Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 23 Nisan 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Ders almak!

Şubat 2006’da Hamas lideri Halit Meşal Ankara’ya geldiğinde ABD, İsrail, Yahudi lobileri ve onların Türkiye’deki yandaşları kıyameti kopardı. Şam’dan aynı uçakta geldiğim için de bazıları “Meşal’i Hüsnü getirdi” diyerek bana saldırmıştı.

Bunun üzerine Başbakan Erdoğan tehdide varan saldırı ve şantajların baskısı ile Meşal ile görüşmekten çekindi.Oysa Meşal; ABD, AB, İsrail ve tüm yandaşlarının baskısı sonucu Ocak 2006’da seçime katılan ve 40 yıldır işgal altında yaşayan Filistin halkının % 65’inin oyu ile iktidara gelen bir siyasi oluşumun lideriydi.

Meşal’in Ankara ziyaretine kıyameti koparanlar her nedense ABD eski Başkanı Jimmy Carter’in Meşal’in ayağına giderek Şam’daki ofisinde buluşmasını görmezlikten geldi.

Oysa Carter, İsrail-Mısır arasında 1979’da imzalanan Camp David anlaşmasının mimarı ve bundan dolayı da Nobel Barış Ödülü almış ve Meşal ile Suriye lideri Esad ile görüşürken aslında barışı amaçlamıştı.

Tıpkı Erdoğan ve dönemin Dışişleri Bakanı Gül gibi.

Ama tek farkla...

Sayın Başbakan Erdoğan ve Sayın Gül tehdit ve şantajlardan çekinerek Meşal ile görüşememiş (Gül parti binasında görüşmüştü) ama Carter Meşal’in ayağına gitmeden önce İsrail’in Filistin halkına Gazze ve Batı Şeria’da uyguladığı politikaları ırkçı, vahşi ve insanlık dışı olarak nitlemiş, Hamas ve Suriye olmadan bölgede barışın asla gerçekleşmeyeceğini söylemişti.

Ama bu birilerinin umurunda değil.

Nasıl olsa onların anlayışında ve varsa mantık ve vicdanında hak, hukuk, adalet, insanlık gibi kavramların yeri yok ve olmaz.

Örneğin üçüncü kez iktidara gelen İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi ilk dış gezisini İsrail’e yapacağını söylüyor.

Adam hakkında 60’tan fazla yolsuzluk davası var, Mussolini hayranı, güzel kadınlarla sürekli kendine harem kuran kural dışı bir siyasetçi.

Ama olsun.

Nasıl olsa halk onu seçiyor ya da sahip olduğu medya gücü ile kendini seçtiriyor!

Garip ama birleri buna demokrasi diyor.

İşte size başka bir örnek.

Rusya lideri Putin.

Adam anayasal olarak üçüncü kez seçilemeyeceğine göre kendi adamı Dimitri Medvedev’i yerine seçtirdi .

Kendisi de hem parti lideri hem de başbakan olarak görev yapacak. 4 yıl sonra da tekrar devlet başkanı olacak. Kendisi eski bir KGB şefi olduğu için de tüm bu oyunları ve olası anayasal ve hukuksal risklere karşı önlem almayı biliyor.

Tabii bu arada Batı’nın göz yumması ile Çeçen halkına yönelik insanlık dışı politikalarını da uyguluyor.

Ama sonuçta her şey demokratik kurallar içinde işliyor ve Putin Rusya gibi uluslararası dengelerde önemli olan bir ülkeyi yönetiyor.

Tıpkı Katar Emiri Hamed Bin Halife Al-Thani gibi.

Adam 1997’de babasına darbe yaparak iktidarı ele geçirmiş ve ABD’nin bölgede yeni temsilcisi olmya soyunmuş.

Yerli nüfusu yaklaşık 200 bin civarında olan bu ülkede geçen hafta Demokrasi Konferansı vardı.

Bu konferansa Başbakan Erdoğan da katılmış ve oraya davet edilen İsrail Dışişleri Bakanı Livni ile bir araya gelmişti.

Livni de İsrail ile barış anlaşması imzalayan Mısır ve Ürdün dışında ilk kez bir Arap ülkesini ziyaret ediyor. Anlaşılan kendisini misafir etme misyonu da Katar Emiri Şeyh Hamed’e verilmişti.

Bir düşünün; bir yanda ‘ABD’ye kafa tutan’ ve Usame bin Laden’in kasetlerini yayınlamakla ünlenen Cezira televizyonu, öbür yanda ülkenin her tarafında yayılmış ABD üsleri.

ABD, Irak işgalini de bu ülkeden yönetmişti.

Üstelik bu ülkede ne demokrasi, ne anayasa ne de seçim var.

Tıpkı Amerikan yandaşı diğer Körfez ülkelerinde olduğu gibi.

Olsa da bir anlam taşımıyacak.

Örneğin ABD’nin Irak ve Afganistan’a getirdiğini söylediği demokrasiye bir bakın.

Irak denilen ülke yerle bir edilmiş, bir milyonu aşkın insan öldürülmüş, 3 milyon insan ülke dışına kaçmış, yüzbinlerce kadın dul kalmış ve milyonlarca çocuk yetim bırakılmış.

Harika demokrasi!

Afganistan’da ise durum çok daha garip.

Taliban’ın yasakladığı afyon ekimi serbest bırakılmış, ABD generalleri ile ABD yandaşı aşiret liderler afyon ticaretinden milyarlarca dolar kazanıyor. İşgal politikası sonucu da Afgan halkının Taliban ile dayanışması sürüyor. Taliban ise 40 bin NATO askerine rağmen ülkenin birçok yerini kontrol ediyor.

Ama gerçek bombayı geçen hafta Zalmay Mücededi ile Hamidullah Tufi isimli iki milletvekili patlattı. İki milletvekiline göre ‘’ABD ve NATO ülkeleri Aganistan’da da uzun süre kalabilmek için Taliban’a el altından yardım ediyor.’’

Bu da başka türlü bir demokrasi.

Umarım birileri olup bitenlerden ders alıyordur!

Akşam, 22.4.2008

Hüsnü Mahalli

23.04.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Özgürlük ve barıştan korkanların ‘Tam bağımsız Türkiye’si

  Albaylar cuntası...

  Ders almak!

  Darbe süreçleri…


 Son Dakika Haberleri