San’atçılar yaşlanıp hatıralarını yazmaya başlayınca, haklarında ilginç bilgilere de erişiyoruz. Livaneli’nin Sevdalım Hayat adlı son kitabı da bunlardan.
Zafer dergisinde (Kasım 2007) yayınlanan habere göre Zülfü Livaneli, gençliğinde bir yaz tatili boyunca Said Nursî’nin kitaplarını okumuş. Kendisine Said Nursî’den bahseden arkadaşları, eline onun bir kitabını, Asa-yı Musa’yı tutuşturmuşlar önce.
Kitabın üslûbunu ilginç ve ateşli bulan Livaneli, kitapta bir edebiyat tadı bulunduğunu itiraf ediyor. Muhtevaya gelince; okuduğu Kader bahsini Bediüzzaman’ın sanki Balzac’la, Kierkegaard’la, Camus’yla polemiğe giriyor gibi yazması ve çok mantıklı cevaplar vermesi karşısında hayran kaldığını ifade eden Livaneli, o yaz tatili boyunca kendisine verilen Said Nursî kitaplarını da bekletmeden okumuş.
“Peki sonra ne olmuş da, Livaneli yolunu değiştirmiş?” diye merak ediyorsanız, Livaneli’nin kitapta verdiği cevap şu:
“İlk kez gittiğim bir sohbette kitaplardan pasajlar okundu ama sonra yapılan yorumlar ve konuşmalar itici geldi bana...”
(Livaneli, yıllar önce Aktüel dergisinde yazdığı hatıralarında da bu konuya yer vermişti. Konya-Ilgın’da bulunduğu sırada yanına gelen iki gencin verdiği bir kitaptan söz etmiş, Risâle-i Nur eserlerinden olan bu kitabı okuduğunda sarsıldığını ve Nurcu olmanın kıyısından döndüğünü yazmıştı.)
Livaneli’nin doğru ya da yanlış, risâlelerle yolları burada ayrılmış. Acaba, Livaneli, basit bir ilk izlenimi ve önyargılarını aşabilseydi, bugün nasıl bir Zülfü Livaneli olurdu? İnsan merak ediyor doğrusu.
|