ile temizlenmesi gerekmektedir.”

İbrahim DOĞRU / Ankara

29.05.2008


 

Olli Rehn: Bu yıl da boşa gitmesin

AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, Türkiye’nin, Avrupa değerlerine saygı göstererek ilerlemesinden yana olduklarını belirterek, ‘’Türkiye, israf edilmiş bir yıla daha katlanamaz. Demokratik ilkelerde ve reformlarda gerileme değil ilerleme bekliyoruz’’ dedi.

Rehn, Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerinin hızla sonuçlanmasını beklememesi gerektiğini belirterek, ‘’Diğer aday ülkeler gibi Türkiye’nin de AB yolunda birçok pit-stop var. Buralarda AB standartlarına uyumda ilerlemeler kontrol edilerek motoru daha iyi çalışmaya hazırlıyoruz’’ diye konuştu. Rehn, ‘’Yargının tarafsızlığının ve bağımsızlığının güvence altına alınabilmesi için yargı reformu hayati önemde. İyi işleyen bir yargıya sahip olması, AB’ye üyelik isteyen tüm aday ülkeler için kritik önem taşıyor. Hepsi birer Kopenhag kriteri olan hukukun üstünlüğünün ve temel hakların güvence altına alınması, iyi işleyen piyasa ekonomisi ve AB müktesebatının doğru şekilde uygulanması için, yargı reformuna ihtiyaç duyuluyor’’ dedi. Türkiye’nin önceki yıllarda gerçekleştirdiği kimi hayati reformların yargıya ya da cumhurbaşkanı vetosuna takılmasından üzüntü duyduğunu dile getiren Rehn, bunlara örnek olarak ombudsmanlık yasası, kamu yönetimi reformu ve Sayıştay Yasası’nı gösterdi. Rehn, ‘’Biz (AB Komisyonu olarak) aday ülkelerde yaşananlara, en azından ortak demokratik değerlerimizi etkileyenlere kayıtsız kalamayız. Çok açık ki Avrupa’da siyasal partileri kapatmak yaygın bir uğraş değil ve bu tür davaların sonucu demokratik ilkelere ve Venedik Komisyonu ilkeleri dahil olmak üzere hukukun üstünlüğüne uygun olmalı’’ diye konuştu.

/ Brüksel

29.05.2008


 

Sezer: GAP yeni bir proje değil

DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, AKP’nin, ‘’kutuplaşma, kutuplaştırma ve gerginlik politikasını’’ sürdürdüğünü savundu.

AKP’nin, kavgacı, ayrıştırıcı üslubuna, hukuk devleti ve hukukun üstünlüğüyle kavga etmeye devam ettiğini öne süren Sezer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, GAP ile ilgili eylem planını açıkladığını belirterek, 6 yıldır iktidarda olanların, Türkiye’nin hiçbir yerine çivi çakmadığını öne sürdü. Sezer, GAP’ın, Cumhuriyet ve aynı zamanda geçmiş hükümetlerin de projesi olduğunu ifade ederek, Hükümetin 6 yıldır parmağını kıpırdatmadığını söyledi. GAP’a yeni başlanılıyormuş gibi, bir seçim yatırımı havasında olunmasını garipsediğini belirten Sezer, ‘’Hangi kaynaklarla bunu yapacaklarını doğru dürüst açıklamış değiller. 2008 bütçesine bakıldığında, yaklaşık 5 milyon YTL’lik bir kaynak ayırdıkları görülüyor. Aslında seçime dönük propaganda, ayakları havada bir çalışma. Hangi kaynakla yapacaklar?’’ diye sordu.

/ Ankara

29.05.2008


 

DİNLENİLME VARSA AYDINLATILMASI GEREKİR

İÇİŞLERİ Bakanı Beşir Atalay, CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ın dinlenildiği iddialarına ilişkin olarak, ‘’Eğer burada öyle bir şey varsa bunun aydınlatılması gerekir.

Hiçbir şekilde bu makul görülemez’’ dedi. Atalay, İçişleri Bakanlığı konferans salonunda düzenlediği basın toplantısında, CHP Genel Sekreteri Önder Sav ile bir merkez valisi arasında geçtiği ileri sürülen ve basına yansıyan diyalogla ilgili bugün bazı değerlendirmelerde bulunulduğunu belirtti.

Beşir Atalay, şöyle konuştu:’’Bugün açıklamalarda ileri ifadeler de kullanıldı, bunun bir dinlemeyle tespit edildiği ve gazeteye verildiği yönünde. Bunları tabii bütün boyutlarıyla değerlendiriyoruz. Çok üzüntü verici. Yani hem böyle bir olay olduysa bunu çok büyük bir üzüntüyle karşılarız, kınarız. Hem henüz araştırılmamış, neyin, niçin, nasıl olduğu belirlenmemiş bir durumdayken çok ileri bir töhmet altında bırakıcı ifadeler kullanılması da bizi üzer. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devletidir. Hiçbir şey keyfiliğe bırakılamaz. Biz AK Parti hükümeti olarak, şu hükümette bulunduğumuz süre içinde Türkiye’yi daha fazla açık toplum yapmak için uğraşıyoruz.

