MAZLUM-DER, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun basın açıklamasının içeriğine ilişkin Yargıtay Başkanlar Kurulu üyeleri hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda, “Söz konusu açıklama, 5237 sayılı yasaya göre suç niteliğindedir” denildi.
MAZLUMDER, Yargıtay Başkanlar Kurulu bildirisinin içeriğine ilişkin Yargıtay Başkanlar Kurulu üyeleri hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
MAZLUMDER Genel Başkan Yardımcısı Emrullah Beytar tarafından yapılan suç duyurusunda, “Söz konusu açıklama, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’na aykırılık teşkil ettiği gibi sarf edilmiş sözlerin bir kısmı, 5237 sayılı yasaya göre suç niteliğindedir” dedi. 2797 Sayılı Yargıtay Kanunun 13. maddesindeki Başkanlar Kurulu’nun görevlerini sıralanan suç duyurusunda “Söz konusu iki maddede açıkça anlaşılacağı üzere, Yargıtay ve Yargıtay Başkanlar Kurulunun tek görevi hukuk ve adaletin muhafazasıdır. Hal böyle olmasına rağmen, suça konu basın açıklamasında kullanılan dilin ve verilmek istenen mesajların, kurumun kuruluş, amaç ve işleyişini belirleyen kanuna aykırılığı açıktır” denildi. Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun birisinde henüz karara bağlanmamış iki davanın gidişatına müdahale olduğu açık olduğunu belirtilen suç duyurusunda şu ifadelere yer verildi: “Şüpheliler, söz konusu bu ve benzeri ifadelerle Anayasa Mahkemesi’ndeki adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmişlerdir. Bu ifade ve eylemleri, 5237 sayılı yasanın 288. maddesinde tanımlanmış suçun unsurlarını oluşturmuştur. Şüpheliler; 2797 sayılı yasanın 1. ve 17. maddelerinde açık ve sınırları net olarak belirtilmiş görev ve yetki alanlarının dışına çıkarak görev ve yetkilerini kötüye kullanmışlardır. Demokrasinin ve hukukun önceliği/üstünlüğü ilkesinin hâkim olduğu, evrensel hukuk ilkelerini benimsemiş ülkelerde, yargı mekanizması hukukun güçlenmesi ve eşitliğe dayalı adaletin dağıtılması noktasında çaba ve gayret sarf etmektedir. Yargıtay Kanununun 1 ve 13. maddelerinde açıkça bu çaba ve gayretlerin sınırları ve yöntemi belirlenmiştir. Şüphelilerin, söz konusu açıklamalarıyla çizilen sınırları aşarak görev alanlarına girmeyen bir konuda makam ve yetkilerini kullanarak açıklamada bulunmakla, TCK’nın 257. maddesinde tanımı yapılmış bulunan görevi kötüye kullanma suçunu işledikleri açıktır.
Açıklamanın muhtevası incelendiğinde de halkın özgür iradesi ile oluşan Meclis ve Meclisin içinden çıkan hükümetin ve dolayısıyla demokratik devletin kendileri açısından pek bir anlam taşımadığı anlaşılmaktadır. Şüphelilerin söz konusu bu ifadeleriyle, halkın iradesini hakarete varan derecede küçümseyerek 5237 sayılı yasanın 301. maddesinde tanımı yapılmış bulunan suçu işledikleri açıktır. 5237 sayılı yasanın 257, 288 ve 301. maddelerinde tanımı yapılmış bulunan suçları işledikleri gerekçesiyle şüpheliler hakkında kamu davası açılmasını dilerim.”
|