Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 07 Nisan 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Ankara’ya mahkûm olamayız

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘’Biz Ankara’ya mahkum olamayız. Erzurum’un Aşkale’sinde bir sıkıntı varsa biz bunu duymak zorundayız, bulunduğumuz görev bunu gerektirir’’ dedi.

Erdoğan, Cemal Gürsel Spor Salonu’nda AKP Erzurum Kadın Kolları Kongresi’ndeki konuşmasında, ekonomik gelişmelere ve Erzurum için yapılanlara değindi. ‘’Biz Ankara’ya mahkum olamayız. Erzurum’un Aşkale’sinde bir sıkıntı varsa biz bunu duymak zorundayız, bulunduğumuz görev bunu gerektirir’’ diyen Başbakan Erdoğan,Erzurum’da 2002 yılı sonunu kadar toplam 49 kilometre bölünmüş yol olduğunu, kendi dönemlerinde ise 203 kilometre bölünmüş yol yaptıklarını bildirdi. Erdoğan, ‘’Modern bir Erzurum. Biz size söz verdik, şu an Erzurum’un yüzde 40’ına doğal gazı ulaştırdık’’ diye konuştu.

/ ERZURUM

07.04.2008


 

KAPATMA DÂVÂSI EN BÜYÜK KRİZ

Hollanda Ulusal Radyo ve Televizyonunun 1989'dan beri Türkiye'de yaşayan muhabiri Jessica Lutz, “Türkiye'de iki kesim var. İkisi de ‘Türkiye'yi biz yönetiyoruz’ diyor. Hakikaten acaip bir durum” dedi. Kapatma dâvâsını Türkiye'nin en büyük krizi olarak niteleyen Lutz, “Yargı mü ülkeyi yönetecek?” diye sordu.

ORDU SİYASETTEN ÇEKİLSİN

“Ordu siyaset üzerindeki etkisini çekmeden Türkiye AB'ye giremez” diyen Lutz, “Bu durumda ordu Brüksel'e temsilci gönderip Türkiye'yi mi temsil edecek?” şeklinde konuştu. AKP'yi Kemalizmin zaferi olarak niteleyen Lutz, Kemalistlerin AKP'nin merkez partisi olmasına sevinmesi gerektiğini söyledi.

DEVAMI RÖPORTAJ SAYFASINDA

Hasan Hüseyin KEMAL

07.04.2008


 

Siyasî Partiler Kanunu baş belâsı

YARGITAY Onursal Başkanı Sami Selçuk, mevcut Siyasi Partiler Kanunu’nun kesinlikle değiştirilmesi gerektiğini belirterek, “Siyasi Partiler Yasası şimdiki haliyle Türkiye’nin başına bela olmuştur, olmaya da devam edecektir’’ dedi.

Selçuk, Trabzon Barosunca ‘’5 Nisan Avukatlar Günü’’ dolayısıyla düzenlenen ‘’Nasıl Bir Anayasa? Hukuk Devleti ve Demokrasi’’ konulu panelde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin katılımcı ve çoğulcu bir anayasaya ihtiyaç duyduğunu belirtti. Selçuk, 1982 Anayasası’nın tümüyle değiştirilmesi gerektiğini ifade ederek, ‘’Demokrasi insanların girişimiyle elde edilmiştir. 1982 Anayasasını o dönemin güçlü isimleri oluşturmuştur ve halkın bundan haberi yoktur. 1982 Anayasası ile 2000’li yıllara girmemiz talihsizliktir’’ dedi.

Seçim barajı ve Siyasi Partiler Yasasına da değinen Selçuk, ‘’Yüzde 10 barajını korursanız, demokraside samimi değilsiniz demektir. Yüzde 10 barajının bulunduğu bir ülkede katılımcı demokrasiden bahsedemezsiniz. Mevcut Siyasi Partiler Yasası kesinlikle değiştirilmelidir. Siyasi Partiler Yasası şimdiki haliyle Türkiye’nin başına bela olmuştur, olmaya da devam edecektir’’ diye konuştu.

PROF. DR. ÖZBUDUN: LAİKLİĞİ GÜÇLENDİRDİK

BİLKENT Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ergun Özbudun ise AKP’nin isteğiyle hazırladıkları anayasa taslağında laikliği zayıflatmadıklarını, aksine kuvvetlendirdiklerini ifade ederek, laikliğin anayasada tarif edilmesinin doğru olmadığını söyledi. Üniversitelerde kıyafet serbestliğini savunduğunu, ancak kamu yönetiminde bunu desteklemediğini de belirten Özbudun, ‘’Kızlarımızın üniversiteye kıyafetleriyle girmesinin laikliği nasıl yıkacağını ben anlayabilmiş değilim” dedi.

/ TRABZON

07.04.2008


 

Hak ihlâlleri kaybettiriyor

BAŞKENT Kadın Platformu Genel Başkanı Dr. Zeynep Göknil Piyade, “Türkiye’deki diğer insan hakları ihlallerinin yanı sıra temel bir hak olan din ve vicdan özgürlüğünün ihlal edilmesi ile bütün Türkiye’nin kaybettiğini düşünüyoruz” dedi.

Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu tarafından 114 haftadır Sıhhiye Abdi İpekçi Parkı’nda yapılan basın açıklamasını bu hafta Dr. Zeynep Göknil Piyade okudu. Piyade, başörtüsü örtmenin din ve vicdan hürriyeti ile ilgili temel bir hak olduğunu belirterek, “Temel bir hak olduğu için bu konuda toplumsal bir mutabakatın aranması dahi gerekmezken, şimdi olduğu gibi, bu temel hakkın toplumda mutabakat olmasına rağmen ihlal edilmesinin kamu vicdanında meydana getirdiği tahribatı yargılama yapacak hakimlerin dikkate alması gerekmektedir” diye konuştu.

Kamuoyu yoklamalarında başörtüsünün serbest bırakılmasını savunan yüzde 75’lik çoğunluk dışında bugün parlamenter sistemin belkemiği olan parlamentodaki partiler arasında bir uzlaşma olduğunu da söyleyen Piyade, “Ayrıca başörtüsü yasaklarının kalkmasına dair farklı kesimlere mensup akademisyenler ile kadın hareketi içindeki aktivistler tarafından ilan edilen ve binlerce imzaya ulaşana bildiriler de, yasakların kalkması için akademi ve kadın hareketi içinde de güçlü bir talebin olduğunu ortaya koymuştur” diye konuştu.

Piyade, Türkiye’deki diğer insan hakları ihlallerinin yanı sıra temel bir hak olan din ve vicdan özgürlüğünün ihlal edilmesi ile bütün Türkiye’nin kaybettiğini belirterek, şöyle konuştu: “Başörtülü kadınların eğitim, çalışma ve siyasi hayattan dışlandığı Türkiye’nin temel hakları ihlal eden bir devlet olması çok büyük bir utançtır. Konusu suç olmayan, hemen herkesin rahatlıkla ifade ettiği ve şimdi bizim de rahatlıkla ifade ettiğimiz bu düşüncelerin, halkın her tür problemini hiçbir sıkıntıya düşmeden ifade edip çözmesi için dokunulmazlık verdiğimiz siyasiler tarafından dile getirilmesinin bu iddianamede olduğu gibi siyasi yasaklanma ve parti kapatma nedeni olarak görülmesi büyük bir haksızlıktır.”

Recep GÖREN / ANKARA

07.04.2008


 

Newsweek: Kapatma dâvâsı yargı darbesi

AMERİKAN haber dergisi Newsweek, AKP’ye yönelik açılan kapatma davasını “Türkiye’nin yargısal darbesi” olarak nitelendirdi.

Newsweek, 1989-1991 yıllarında ABD’nin Ankara Büyükelçisi olarak görev yapan Morton Abramowitz ve Lehigh Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Henri J. Barkey’in ortak yazısına yer verdi. Newsweek’in “Türkiye’nin Yargısal Darbesi” başlığı ile okuyucularına duyurduğu yazıda, kapatma davası ‘savaş’ olarak nitelenirken, “Bu savaş aylarca sürebilir ve AKP kazansa da kaybetse de sonuçları kötü olacak” ifadesine yer verildi.

Derginin uluslararası baskısında yer alan yazıda, Türkiye’nin bir kez daha toplumsal hayat içinde din ve siyaset üzerinden kendisi ile savaş içinde olduğuna vurgu yapılarak, “Ve bu savaşın sonuçları hem kendisi hem de dostları için yıkıcı olabilir” değerlendirmesine yer verildi. ABD’nin gelişmeler karşısında kenar çizgisinde beklemeye devam edemeyeceği belirten yazıda, “Türkiye’nin istikrarına yönelik bu tehlike, yeterince ağır ve ABD’nin çıkarlarına yönelik potansiyel zararı, daha şiddetli bir ABD müdahalesine izin verecek kadar da büyük. ABD, özel yollarla ya da gerekliyse kamuya açık şekilde, AKP’yi karşılıklı işbirliğini tehlikeye atan bu durumdan çıkarmalı ve destek vermelidir” denildi.