Daha demokrat bir toplum yapmak için çaba sarf ediyoruz. Katiyen hukuk dışı, kişi özgürlüğünü zedeleyen, insan hak ve hürriyetlerine tecavüz olarak ifade ettiğim, belirlediğim, nitelediğim dinleme diye bir olayın tasvip edilmesi söz konusu olamaz. Bu sadece hukuka aykırı değil, gayri ahlakidir ve bütün kapsamıyla bu konudaki düşüncemizi bu şekilde ifade etmek istiyorum. Eğer burada öyle bir şey varsa bunun aydınlatılması gerekir. Hiçbir şekilde bu makul görülemez. Kimin başına gelirse gelsin makul görülemez. Böyle kişi özgürlüğünü sınırlayan, kişinin özel hayatına tecavüz manasında bir olayı biz de kınıyoruz. Ama şurada işaret etmek istiyorum, bu olay aydınlatılmalıdır. Ben, Ankara Valiliğine yazılı talimat verdim, cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunsunlar ve savcılar bunu araştırsın. Buradan da bunu açıkça ifade ediyorum. Savcılarımızı göreve çağırıyoruz. Biz de bu olayın aydınlatılması için elimizden gelen her katkıyı vermeye hazırız. Bunu da bu netlikte ifade etmek istiyorum.’’

/ Ankara

29.05.2008


 

Erdoğan’lardan tazminat dâvâları

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, katıldığı bir televizyon programında sarf ettiği sözlerle ‘’kişilik haklarına saldırıda bulunduğu’’ gerekçesiyle Erhan Göksel aleyhinde 50 bin YTL’lik manevi tazminat davası açtı.

Alınan bilgiye göre, Erdoğan’ın avukatları Fatih Şahin ve Muammer Cemaloğlu tarafından açılan davanın dilekçesinde, Göksel’in 25 Mayıs 2008 tarihinde bir televizyon kanalındaki ‘’Gerçek Gelecek’’ adlı programa katıldığı kaydedildi. Dilekçede, Göksel’in, söz konusu programda, ‘’Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ün dinlendiği’’ iddiaları konusunda Başbakan Erdoğan’a yönelik çeşitli ithamlarda bulunduğu aktarıldı. ‘’Göksel’in iddialarının tamamen gerçek dışı olduğu’’ belirtilen dilekçede, ‘’Haksız ve kötü niyetli olduğu aşikâsr olan Göksel, bu ifadeleriyle açık bir şekilde Erdoğan’ı zararlandırmayı amaçlamıştır’’ denildi. Dilekçede, Göksel’in, TCK’nın 267. maddesinde düzenlenen ‘’iftira’’ ve 125. maddesinde yer alan ‘’hakaret’’ suçlarından cezalandırılması talep edildi. Bu arada Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, kendisi ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül ile ilgili haberlerde ‘’kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu’’ gerekçesiyle Tempo dergisi ve muhabiri Cemal Subaşı ile Posta gazetesi aleyhinde 10’ar bin YTL’lik olmak üzere iki ayrı manevi tazminat davası açtı.

/ Ankara

29.05.2008


 

Turgay Avcı: Hristofyas oyalamasın

KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Turgay Avcı, Avrupa Birliği (AB) dönem başkanlığını devralmaya hazırlanan Fransa’nın, AB üyesi Güney Kıbrıs ile askeri tatbikat düzenlemesinin iyi niyetli bir davranış olmadığını ifade ederek, Fransa’ya “tutumunu gözden geçir” çağrısı yaptı.

Avcı, Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas’ın, görüşme sürecinin uzatılması, bir takvime bağlanmaması ve sınırsız bir süre düşüncesinde olmasının kabul edilmez bir yaklaşım olduğunu belirterek, “Biz en kısa sürede, kapsamlı, adil, eşit bir çözümün sağlanmasını destekliyoruz” dedi. Süreci bir 30 yıl daha sürdürmenin Kıbrıs Rum tarafının işine geldiğini, ancak kendilerinin işine gelmediğini kaydeden Avcı, “Görüşmeler var diye KKTC’nin gelişmesinin ve dünyaya açılmasının durmayacağını” vurguladı.

/ Lefkoşa

29.05.2008


 

Yaklaşık 10 milyon kişi kayıt dışı çalışıyor

ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, 9 milyon 920 bin kişi’nin kayıt dışı çalıştığını bildirdi.

