Çocukluktan gençliğe geçiş sürecine ergenlik dönemi diyoruz. Doğum süreci de hem anne, hem çocuk için sıkıntılı bir dönemdir.
Her geçiş döneminin kendine has sıkıntısı olmaktadır. Hayat sahibi bütün canlılar için geçerli olan bir husustur. Hayatın kanunu ve gerçeğidir.
Yaratıcı tarafından konulan ve kâinattaki tebeddül, tagayyür ve tekâmül sürecinin her aşamasının zahmetleri sonunda nimet ve rahmeti arkasından gelmektedir.
Çocukluk dönemi zafiyet ve acziyetin daha belirgin olduğu bir dönemdir. Acz ve zaafı ile beraber, nimet, rahmet ve şefkatte beraber tezahür ediyor.
Ergenlik çağı ise, çocukluk dönemine göre nispeten güç ve kuvvetin geliştiği bir dönemdir.
Acz ve zaafın avantajları ile dezavantajları birbirine dengede gelişiyor. Zaaf ve acz insana ihtiyacı olduğu her şeyi emrine getiriyor.
Nisbî olarak da olsa güç ve kuvvet kazanımı ters orantılı olarak ihtiyaç teminini zorlaştırıyor.
İşte ergenlik çağı zaaf ve acz döneminden güç ve kuvvet dönemine geçişteki uyum zorluğudur.
Bu dönemin psikolojisini hem ana-baba, hem de ergenlik çağındaki çocuklarımız doğru okuyabilmelidir.
Konunun temeli insanı tanımaya dayanmaktadır.
Eğer insan kendini doğru tanır ve tanımlayabilirse, muhtemel sorunları daha kolay aşacaktır.
Anne-babalar, hem kendilerini, hem çocuklarını doğru tanıyabilirlerse, genel bir sorun ergenlik dönemini kolay geçebilirler.
Her dönemin problemleri yanında güzellikleri de vardır. Olaya hep negatif pencereden bakış, problem olarak algılamak hepten yanlış bir yaklaşımdır.
Öncelikle ergenlik döneminin çocukların davranışında farklılık olabileceğini kabul etmemekten başlıyor problem.
Değişim ve gelişimi doğru okuyamamak tamiri mümkün olmayan iletişim kopmalarını netice veriyor.
İletişim kopması en büyük tehlikedir.
Ergenlik çağının iletişim çatışmalarını ileri boyutlara taşımadan aşabilmek başarıdır. Kesintisiz iletişimin devamı olmazsa olmaz şarttır. Ebeveynler ergenlik çağındaki çocukları çocukluk döneminde olduğu gibi yönlendirmek istemeleri en büyük problem kaynağıdır. Ergenin kendini ispat etmesi ve kararlarını kendi vermesine fırsat ve zemin hazırlanmalıdır. Kararlarının sonuçlarını görebilmeli, geri bildirim alıp değerlendirme yapabilme fırsatı tanınmalıdır.
Yanlış kararlar yanlış değerlerden kaynaklanır.
Ergen ve gençler idealist olurlar. İyi niyet sahibidirler. İyi niyetin kaynağı ise vicdandır. Vicdanî donanım değerler sistematiğini oluşturur.
Değerler sistematiği ise, çocukluk döneminde oluşur. Hak ve hakkaniyet değeri ise dinî terbiye ile kazanılır. Çocukluk yaşında alınan temel dinî bilgi ve beceri ilerideki hayata bakışın temel bakış açısı demektir.
Henüz yaşı küçük, ileri yaşlarda dinî eğitim alır düşüncesi çok yanlıştır.
Çocuklukta inanç temeli sağlam zemine oturtulabildiği zaman, ileride his ve heyecanını olumsuz alanda kullanmayacaktır.
Ergenlik çağında kabaran his ve heyecanı uğruna fedâkârlığa değecek bir dâvâya yönlendirmeye rehberlik yapılabilirse, hizmet edilen dâvâ için de büyük kazanım olur.
Gençlerin dâvâ şuurundan yoksun kalması, değerler sisteminin oluşmamasından kaynaklanmaktadır.
Sadece sınavlarda başarılı olsun, iyi bir okulda okusun beklentisi, beklenmedik bir profili karşımıza çıkarabilir.
Gençlerimiz için geç kalmamak için her dönemin psikolojisini doğru anlamak gerekir.
[email protected]
|