Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 24 Mayıs 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Yargıtay Şemdinli’de ne yaptı?

(...) Aslında... Hukukun siyasallaştırılmasına o kadar çok alışmaya başladık ki hukuk devletlerinde olmayacak türden gelişmeleri bile siyasal konjonktüre göre anlamaya çalışıyoruz... Toplumun ve devletin hukuksal sağlığını berhava edebilecek bir durumun kendini değil de, siyasal satranç noktasındaki duruşunu tartışıyoruz.

Ben, 28 Şubat sürecinde yüksek yargıdan gelen ‘hukuk’ adına hiçbir tepkiye rastlamadım.

Şimdi ‘kapatma’ davası iddianamesine taraf olanların, Van savcısının Şemdinli’deki olaylarla ilgili bir iddianame yazdığı için hayatı siyasal iktidar tarafından karartılırken bir tepki gösterdiğini de anımsamıyorum.

İddianamenin makbulü, AK Parti’nin kapatılmasını isteyen midir?

* Saymaya devam edelim mi? 27 Nisan muhtırası, anayasal bir suçtu. Yargının ‘hukuk adına’ bunu mahkum ettiğine de şahit olmadım.

Türkiye’de ‘çift başlı yargı’ var... Birbirine paralel iki yargı; biri sivil, diğeri askeri... Askeri Danıştay, Askeri Yargıtay... Buna, ‘doğal hakim’ ilkesine özenli hiçbir gerçek hukuk devletinde rastlayamazsınız. Buna ait eleştiriler de duymadım.

* Geçmişte... ‘Karanlık dünya’ ile yargı yönetiminde üst düzey görev yapan kimi insanlar arasında karanlık ilişkiler olduğundan dem vuruldu... İddialar öne sürüldü.

Rahatsız edici gelişmeler yaşandı. O sırada da, iddiaları deşmeye yönelik bir hamle söz konusu edilmedi, hukukun saygınlığını koruyan hışımlı bir süreçten yana tavır alınmadı. İddiaların üstü örtüldü... Soruşturularak çürütülmedi.

* Biz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde en çok yargılanan ve mahkum olan ülkeyiz.

Neden? Çünkü bizde hukuksal sistem, ‘evrensel hukuktan’ çok farklı bir şekilde işlemekte.

‘Hukuktan yana’ bir yargıyı bu da çok rahatsız etmez mi? Bu da bağıra bağıra sorgulanması gereken bir büyük yargı zafiyeti değil mi? Düzeltilmesi için canla başla uğraşılacak, gündem maddesi yapılacak, arkası hep kovalanacak bir sorun sayılmaz mı? Hukuk sistemimizde kimsenin bunu sorguladığına denk geldiniz mi, arkasındaki nedenleri didiklediğini işittiniz mi?

* Dahası var... AB süreci olmasa, biz ‘töre cinayetlerine’ indirim uyguluyorduk... Yargı için ‘yaşam hakkı’, töreden daha önemsizdi... Hiç kimse bildiri yayınlamadı. İşkencecilere ceza indirimini de hatırlıyorum. Bunlara ses çıkarılmaz, post modern darbe dönemlerinde cuntacılarla can ciğer kuzu sarması brifingler düzenlenirse, bildirilerin ‘hukuktan yana’ olduğuna mı inanırsınız, siyasal bir refleksi mi akla getirirsiniz?

*Yargıtay, hükümeti... Hükümet, Yargıtay’ı suçluyor. Hatta hükümet Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun açıkça suç işlediğini söylüyor. Hükümetler yargı için dolaylı da olsa ‘suç duyurusu’ yapınca, kim harekete geçer?

Savcıların geçmesi gerekmez mi? Geçmiyorsa, burası nasıl hukuk devleti?

* Aslında, şunu sormak istiyorum... Şemdinli Savcısını iddianame yazdığı için el birliği ile meslekten men eden bir ülkede hukuk var mıdır ki olup biteni ‘hukuk açısından’ değerlendirelim?

Şemdinli Savcısının başına gelenlere aldırmamak ama yüzde 47 oy alan bir partiye karşı açılan kapatma davasının iddianamesine hiperaktif bir şekilde arka çıkmak ne kadar tutarlı, ne kadar inandırıcı, ne kadar hukuksal?

Saygınlık, çifte standart taşımaz... Eh o zaman ne oluyor?

‘Birileri gerilimi artırarak AK Parti’yi kapatma sürecini garantiye almak istiyor’ diyorsunuz...

Star, 23 Mayıs 2008

Mehmet ALTAN

24.05.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Kutlu Doğum Haftası Pdf

Bütün haberler

Başlıklar

  Demokrasi dersinden yargıya kırık not!

  Yargıtay Şemdinli’de ne yaptı?

  Yargıya dair...

  Yargı sorunu

  Karşı bildiri

  Güdümlülük

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır