Rektörlerin kendilerinin hukuktan behreleri olmayabilir, Meclis’in çıkardığı yasa ve anayasa değişikliğinin Cumhurbaşkanı onayı ve Resmi Gazete’de yayın sonrası derhal yürürlüğe girdiğini bilmeyebilirler. Bu yüzden olacak, “Anayasa Mahkemesi kararını bekleyeceğiz” gerekçesine sığınıyor bazı rektörler... Ancak, başında bulundukları üniversitelerin hukuk fakülteleri de mi yok? Ya da, kendilerine doğruları söyleyecek hukukçu dostları, avukat arkadaşları?
“Bu akılları onlar veriyor” mu dediniz, olur mu canım?
“Yasaları bilmemek mazeret sayılmaz” genel hükmünü herkes bilir. Yasaya itaatsizliğin, yasaları çiğnemenin suç olduğunu da. En büyük suçun ise anayasaya direnmek olduğu herkesin malumudur. Devlet görevlileri yalnızca ‘açıkça suç teşkil edecek’ emirlere direnirler, tepeden gelen onun dışındaki her türlü emre itaat etmek zorundadırlar...
Meclis değişiklik yaparak anayasadaki iki özgürlüğü biraz daha pekiştirdi. Eğitim özgürlüğünü engellemek Türk Ceza Kanunu’nda (m. 112 ve 122) suçtur. YÖK de, “Başörtüsü yasağı yoktur, bu durumdaki öğrencileri üniversitelere kabul edin” talimatı verdi. Rektörler anayasada yapılan değişikliğe dayalı bu talimata uymak zorundalar...
Bunları anlattığım malum dostum, “Bakalım YÖK’ün talimatı mı, locaların talimatı mı baskın gelecek?” deyince, ne diyeceğimi bilemediğim için, yanından kaçtım.
Yeni Şafak, 27.2.2008
|