Kayıt dışı istihdamı önleme, Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) hizmet alanların gereksinimlerini belirleme ve uygulamalarla ilgili vatandaşın memnuniyet derecesini tespit etme amacıyla oluşturulan ‘’Alo 170 - Kayıt Dışı İstihdam ve Sosyal Güvenlik Bilgi Hattı’’ Çalışma Bakanı Çelik tarafından hizmete açıldı. Çelik, SGK’nın daha önce Emekli Sandığına ait bulunan Kavaklıdere’deki binasındaki törende yaptığı konuşmada, ‘’Alo 170’’ hattının açılışını yapmaktan büyük memnuniyet duyduğunu dile getirdi. TÜİK verilerine göre, 2007 yılı ortalama sonuçlarında Türkiye’de çalışabilir nüfusun 23,5 milyon, çalışanların sayısının 21 milyon 200 bin olduğunu belirten Çelik, ‘’Kayıt dışı çalışan ise 9 milyon 920 bin kişi’’ dedi. Çelik, tarım haricindeki sektörlerde kayıt dışı 5 milyon 23 bin kişinin çalıştığını ifade ederek, 1 milyon gencin, kadınlar açısından bakıldığında 3,5 milyon kadının, ve 2 milyon 137 bin emeklinin kayıt dışı çalışmaya devam ettiğini belirtti. Bunların Türkiye gerçekleri olduğunu ifade eden Çelik, gelişmiş ülkelerde böyle rakamları görmenin mümkün olmadığının altını çizdi. Bakan Çelik, Türkiye’nin gelişmekte olan bir ülke olduğunu hatırlatarak, bu rakamların aşağıya çekilmesi için gerekli çabanın gösterilmesi mecburiyetinde olunduğunu dile getirdi. Çelik, ‘’Kayıt dışılığın ortadan kaldırılması için önce bunun zeminini, altyapısını oluşturmak, daha sonra gerekli tedbirleri uygulamaya sokmak gerekiyordu. Yola çıkışımız böyle oldu’’ dedi.

/ Ankara

29.05.2008


 

Kuzu: İnsan haklarında asıl mesele uygulama

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, insan hak ve özgürlükleri konusunda asıl meselenin uygulama olduğunu belirterek, ‘’Bütün hak ve özgürlüklerde il, ilçe bazında birtakım kurullarla bunu yapmaya çalışıyoruz ama uygulamalarda maalesef istediğimiz oranda değiliz’’ dedi.

Burhan Kuzu, Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı tarafından Royal Anka Otel’de düzenlenen ‘’İnsan Hakları İle İlgili Kurul/Kurumların Reformu Toplantısı’’nın açılışında yaptığı konuşmada, insan haklarının, çalışılması en zor alanlardan birisi olduğunu ifade etti. TBMM’nin gündeminde, siyasi etik konusunda bir yasa çalışması olduğunu hatırlatan Kuzu, yasayla ilgili alt komisyonun kurulduğunu, belli bir noktaya gelindiğini söyledi. ‘’İnsan hak ve özgürlükleri konusunda asıl mesele, uygulama. Bütün hak ve özgürlüklerde il, ilçe bazında birtakım kurullarla bunu yapmaya çalışıyoruz ama uygulamalarda maalesef istediğimiz oranda değiliz’’ diyen Kuzu, ‘’Ancak, uygulama konusunda istediğimiz seviyeye gelemedik. Burada zihniyet değişimi de gerekiyor’’ dedi.

/ Ankara

29.05.2008


 

İkinci Önder Sav skandalı

Hacca gitmek isteyen bir partiliye “Araplara para kaptırmamasını” öğütleyip “Belki Muhammed seni bırakmaz” diyerek alay ettiği için yoğun tepkilere hedef olan ve günlerdir ortalıkta gözükmeyen CHP Genel Sekreteri Önder Sav, şimdi de eski Bolu Valisiyle yaptığı görüşmenin kayıtları ile gündemde.

CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ın, eski Bolu Valisi Ali Serindağ ile makamında yaptığı görüşmenin dinlenildiğine ilişkin iddialar konusunda, ‘’Bunu, ya gensoru ya da meclis soruşturması biçimde en kısa zamanda meclis gündemine getireceğiz’’ dedi. CHP Grup Başkanvekilleri Kemal Anadol, Kemal Kılıçdaroğlu ve Hakkı Suha Okay, grup yönetim kurulu üyeleriyle, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Anadol, Önder Sav’ın makamında yaptığı özel görüşmenin, ‘’Sanki meclis tutanağı gibi noktasına, virgülüne kadar aynen yayınlandığını’’ ifade ederek, Anayasa ve İçtüzüğün CHP’ye verdiği olanakları kullanarak, olayı, ‘’Ya gensoru ya da meclis soruşturması biçimde en kısa zamanda meclis gündemine getireceklerini’’ söyledi. Hakkı Suha Okay da cumhuriyet savcılarının olaya derhal el koyması gerektiğini belirterek, ‘’Buradan, CHP Grup Başkanvekili olarak suç duyurusunda bulunuyorum’’ dedi. Okay, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın da istifasını istedi.

/ Ankara

29.05.2008


 

Danıştay başkanını seçti

Danıştay Başkanlığına, Danıştay 2. Dairesi Başkanı Mustafa Birden seçildi. Danıştay Genel Kurulunda geçen hafta başlayan seçimler dün sonuçlandı. Birden, 50 üyenin oyunu alarak Danıştay’ın yeni başkanı seçildi.

DanIştay Başkanlığı’na, Danıştay 2. Dairesi Başkanı Mustafa Birden seçildi. Danıştay Genel Kurulu’nda geçen hafta başlayan seçimler dün sonuçlandı. Birden, 50 üyenin oyunu alarak Danıştay’ın yeni başkanı seçildi. Danıştay Başkanlığı, Sumru Çörtoğlu’nun yaş haddinden emekliye ayrılmasıyla boşalmıştı. Mustafa Birden’in, Danıştay Başkanlığı’na seçilmesi nedeniyle boşalan 2. Daire Başkanlığı için önümüzdeki günlerde seçim yapılacak. Birden, 1946’da Kırıkkale’de doğdu. Kırıkkale Lisesi’nin ardından Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 1968 yılında mezun olan Birden, MKEK Personel Şubesi Raportörlüğü görevindeyken 1971 yılında Danıştay Yardımcısı unvanıyla mesleğe başladı. İstanbul ve Ankara idare mahkemeleri başkanlığı yapan Birden, 1994 yılında Danıştay üyeliğine seçildi. Uyuşmazlık Mahkemesi Asil Üyeliği görevinde de bulunan Birden, 2002 tarihinde Danıştay 2. Dairesi Başkanlığına seçildi. Birden, Danıştay’a 17 Mayıs 2006’da düzenlenen ve 2. Daire Üyesi Mustafa Yücel Özbilgin’in hayatını kaybettiği silahlı saldırıdan yaralı olarak kurtulmuştu. Mustafa Birden, evli ve 2 çocuk babası.

/ Ankara

29.05.2008


 

İnsanî değerler korunmalı

69 gönüllü kuruluşun oluşturduğu Konya Sivil Toplum Kuruluşlarış, Ufuk Turu toplantılarının beşincisini Antalya-Kumluca’daki Şah Inn Paradise Otel’de gerçekleştirildi. Yapılan Ufuk Turu toplantılarına çok sayıda akademisyen katıldı.

Konya Sivil Toplum Kuruluşlarının yaptığı Ufuk Turu Toplantılarına konuşmacı olarak katılan Araştırmacı-Yazar İbrahim Kaygusuz ise, Bediüzzaman ve Değişim konusunu ele aldı.

Dört gün devam eden programın Cumartesi günkü oturumuna katılan Kaygusuz, “Değişim hayatın vazgeçilmez gerçeğidir. Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri Muhakemat adlı eserinde ‘Tahavvül bir kanun-u fıtrattır’ der. İnsanın bireysel hayatında değişimin belirgin izleri vardır. Bediüzzaman Avrupa’yı ikiye ayırır. Onun tarif ettiği birinci Avrupa tercihimizin ve değişimimizin adresi olmalı” şeklinde konuştu.

Değişime karşı Bediüzzaman’ın tutumunun çok dikkate değer olduğunu söyleyen Kaygusuz, “Bediüzzaman yeniliğe hep açık olmuş, ama kendi değerlerinden taviz vermeden yeniliği kabullenmiştir” dedi.

İbrahim Kaygusuz’un katıldığı paneli yöneten Doç. Dr. Ramazan Yelken ise, değişimin toplumların bir realitesi olduğunu söylerken M. Akif Ersin ve Mustafa Merter ise değişimin ekonomik ve psikolojik boyutlarını ele aldılar.

Gerçekleştirilen oturumlar sonrasında bir sonuç bildirgesi yayınlandı. İcra Heyeti Başkanı Lâtif Selvi’nin imzasıyla yayınlanan sonuç bildirgesinde şunlar yer aldı:

“69 gönüllü kuruluşun oluşturduğu Konya Sivil Toplum Kuruluşları, Ufuk Turu toplantılarının beşincisini Antalya Kumluca’da Şah Inn Paradise Otel’de 22-25 Mayıs 2008 tarihleri arasında gerçekleştirmiştir. Bu yılki toplantılara ülkemizin değişik şehirlerinden çok sayıda STK temsilcisi iştirak etmiştir.

“Değişim olgusunun merkeze alındığı bu yılki toplantılarda; yönetim, hukuk, ekonomi, kültür ve toplum alanlarında yaşadığımız değişimler, akademisyenler yanında bizatihi uygulamanın içinde yer alan uzmanlar, misafirler ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri tarafından tartışılmıştır.

“Sebebi ne olursa olsun, değişimin insanî değerleri yok etmesine müsaade edilemez. Değişimin; kültürel, ahlaki ve dini hayatımız üzerinde olumsuz etkilerine karşı duyarlı olunması, bu değerlerin desteklenmesi ve güçlendirilmesinin gereği üzerinde durulmuştur. Ancak, bu değerler içine zamanla sızan bağnazlık, tutuculuk ve körü körüne taklitçiliğin de kabul edilemeyeceği malumdur. Her eskiye sahip çıkılamayacağı gibi, her yeninin de reddedilemeyeceği açıktır. Kamuoyuna saygıyla sunarız.”

Sait ÇAMKERTEN - Recep ALBAYRA / Konya

29.05.2008


 

Almanya’da ‘şeffaf’ cami

Yaklaşık 3.5 milyon Müslümanın yaşadığı Almanya’da Penzberg şehrinde inşa edilen bir cami modern mimarisiyle İslâm’a yönelik önyargıların kırılmasında önemli rol oynuyor.

Almanya’nın önde gelen basın kuruluşlarından Deutsche Welle’nin “İslâm fobisine karşı şeffaf cami” diyerek tanıttığı ibadethanenin duvarları yüzde 60 oranında camdan yapılmış. Ziyaretçilerin ilgi odağı olan caminin girişinde Arapça ve Almanca yazılar bulunuyor. Kütüphanesinde de İslâm dinini anlatan 16 bin eser yer alıyor. İçinde küçük bir kafe yapılması da planlanıyor. Camide Müslüman kadınlar için Almanya’ya uyum kursları da düzenleniyor.