/ ANKARA

07.04.2008


 

Türkiye’nin kalbi İstanbul’da atıyor

TÜRKİYE’DE kamu bankaları hariç mevcut bankaların hemen hemen hepsinin genel müdürlüklerinin yer aldığı İstanbul, son dönemlerde şehrin finans merkezi olması yönünde özellikle Türkiye Bankalar Birliğinin öncülüğünde yapılan çalışmalarla da gündeme geldi.

12 milyonun üzerindeki nüfusuyla çok sayıda Avrupa ülkesinden (Norveç, İsveç, Danimarka, Finlandiya, Belçika, İsviçre, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Slovakya, Yunanistan, Bulgaristan, Portekiz başta olmak üzere) daha kalabalık olan şehir, son yıllarda gelişmekte olan ülkeler arasında ülkeye gelen doğrudan yabancı yatırım ile de dikkat çeken ülkelerden biri konumunda.

İMKB, Aralık 2007 itibariyle yaklaşık 387,8 milyar YTL’lik işlem hacmine ulaşırken, yine Aralık 2007 itibariyle İMKB Ulusal 100 Endeksi bir yılda yüzde 42 kazançla 60 borsa arasında 11. sırada yer aldı. Tarih boyunca çeşitli imparatorluklara baş şehirlik yapan ve dünyada iki kıt'a üzerinde kurulu tek metropol olan İstanbul, Türkiye’nin en kalabalık şehri iken, Avrupa’nın da nüfus yoğunluğu açısından en kalabalık şehirleri arasında bulunuyor. 2010 yılı Avrupa kültür başşehri seçilen İstanbul’un tarihî bölgeleri 1985 yılında UNESCO tarafından Dünya Miras Listesine alındı.

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, İSO’nun Mart 2008 sonu itibariyle 13 bin 950 üyesi bulunduğunu ve son üç yıla bakıldığında 2005’te 12 bin 422 olan üye sayısının 2006’da 13 bin 267’ye, 2007’de de 13 bin 848’e ulaştığını bildirdi.

2006 yılında ilk 500 şirket arasında 216, ikinci 500’de de 213 İSO üyesi kuruluşun yer aldığını kaydeden Küçük, bin büyük sanayi kuruluşunun 429’unun, 2006’da ilk 50 büyük sanayi kuruluşunun 31’inin, ilk 100 kuruluşun da 57’sinin İSO üyesi olduğunu aktardı.

İmparatorluklara başşehirlik yapan İstanbul’un, eşsiz coğrafî konumu ve geniş hinterlandıyla, tarih boyunca önemli bir ekonomik ve ticarî merkez olduğunu vurgulayan Küçük, şu değerlendirmeyi yaptı:

‘’Bugün de İstanbul, Türkiye ekonomisinin kalbi durumundadır. Türkiye’nin toplam ihracatının ve ithalatının yüzde 60’a yakını İstanbul’da yapılmaktadır. Türkiye’nin GSMH’nin yüzde 25’ine yakını İstanbul kaynaklıdır. İstanbul, 1830-40’lı yıllarla birlikte, Feshane, Tophane ve Beykoz’daki cam ve porselen imalathaneleri ile sanayimizin temellerinin atıldığı şehirdir. İkinci Dünya Savaşının hemen ardından, İstanbul, özel imalat sanayi yatırımlarının büyük bölümünü çeken bir metropol olarak karşımıza çıkmaktadır. 1950’lerden bu yana imalat sanayimizin merkezi olan İstanbul’da, bugün de Türkiye imalat sanayi katma değerinin yüzde 30’undan fazlası yaratılmaktadır.’’

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş da, dünyada 100’den fazla ülkeden, AB üyesi ülkelerin ise 19’undan daha kalabalık bir ülkeyi andıran İstanbul’un, ‘’Dünyanın En Büyük Şehirleri’’ listesinde ilk 20 arasında yer alırken, Avrupa’da da Moskova’dan sonra en kalabalık 2. metropolü olduğunu belirtti.

İstanbul’da iktisadî faaliyet kollarına göre dağılımda yüzde 34,1 payla ilk sırayı ticaretin aldığına işaret eden Yalçıntaş, bunu yüzde 23,9 payla sanayi, yüzde 17,1 payla inşaat ve yüzde 7,2 payla ulaştırma ile haberleşme sektörlerinin izlediğini vurguladı.

