TÜRKİYE’DE kamu bankaları hariç mevcut bankaların hemen hemen hepsinin genel müdürlüklerinin yer aldığı İstanbul, son dönemlerde şehrin finans merkezi olması yönünde özellikle Türkiye Bankalar Birliğinin öncülüğünde yapılan çalışmalarla da gündeme geldi.
12 milyonun üzerindeki nüfusuyla çok sayıda Avrupa ülkesinden (Norveç, İsveç, Danimarka, Finlandiya, Belçika, İsviçre, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Slovakya, Yunanistan, Bulgaristan, Portekiz başta olmak üzere) daha kalabalık olan şehir, son yıllarda gelişmekte olan ülkeler arasında ülkeye gelen doğrudan yabancı yatırım ile de dikkat çeken ülkelerden biri konumunda.
İMKB, Aralık 2007 itibariyle yaklaşık 387,8 milyar YTL’lik işlem hacmine ulaşırken, yine Aralık 2007 itibariyle İMKB Ulusal 100 Endeksi bir yılda yüzde 42 kazançla 60 borsa arasında 11. sırada yer aldı. Tarih boyunca çeşitli imparatorluklara baş şehirlik yapan ve dünyada iki kıt'a üzerinde kurulu tek metropol olan İstanbul, Türkiye’nin en kalabalık şehri iken, Avrupa’nın da nüfus yoğunluğu açısından en kalabalık şehirleri arasında bulunuyor. 2010 yılı Avrupa kültür başşehri seçilen İstanbul’un tarihî bölgeleri 1985 yılında UNESCO tarafından Dünya Miras Listesine alındı.
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, İSO’nun Mart 2008 sonu itibariyle 13 bin 950 üyesi bulunduğunu ve son üç yıla bakıldığında 2005’te 12 bin 422 olan üye sayısının 2006’da 13 bin 267’ye, 2007’de de 13 bin 848’e ulaştığını bildirdi.
2006 yılında ilk 500 şirket arasında 216, ikinci 500’de de 213 İSO üyesi kuruluşun yer aldığını kaydeden Küçük, bin büyük sanayi kuruluşunun 429’unun, 2006’da ilk 50 büyük sanayi kuruluşunun 31’inin, ilk 100 kuruluşun da 57’sinin İSO üyesi olduğunu aktardı.
İmparatorluklara başşehirlik yapan İstanbul’un, eşsiz coğrafî konumu ve geniş hinterlandıyla, tarih boyunca önemli bir ekonomik ve ticarî merkez olduğunu vurgulayan Küçük, şu değerlendirmeyi yaptı:
‘’Bugün de İstanbul, Türkiye ekonomisinin kalbi durumundadır. Türkiye’nin toplam ihracatının ve ithalatının yüzde 60’a yakını İstanbul’da yapılmaktadır. Türkiye’nin GSMH’nin yüzde 25’ine yakını İstanbul kaynaklıdır. İstanbul, 1830-40’lı yıllarla birlikte, Feshane, Tophane ve Beykoz’daki cam ve porselen imalathaneleri ile sanayimizin temellerinin atıldığı şehirdir. İkinci Dünya Savaşının hemen ardından, İstanbul, özel imalat sanayi yatırımlarının büyük bölümünü çeken bir metropol olarak karşımıza çıkmaktadır. 1950’lerden bu yana imalat sanayimizin merkezi olan İstanbul’da, bugün de Türkiye imalat sanayi katma değerinin yüzde 30’undan fazlası yaratılmaktadır.’’
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş da, dünyada 100’den fazla ülkeden, AB üyesi ülkelerin ise 19’undan daha kalabalık bir ülkeyi andıran İstanbul’un, ‘’Dünyanın En Büyük Şehirleri’’ listesinde ilk 20 arasında yer alırken, Avrupa’da da Moskova’dan sonra en kalabalık 2. metropolü olduğunu belirtti.
İstanbul’da iktisadî faaliyet kollarına göre dağılımda yüzde 34,1 payla ilk sırayı ticaretin aldığına işaret eden Yalçıntaş, bunu yüzde 23,9 payla sanayi, yüzde 17,1 payla inşaat ve yüzde 7,2 payla ulaştırma ile haberleşme sektörlerinin izlediğini vurguladı.
Yalçıntaş, İstanbul’un Türkiye ekonomisine katkısına ilişkin olarak da tarımın yüzde 1’i, sanayinin yüzde 28’si, inşaatın yüzde 21,2’si, ticaretin yüzde 24,6’sı, ulaştirma-haberleşmenin yüzde 23’ü’nü oluşturduğunu, Türkiye’deki 50 bankanın 46’sının, banka mevduatlarının yüzde 42’sinin, banka kredilerinin de yüzde 48’inin İstanbul’da bulunduğunu aktardı.
|