29.05.2008


 

Gökyüzü Şenliği ilgi görüyor

Özel Gökyüzü Eğitim Kurumlarının Anadolu Yakası İlköğretim Okulları arasında düzenlediği Bilim-Sanat- Spor Şenliği büyük ilgi gördü.

Bilim-Sanat-Spor şenlikleri çerçevesinde ilk olarak “Gökyüzü Yıldızlar Futbol Turnuvası” yapıldı. Şenliklerde ilgiyle izlenen ikinci etkinlik ilköğretim okulları arasında “Şiir Okuma Yarışması”ydı. Şenliğin 3. etkinliği ise “İstanbul’un Trafik Sorununa Benim Çözüm Önerim” konulu proje yarışması oldu. Yapılan değerlendirmeler sonunda; Hatice-Mehmet Ekşioğlu İlköğretim Okulundan Uktalay Kara birinci, Güzeltepe İlköğretim Okulundan Burak Coşkun-Derya Kılıç ikinci, Üç Şehitler İlköğretim Okulundan Derman Baştürk, Duygu Aydın, Ezgi Kurt’tan oluşan grup üçüncü oldu. Gökyüzü Bilim–Sanat–Spor Şenliğinin şiir okuma yarışması finali bugün 17.00’de Maltepe Kültür Merkezi Serince Salonda yapılacak ve diğer dallarda ödül alanların ödülleri de bu gece verilecek.

Ömer AKYOL / İstanbul

29.05.2008


 

Fethin yıl dönümünde 555 hatim okunacak

Fethedildikten sonra Osmanlı Devleti’ne uzun yıllar başkentlik yapan İstanbul’un 29 Mayıs 1453’deki Türk ve dünya tarihini etkileyen fethinin 555. yıl dönümü, bu yıl da çeşitli etkinliklerle kutlanacak. İstanbul Müftülüğü’nce de Fatih Camisi’nde 555 hatim okutulacak.

Camilere bayraklar asılacak, cami minareleri ışıklandırılacak. Çeşitli camilerde Fatih Sultan Mehmet, fetih şehitleri ve gaziler için mevlit okutulacak. İstanbul Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nce Sultanahmet, Eyüp Sultan, Eminönü Yeni ve Üsküdar Cedid Valide camilerine mahyalar asıldı.

/ İstanbul

29.05.2008


 

İstanbullu 'Akyolbil’le tanışacak

İETT’nin, ‘’Akıllı Yolcu Bilgilendirme Sistemi’’ adını verdiği ‘’Akyolbil Projesi’’, önümüzdeki yıl uygulanmaya başlayacak.

1997 yılından bu yana üzerinde çalışılan projenin son hazırlıkları devam ediyor. Proje ile İstanbul’da yolcu taşıma hizmeti veren 5 bin İETT ve Halk Otobüsü izlenerek, yolcu yoğunluğuna göre anında yönlendirme yapılabilecek.

/ İstanbul

29.05.2008


 

Küresel ısınmanın risk grubu içindeyiz

Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, ‘’Kişi başına düşen yıllık 1.500 metreküp civarındaki su miktarı ile Orta Asya’ya benzer şekilde su azlığı yaşayan bir bölgede bulunan Türkiye, küresel ısınmanın potansiyel tesirleri bakımından risk grubu içinde yer almaktadır’’ dedi.

5. Dünya Su Formu, Kırgızistan Bölgesel Toplantısı başkent Bişkek’teki Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi’nde başladı. Toplantının açılışında konuşan Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:’’Dünyadaki bütün Türklerin özgür ve müreffeh şekilde küresel bir güç haline gelmesi için aramızdaki bağları ve dayanışmayı sağlamlaştırmak zorundayız. Bu dayanışma alanlarından biri de su kaynaklarıdır. Yüzyıllardır iki kıtayı bir araya getiren Orta Asya’da su; geçmişten bugüne, daima önemli bir konu olmuştur. Şiddetli rüzgarların mevcut nemi başka yerlere taşıdığı Orta Asya’da kuraklık ve su kıtlığı, geçmişte büyük göçlere yol açmıştır. Susuzluk sebebiyle ana yurtları Orta Asya’yı terk ederek Anadolu’ya doğru ilerleyen bazı Türk kavimlerinin bundan duyduğu üzüntü, destanlarda etkileyici bir dille anlatılmakta ve bugün dahi tazeliğini korumaktadır.’’

‘’Su, bugün dünyada öneminin daha fazla hissedilmeye başlandığı ve eksikliğinin nelere mal olabileceğinin daha iyi kavrandığı bir ihtiyaçtır’’ diyen Eroğlu, Orta Asya toplumlarının inançlarında insanları çeşitli felaketlerden koruyan bir güç olarak tasvir edilen suyun, gündelik hayatta da ikamesi olmayan eşsiz bir kaynak olduğunu vurguladı. Eroğlu, şöyle konuştu: ‘’Kişi başına düşen yıllık 1.500 metreküp civarındaki su miktarı ile Orta Asya’ya benzer şekilde su azlığı yaşayan bir bölgede bulunan Türkiye, küresel ısınmanın potansiyel tesirleri bakımından risk grubu içinde yer almaktadır.”