Yalçıntaş, İstanbul’un Türkiye ekonomisine katkısına ilişkin olarak da tarımın yüzde 1’i, sanayinin yüzde 28’si, inşaatın yüzde 21,2’si, ticaretin yüzde 24,6’sı, ulaştirma-haberleşmenin yüzde 23’ü’nü oluşturduğunu, Türkiye’deki 50 bankanın 46’sının, banka mevduatlarının yüzde 42’sinin, banka kredilerinin de yüzde 48’inin İstanbul’da bulunduğunu aktardı.

/ İSTANBUL

07.04.2008


 

“3. köprü”de güzergâh netleşiyor

İSTANBUL Boğazı’na yeni bir köprü yapımını da içeren otoyol projesinin fizibilitesi, bu hafta Devlet Planlama Teşkilâtına (DPT) gönderilecek.

Ulaştırma Bakanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre, İstanbul’da yapımı planlanan ‘’3. Boğaz Köprüsü ile Kuzey Marmara Geçişi Otoyolu Projesi’’nde özellikle Boğaz’a yapılacak üçüncü köprü ayağı büyük önem taşıyor. Ulaştırma Bakanlığı, güzergâhı buna göre hayata geçirecek. Güzergâh, Anadolu yakasında Akyazı ile Avrupa yakasında Kınalı kavşağı hattında olacak. Güzergâhın İzmit sınırları içindeki bölümü ile İstanbul’un batı yakasında Hadımköy ile Kınalı arasındaki bölümü netleştirildi. Ancak projenin Çatalca-Gebze arasındaki bölümü, köprünün yerine göre netleşecek. Projenin fizibilitesi üzerindeki çalışmalarda sona gelindi. Ulaştırma Bakanlığı, fizibilite raporunu bu hafta içinde DPT’ye göndermeyi planlıyor. İnceleme sonrasında Yüksek Planlama Kararı’nın alınmasıyla projenin ihale hazırlıkları başlayacak. Bakanlık, projeyi bu yıl ihaleye çıkarmayı hedefliyor.

/ ANKARA

07.04.2008


 

Meclis, bu hafta da sosyal güvenliği görüşecek

MECLİS, Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı üzerindeki mesaisini bu hafta da sürdürecek. TBMM Genel Kurulunda, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasasında değişiklik yapan yasa tasarısının görüşmelerine devam edilecek.

İki hafta önce görüşülmeye başlanan tasarı, ‘’temel yasa’’ olarak bölümler halinde ele alınıyor. Tasarının görüşmeleri, yarın ikinci bölümdeki 42. maddesi üzerinden sürecek. Tasarıyla, özel hastaneler, sağlık hizmeti bedelinin yüzde 20’sine kadar ilâve ücret talep edebilecek. Çalışanlardan alınacak genel sağlık sigortası primlerine kademe getiriliyor. Aile içindeki gelirin kişi başına düşen aylık tutarı, brüt asgarî ücretin üçte birinden az olanların primleri, devlet tarafından ödenecek. TBMM’deki ihtisas komisyonları da gündemdeki konuları ele alacak.

/ ANKARA

07.04.2008


 

Yağışlar sürecek

Yapılan tahminlere göre, yağışlı hava bugün yurdun büyük bir bölümünde aralıklarla etkisini sürdürecek.

Yarın batı kesimlerini terk edecek yağışlı havanın, iç ve doğu bölgelerde aralıklarla etkisini sürdürmesi bekleniyor.

07.04.2008


 

Gül, 3 ayda 26 kanun onayladı

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, 1 Ocak-2 Nisan 2008 tarihleri arasında 26 kanun onayladı.

Cumhurbaşkanlığı’nın internet sitesinde yer alan ‘’Örgütsel Bilgiler’’ bölümündeki verilere göre, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 1 Ocak-2 Nisan 2008 tarihleri arasında 26 yasa, atamalar dışındaki işlere ilişkin 322, atamalara ilişkin 14 Bakanlar Kurulu kararını onayladı. Atamalar dışındaki işlere ilişkin Bakanlar Kurulu kararlarından 8’i iade edildi. Cumhurbaşkanı Gül, aynı tarihler arasında 207 müşterek kararnameye imza attı. Müşterek kararnamelerden 5’i ile ilgili işlemler sürüyor. Adli Tıp Kurumu’nun raporları doğrultusunda 2 mahkûmun affına karar veren Cumhurbaşkanı Gül, bir mahkûmun affı için kendisine gönderilen dosyayı iade etti. Cumhurbaşkanı Gül, 2 Nisana kadar 11 atama, görevden alma ve seçim işlemine imza atarken, uyuşmazlık hali gibi diğer konulara ilişkin olarak kendisine sunulan 79 işlemden 78’ini onayladı. Cumhurbaşkanlığı’na, Abdullah Gül’ün göreve başladığı 28 Ağustos 2007’den 4 Nisan 2008’e kadar kurumsal işlemler ya da çeşitli kamu hizmetleriyle ilgili 2 bin 430, kişisel isteklerle ilgili 11 bin 836, Bilgi Edinme Hakkı Yasası ile ilgili 457 olmak üzere toplam 14 bin 723 başvuru yapıldı. Adaletle ilgili yapılan başvurulardan bin 500’ü ve iş istekleriyle ilgili yapılan başvurulardan bin 442’si ile ilgili işlem yapıldı.

/ ANKARA

07.04.2008


 

Soylu, Kütahya'ya geliyor

DEMOKRAT Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, 11-12 Nisan tarihlerinde Kütahya’da ziyaret edecek.

DP Kütahya İl Başkanı Atila Palangalı, Genel Başkan Soylu’nun ilk etapta 30 ili kapsayan program çerçevesinde 11-12 Nisan tarihlerinde Kütahya’da yoğun bir ziyaret programı gerçekleştireceğini söyledi. Soylu ve DP heyetinin 2 günlük program çerçevesinde Kütahya’yı adım adım dolaşacağını ve faaliyetlerde bulunacağını belirten Palangalı, "Beyaz Yürüyüşe" Kütahya’da devam edecek olan, iktidarın alternatifi DP'nin genç lideri Süleyman Soylu’nun Kütahya programına bütün Kütahyalıları ve partilileri davet etti.

YENİ ASYA / KÜTAHYA

07.04.2008


 

Bediüzzaman demokratik toplumu savundu

BEDİÜZZAMAN Said Nursî’nin vefatının 48. yıldönümü münasebetiyle Yeni Eğitimciler Derneği Samsun Şubesi ve Yeni Asya Gazetesi Samsun Temsilciliği işbirliği ile “100. Yılında Meşrutiyetten Cumhuriyete Demokrasi Serüveni” konulu konferans düzenlendi.

Programın açış konuşmasını yapan Baki Çimiç, Bediüzzaman’ı anlamanın en iyi yolunun onun eserlerini okumaktan geçtiğini söyledi. Daha sonra kürsüye gelen Bedrettin Ergül, Bediüzzaman’ın meşrutiyet, demokrasi ve cumhuriyet hakkında düşüncelerini dinleyicilerle paylaşarak, “Bediüzzaman, demokratikleşmenin, Osmanlı coğrafyasında yaşayan toplulukların ve İslâm dünyasının kalkınmasında tetikleyici unsur olacağından emindi. Bu yüzden Doğu illerinde en etkili altmış aşiret reisine başbakanlık yoluyla telgraflar çekerek, onları rejim karşıtı provokasyonlara karşı uyardı. Onlardan meşrutiyeti desteklemelerini istedi ve bu isteğine bütün aşiretlerden olumlu cevaplar geldi. Bu sancılı değişim sürecinde provokasyonların etkisiyle yaşanan ayaklanmalarda, Bediüzzaman hep yatıştırıcı rol oynadı, meşrutiyetten asla taviz verilmemesini her fırsatta savundu. 31 Mart Hadisesinde meşrutiyetin gerektirdiği teknik alandaki gelişmelere karşı isyan bayrağını açan sekiz tabur askeri bir tek nutukla ikna etmeyi başardı. 1910 yılında İstanbul’dan Doğu illerine yaptığı seyahatte, Kürt aşiretlerine, meşrutiyetin esaslarını İslâm dininden aldığını anlattı. Demokratik sistemin aleyhinde zihinlerde oluşan bütün sorulara, aydınlatıcı cevaplar verdi” diye konuştu. Ergül, “Bediüzzaman hem içte, hem de dışta ülkenin bütünlüğünü bozucu her türlü faaliyetin karşısında yer alarak, her zaman ve zeminde demokratik toplum esaslarının sağlam zeminlere yerleştirilmesi için çalıştı” dedi.

Nurullah ÖZEN-Mehmet KAPLAN / SAMSUN

07.04.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri