Düşünüyorum da... Yeniden ortaöğrenim öğrencisi olsam ve zengin bir kültüre sahip öğretmenlerim olacağını bilsem...
Hangi dersleri almak isterdim?
Müfredatta neler olsun isterdim?
Genetik Biyoloji, Bilgi Teknolojileri, Çağdaş Edebiyat, Davranış Bilimlerine Başlangıç gibisinden yeni dersler de içeren uzun bir liste yapmayayım şimdi... Ama listemin başlarında Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi olacağı kesin...
Günümüzde ortaöğrenimdeki bir öğrencinin alabileceği en değerli ve sözcüğün gündelik anlamıyla “yararlı” derslerden biri budur.
Ayrıca toplumların kültürel boyutları ve ahlâkın sosyolojik özellikleri hakkında genç dimağların düşünmeye kışkırtılmasında böyle dersler önemli rol oynar.
Hepsi bir yana...
Dinleri bilmeden, kendi dini kültürünü önyargısız biçimde kucaklamadan hayatı ve dünyayı kavrayabileceğini sanmak sersemce bir yanlıştır.
İyi de... Bizim ülkemizde, bizim eğitimimizde hiç böyle bir Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi oldu mu?
Ne gezer!
Devletin hem laik olup hem de laiklik kavramının en temel özelliğine aykırı biçimde, kendi Diyanet’i eliyle toplumun ve eğitimin din düzenini kontrol ettiği bir ülkede...
Dindar olmayanların halkın dininden, dindarların da başka dinlerden ve dinsizlerden korktuğu bir ülkede...
Yani Türkiye’de çocuklarımızın hak ettikleri gibi bir Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi almaları mümkün mü?
Hayır. Kesinlikle hayır.
O zaman ne oluyor?
Ya baştan savma bir tavırla ya da zorbaca bir katılıkla aktarılan dar kapsamlı bir “din öğrenimi” dersine dönüşüyor Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi..
***
Biliyorsunuz; Diyanet ile Danıştay arasında bir kavga var. Danıştay bu ders eğer mevcut içerikle okutulacaksa isteyen öğrencilerin muaf tutulmasına hükmetti.
Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu da “bu konuda en yetkili ve bilgili kurum biziz, kararı da biz vermeliyiz” düşüncesiyle dersin zorunlu olmasında ısrar etti.Yukarıda da söyledim; iyi ve sağlam bir eğitimin müfredatının zorunlu olarak bu dersi içereceğini düşünüyorum. İçermeli!
Ama Din Kültürü dersi...
Bütün inanışları, bütün mezhepleri ve hem diğer dinlerin hem de bizim dinimizin tarihini açıklıkla anlatan ve çağımızın ahlak meselelerini olgun din bilgisiyle harmanlayabilen öğretmenlerin okuttuğu bir ders... Yoksa şimdi okullarımızda olduğu gibi bütün yurttaşlar, bütün aileler, bütün öğrenciler aynı mezhebe mensuplarmış; dünyaya ve hayata aynı gözlerle bakıyorlarmış gibi hazırlanmış ve kendini “ilmihal” bilgisiyle sınırlamış bir ders değil benim kastettiğim!..
O halde...
Artık yapılması gereken, bu dersi gerçekten zorunlu olmaktan çıkartmaktır.
Maalesef...
Maalesef ama böyle!
Vatan, 14 Mart 2008
|