/ Bişkek

29.05.2008


 

Abdullah Gül, Japonya’ya gidiyor

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, 3-8 Haziran tarihlerinde geniş bir iş adamı heyetiyle birlikte Japonya’ya gerçekleştireceği resmi ziyaretle yatırım, ticaret ve turizm alanlarında ilişkilerin daha da ileriye götürülmesi hedefleniyor.

Cumhurbaşkanı Gül’ün Japon İmparatoru Akihito’nun davetlisi olarak bu ülkeye gerçekleştireceği resmi ziyaret, iki ülke arasında cumhurbaşkanı düzeyindeki ilk ziyaret olması dolayısıyla ‘’tarihi’’ olarak niteleniyor. Ertuğrul firkateyninin Japonya açıklarında battığı 1889 yılı, iki ülke arasındaki ilişkilerin başlangıç tarihi olarak kabul ediliyor. Gül, ziyareti sırasında Japon İmparatoru Akihito ile görüşecek ve eşi Hayrünnisa Gül ile onuruna verilecek yemeğe katılacak. Başbakan Yosuo Fukuda, Üst Meclis Başkanı Satsuki Eda ve Temsilciler Meclisi Başkanı Yohei Kono ile görüşecek olan Gül, Türk-Japon İş Forumu toplantısına da katılacak. Cumhurbaşkanı Gül’e geniş bir iş adamı heyetinin eşlik edeceği ziyaretle, yatırım, ticaret ve turizm alanlarındaki ilişkilerin daha da ileriye götürülmesi hedefleniyor. Bu çerçevede, Japon iş adamlarına Türkiye’deki yatırım imkanları anlatılacak. Ekonomik ilişkilerin özellikle otomotiv ve elektronik alanında üst düzeyde olduğuna dikkat çekiliyor.

/ Ankara

29.05.2008


 

Liderler, “geleceğin liderlerini” yetiştirecek

Üstün Zekalı ve Yetenekli Çocuklar Derneği’nce (ÜZYEÇDE) bir ilk gerçekleştirilerek, Türkiye’nin önde gelen liderlerinin ‘’geleceğin liderleri’’ne eğitim vereceği bir programı hayata geçirilmesi planlanıyor.

‘’Liderlik Enstitüsü’’ adı verilen programı kapsamında başarılı lise öğrencilerine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, TBMM Başkanı Köksal Toptan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Aydın Menderes, eski Milli Eğitim Bakanı Hasan Celal Güzel ile çok sayıda bilim insanı, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve iş adamlarının eğitim vermesi öngörülüyor. ÜZYEÇDE Kurucu Başkanı Tekin Başer, 26 Haziranda uygulamaya konulması hedeflenen ‘’Liderlik Enstitüsü’’ Programı hakkında bilgi verdi. Programının ‘’Türkiye’de bir ilk olduğunu’’ anlatan Başer, enstitüyle toplumsal duyarlılığa sahip yetenekli liderler yetiştirmeyi amaçladıklarını belirtti.

/ Ankara

29.05.2008


 

Zenginleşmeden demokrasi yerleşmez

Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen,”Biz daha demokrasiyi tüm kurum ve kuruluşlarıyla tam olarak yaşamak için 15-20 bin dolar kişi başına gelir seviyesini bekleyeceğiz. O rakamlara ulaşabilmek için de var gücümüzle çalışacağız” dedi.

Tüzmen, İstanbul’da gazetecilerin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bu yıl 25 milyar dolarlık doğrudan yatırım beklediklerini, ancak kapatma davasıyla bu rakamın 13 milyar dolarda kalacağı” açıklamasını hatırlatması üzerine, devamlılığın içerisinde böylesine bir duraksama emaresinin gözükmesinin yabancıları tereddüte ve bir takım soru işaretlerine yönelttiğini söyledi. Tüzmen, “Anlatmakta güçlük çekiyorsunuz tabii. Bütün işler ciddi bir ivme kazandı. Türkiye’de yaşanan her şeyin maliyeti ağır olmazsa bu günlere gelmez, çok da üst rakamlarda yolumuza devam ederdik” diye konuştu.

Türkiye’de de kişi başı gelir rakamıyla her şeyin ortaya çıktığını kaydeden Tüzmen, “Biz daha demokrasiyi tüm kurum ve kuruluşlarıyla tam olarak yaşamak için 15-20 bin dolar kişi başına gelir seviyesini bekleyeceğiz. O rakamlara ulaşabilmek için de var gücümüzle çalışacağız. Şu anda önümüze bakalım. Olan oldu. ‘Keşke’leri ve ‘ama’ları kullanmadan yolumuza devam edelim” dedi.

Türkiye’nin geleceğinin parlak olduğunu ifade eden Tüzmen, “Bence böylesine yapay gündemlerin yarattığı dalgalarla boğuşmadan yolumuza kaptanlığımızı güzel bir şekilde göstererek... Bu yapay gündem dalgalarıyla boğuşmadan ‘kur kenesi’ne rağmen işimize devam etmemiz gerekir” diye konuştu.

/ İstanbul

29.05.2008


 

Başkan Mahkeme’ye zorla getirilecek

Terör örgütünün propagandasını yaptığı gerekçesiyle hakkında dava açılan DTP Diyarbakır İl Başkanı Nejdet Atalay’ın yargılanmasına başlandı. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuksuz yargılanan sanık Nejdet Atalay katılmadı.

Mahkeme heyeti, sanık Atalay’ın bir sonraki duruşmaya zorla getirilmesine karar verdi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Atalay’ın, Bingöl kırsalında güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada ölü olarak ele geçirilen bir terör örgütü üyesinin cenaze töreninde yaptığı konuşmada, terör örgütünün propagandasını yaptığı belirtiliyor. İddianamede, sanık Atalay hakkında Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) ‘’Terör örgütünün propagandasını yapmak’’ suçunu kapsayan 7/2. maddesi uyarınca 5 yıla kadar hapsi isteniyor.

/ Diyarbakır

29.05.2008


 

Susuz yaza doğru

DSİ Genel Müdürlüğü, Ankara’daki barajlarda doluluk oranının yüzde 2,2 olduğunu bildirdi. DSİ Genel Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, İstanbul’daki barajlarda doluluk oranı yüzde 39.7, İzmir’de yüzde 20.3, Bursa’da ise yüzde 100 olarak belirlendi.

Yetkililer, Ankara’daki barajların doluluk oranının ise yüzde 2,2 olduğunu belirtti. Bu 4 şehirde bulunan içme suyu amaçlı barajlardaki ortalama doluluk oranının yüzde 17,2 olarak ölçüldüğünü ifade eden yetkililer, enerji üretimi amaçlı barajların ortalama doluluk oranının da yüzde 43 dolayında olduğunu bildirdi.

/ Ankara

29.05.2008


 

Alkol hafızayı kemiriyor

Araştırmacılar, kronik alkolizmin, uzun vadeli belleğin otobiyografik kısmı olan ve kişinin deneyimlerini işleyip, kaydettikten sonra bunları zamansal olarak ilişkilendiren kısa vadeli bellek (epizodik bellek) ile örneğin baktıktan sonra telefon numarasını hatırlamakta yararlanılan, bilginin kullanılana kadar sadece birkaç saniyeliğine tutulmasını sağlayan çalışma belleğinde bozukluklara sebep olduğunu gördü.

Alkol bağımlılarında düzenli nöropsikolojik taramalar yapılmasının gerekli olduğunu belirten araştırmacılar, bu taramaların hafıza kaybına kadar giden sorunların engellemesine yardımcı olabileceğini vurguladı. Fransız Ulusal Sağlık ve Tıbbi Araştırmalar Enstitüsünden (Inserm) bilim adamlarınca yapılan araştırma “Alcoholism: Clinical and Experimental Research” dergisinde yer alıyor.

Alkol bağımlılığının, 1887 yılında Rus araştırmacı Korsakoff’un tam bilimsel bir şekilde açıklayarak kendi ismini verdiği sendrom dışında belleğe zararlı etkisinin olmadığı düşünülüyordu. Sendrom, uzun süreli alkol kullanımı, anoreksiya nervosa gibi bazı psikiyatrik rahatsızlıklar, zorunlu veya gönüllü uzun süreli açlık, uzun süreli açlık sonrası yapılan yanlış beslenme veya uzun süreli damardan beslenme sırasında yeterli vitamin desteği verilmemesi gibi durumlarda ortaya çıkıyor. Genel olarak beyin, beyincik ve göz dokularına zarar veren ve başta yakın bellek kusuru olmak üzere, birkaç ay ile on yıl kadar geriye gidebilen bellek yitimlerine yol açabiliyor.

ALKOLÜN ZARARLARI

Beyin ve sinir hücrelerinin zarlarını zehirler veya uyuşturarak kullanılmaz hâle getirir. Alkol geçici hafıza kaybına sebep olur. Alkol göze giden görme sinirlerine de tesir eder. Sulanma ve görme bozukluklarına sebep olur. Netcede ameliyat kaçınılmaz olur. Körlüğe sebep olabilir. Midenin iç yüzeyini kaplayan tabakayı tahriş eder ve buna bağlı olarak gastrite yol açar. Mide zarında yırtıkları oluşur. Mide ve yemek borusunda iç kanamalar meydana gelir. Kusma gözlemlenir. Kalp kasına zarar verir ve buna bağlı olarak kalp hastalıklarına yol açar. Kalp atışlarında düzensizlik meydana gelir. Kalp yetmezliğine sebep olabilir. Erkek ve kadınlarda cinsel bozukluklara yol açar.

NEDEN İÇMEMELİYİZ?

Alkol kullanmamalıyız çünkü: Anne karnındaki bebeğin gelişimini olumsuz etkiler. Damar kireçlenmesine yol açar. Terleme ve kanın akışını hızlandırır. Kanı sulandırır. Yaralanmalarda, yaralı bölgenin geç iyileşmesine sebep olur. Tepki refleksleri azalır, beynin düşünme ve karar verme düzeni zayıflar. Yemek borusu, gırtlak, mide ve pankreas kanserlerine sebep olur. Kanser riskini büyük oranda artırır. Alkol kullanımından bir gün sonra baş ağrısı ve ağız kuruluğu çok sık görülür. Sonradan utanacağınız, pişman olacağınız yada pişman olmaya bile vakit bulamamanıza yol açabilecek davranışlarda bulunmanıza yol açabilir. Bütün bunların yanısıra alkol kullanmak dinimizce de yasaklanmış ve büyük günahlar arasında sayılmıştır.

/ Paris

29.05.2008


 

Türksat 3A, 31 Mayıs’ta uzayda

TÜRKSAT Uydu Haberleşme ve Kablo TV İşletmesi A.Ş. (TÜRKSAT) Genel Müdürü Özkan Dalbay, ‘’31 Mayıs TSİ 00.50’de fırlatılacak olan TÜRKSAT 3A ile Türkiye’nin uydu iletişimi alanındaki mevcut konumunu çok daha ileri noktalara ulaştırmış olacağız’’ dedi.

TÜRKSAT 3A uydusunun Fransa’da üretildiğini ve SpaceBus 4000B2 serisi olduğunu anlatan Dalbay, uydunun ömrünün en az 20 yıl olduğunu söyledi. Dalbay, kanat açıklığı 30 metre, ağırlığı 3 bin 110 kilo olan uydunun üzerinde ses, görüntü ve data iletimi yapan 24 transporter olduğunu ifade etti. Dalbay, ‘’1296 megahertzlik bant genişliğine sahibiz. TÜRKSAT 1C uydumuzun 700 megahertz olduğunu düşünürsek, 1C uydusunun yaklaşık 2 katına yakın bir kapasitesi var’’ dedi.

/ Ankara

29.05.2008


 

Yüzyılın deneyinde Türk bilim adamları da var

“Parçacık hızlandırıcılarıyla atom altı parçacıkları çarpıştırarak maddenin nasıl oluştuğuna ilişkin birçok sırrın anlaşılmasını sağlamak’’ amacıyla gerçekleştirilecek ‘’Yüzyılın Deneyi’’nin yapılacağı Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’nde (CERN), 50’yi aşkın Türk bilim adamı yer alıyor.

Türk bilim adamlarının çalışmaları ile ilgili bilgi veren Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Subaşı, Türkiye’den Ankara, Boğaziçi, Çukurova, Doğuş, Ortadoğu Teknik ve Yıldız Teknik üniversitelerinin, CERN’de yapılan çalışmalarda üye olarak yer aldığını, bunların dışında bazı üniversitelerin de bu üye üniversiteler kanalı ile deneylere katılma imkânı bulduklarını bildirdi.

29.05.2008


 

CAN KARDEŞ Şenliği coşkuyla yapıldı

Geleneksel Ankara Can Kardeş Şenliği yine dolu dolu geçti. Sahne programları, kaynaşmaya vesile olması adına düzenlenen kermes, Can Kardeş ve Genç Yaklaşım ürünleri sergisi gibi faaliyetler Kocatepe Kültür Merkezi’ni adeta bayram yerine çevirdi.

Kitap standlarında kitaplarını imzalayan Taha Çağlaroğlu ve Nurefşan Çağlaroğlu’na yoğun ilgi oldu. Bir yandan Can Kardeş ve Genç Yaklaşım kalem, tişört ve saatleri dağıtılırken, öte yandan üç soruyu doğru cevaplayanlara hediyeler verildi.

Geniş katılımın gözlendiği program Ali Korkmaz’ın Kur’ân tilâvetiyle başladı. Eğitimci Onur Turan yaptığı açılış konuşmasında bu tarz çalışmaların devam etmesi temennisinde bulundu. Program Ankara’nın dört bir yanından katılan öğrencilerin sergilediği çalışmalarla dopdoluydu. Can kardeş grubunun sanal ortamda hazırlamış olduğu Can Kardeş faaliyetleri sunumu, tiyatro çalışmaları, eğlenceli skeçler, Can Kardeş grubunun ilâhi çalışmaları, balonlu oyunlar, çekilişler, en heyecanlı en duygusal anları yaşatan Bediüzzaman’a çocuk dili ile yazılan mektuplar şölene renk kattı.

Yapılan çekilişlerde katılımcılara cep telefonları, oyuncaklar, saatler, diz üstü bilgisayar, kalemler, giyecekler, bisikletler gibi yüzlerce hediye dağıtıldı. Kendilerine hediye çıkan çocukların sevinçleri görülmeye değerdi. Ayrıca Hz. İbrahim’in (as) Rabbini buluşunun hikâyesi çocuklar tarafından tiyatro oyunu şeklinde sunuldu. Bin beşyüz kişinin katılımıyla gerçekleşen Can Kardeş Şenliği gecenin geç saatlerine kadar devam etti. Program, çekilişler neticesinde kazanılan hediyelerin dağıtılması ile sona erdi.

Said M. NURSÖZ

29.05.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Kutlu Doğum Haftası Pdf

Bütün haberler

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır