Bediüzzaman Hazretleri’nin vefatının 48. yıldönümünde, Bolu Belediyesi Nikâh Salonunda düzenlenen panelde konuşan Rotterdam İslâm Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, Bediüzzaman’ın laikliğe karşı veya taraftar olmaktan ziyade, laikliğin tanımını yaptığını belirterek, “dinsize, sefahetçiye ilişilmediği gibi dindara da ilişmeyen bir anlayış” olarak uygulanması gerektiğini kaydetti.
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri vefatının 48. yıldönümünde, Bolu Belediyesi Nikâh Salonunda düzenlenen bir panelde anıldı. Muammer Küçükseyman Hocanın okuduğu aşr-i şerifle başlayan toplantı salonunun duvarları vecizelerle, sahnesi ve çevresi de gelen çiçeklerle adeta bir çiçek bahçesine dönüştü.
Panelin sunuculuğunu yapan Selman Konyalıoğlu, programın başında ve aralarda Bediüzzaman’dan demokrasi ve hürriyete vurgu yapan vecizeler sundu.
Risâle-i Nur Enstitüsü Bolu Temsilciliği adına programın açış konuşmasını yapan Feyzullah Güneş, Bediüzzaman’ın te’lif ettiği Risâle-i Nur Külliyatı, Risâle-i Nur Enstitüsü ve amacı, Türkiye’de ve dünyadaki Nur hizmetleri hakkında özet bilgiler vererek toplantının anlam ve önemine değindi. Güneş, Risâle-i Nur Enstitüsünün, Mart ayının son haftasını yani 21 - 30 Mart arasını “Bediüzzaman Haftası” olarak belirlediğini ve her yıl bu tarihler arasında gerek ulusal ve gerekse uluslar arası, yurt içinde ve dışında çeşitli anma toplantıları tertiplediğini kaydetti. Güneş, “Bediüzzaman Haftası” olarak belirlenen bu haftanın, bütün dünyada Bediüzzaman Haftası olarak anılması için büyük gayret ve çabalar sarf edildiğini belirterek, her yıl değişik aktuel ve güncel konular esas alınmak suretiyle konu başlıklarının belirlendiğini ifade etti.
Güneş, 3 ay öncesinden ücreti yatırılarak İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünce tahsis edilen Konferans Salonunun programa bir gün kala Valilik tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden iptal edildiğini belirterek, iptal kararının resmî yazı ile bildirmesinden sonra toplantının, Bolu Belediyesi Nikâh Salonunda gerçekleştirilmek zorunda kalındığını kaydetti.
Eğitimci, araştırmacı-yazar İbrahim Kaygusuz, konuşmasında meşrutiyetin ilan edildiği 3. gününde Bediüzzamanın, Sultanahmet Meydanı’nda “Hürriyete Hitap” nutkunu verdiğine dikkat çekerek aynı nutku daha sonra Selanik’te tekrar ettiğini kaydetti. Kaygusuz, o dönemin gazetelerinde yayınlanan bu nutukun toplumda, kamuoyunda ma’kes bulduğunu belirterek, Bediüzzamanın meşrutiyete bakışını, hürriyet anlayışını ve bu hususlarda vermiş olduğu mücadeleyi veciz bir ifadeyle anlattı.
Panelistlerden Rotterdam İslâm Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, Bediüzzaman’ın meşrutiyet, cumhuriyet ve demokrasi konularındaki çarpıcı ifadeleri’ni sıraladı. Akgündüz, konuşması boyunca katılımcılar tarafından sık sık alkış aldı. Akgündüz, Bediüzzaman’ın, meşrutiyet, cumhuriyet ve laiklik konularında kullandığı cümle ve kelimeleri çok hassasiyetle seçtiği ve kullandığını, bizlerin de bu hassasiyeti göstermemiz gerektiğini belirtti. Akgündüz, Bediüzzaman’ın Cumhuriyet kelimesinin başına “dindar” kelimesini, meşrutiyet kelimesinin başına “meşrua” kelimelerini ekleyerek kullandığını hatırlatarak, Bediüzzaman’ın laikliğe karşı veya taraftar olmaktan ziyade, laikliğin tanımını yaparak “dinsize, sefahetçiye ilişilmediği gibi dindara da ilişmeyen bir anlayış” olarak uygulanması gerektiğinin altını çizdi. Akgündüz ve Kaygusuz toplantı sonrasında özel olarak açılan standda kitaplarını imzaladılar.
Programın ilerleyen dakikalarında perdeye yansıtılan “Meşrutiyetten, Demokrasiye Bediüzzaman” adlı sinevizyon gösterisi, hislerin ve duyguların doruğa ulaştığı an oldu. Konuşmalar arasında üniversite öğrencisi Çağlar Oğuz’un fon müziği eşliğinde okuduğu Hasan Şen’in “Nur içinde yat aziz Üstadım” adlı şiiri, salonda duygulu anlar yaşanmasına sebep oldu. Toplantıda, ömrünü nur hizmetine adamış, Bediüzzaman’ın talebelerinden Mustafa Sungur’da bir selâmlama konuşması yaptı. Sungur’un konuşması salonda bulunanların duygulu anlar yaşamasına sebep oldu.
Programa TBMM Başkanı Köksal Toptan, Bayındırlık ve İskân Bakanı F. Nafiz Özak, Ziyaeddin Akbulut ve Hüsrev Kutlu telgraf gönderdi. Okunan telgraflar salondan alkış aldı.
|