İsrail Başbakanı Şimon Peres beni çok yadırgatan bir davranışta bulundu. Resmi toplantıda kadeh kaldıracakken su bardağını havaya kaldırdı ve ‘Bazıları şarap içmez’ diyerek şarap kaldıramadığını müstehzi bir şekilde vurguladı.
Dini kurallara bağlı bir Müslüman şarap içmiyor, bunun tartışılacak, konuşulacak bir yanı yok elbette. İnançlar söz konusu burada ve kimsenin kimseyi sorgulayacak hali yok. Hele Peres’in hiç yok. Çünkü Yahudilik’te inananların neyi içip yiyemeyecekleri öylesine katı kurallara bağlanmıştır ki; Yahudilerin şarap içmeyen bir Müslüman’ı en iyi anlayıp bunu hiç mevzu konusu bile etmemeleri gerekirdi.
Bu kurallar öylesine katıdır ki bunlara uymaya kararlı bir Yahudi’nin günlük yaşamını dikkatli olmadan sürdürmesi mümkün değildir. Birinci elden biliyorum. Washington’da hükümette görevli bazı Yahudi arkadaşlarım var. Onlarla bazen yemeğe çıkardım. Bu yemeklerde Yahudi arkadaşların mönüye şöyle bir bakıp yemek seçmeleri mümkün değildi. Her yemekte hangi sosun kullanıldığından hangi etin nasıl kesildiğine ve pişirildiğine kadar garsonu sorgularlardı. Eğer ulaşabilselerdi din adamına da sormaya hazırdılar neyi yiyebileceklerini. Bu kadar titizlik bana tuhaf geliyordu ama herkesin inanışı kendisine diyerek ben hiç sesimi çıkarmazdım. Tabii ki bu tür konularda müstehzi bir laf etmeyi katiyen aklıma getirmezdim.
Bu kadar katı kurallara ve bir inanışa sahip olan, kurallara uygun yaşadığına da inandığım Şimon Peres’in de başka inanıştan olan insanların titizliklerine karşı bir duyarlılığı olmasını beklerdim. Bu tür kurallara ben uymuyorum ama bunların katılığını ve uyulma çabasını da anlıyorum ve gayet tabii ki kendime karışılmamasını beklerken başkasına da hiç karışma arzum yok. Peres gibi inançlı bir insan, çok da kolay anlayabileceği bir duyarlılığı neden o kadar insanın önünde dile getirdi. Bunu hoş bulmadım doğrusu. Lafı ettikten sonra yanlış olduğunu mutlaka hemen kavramıştır ve eminim ki benim burada yazdıklarımı o da düşünmüştür, ama laf ağızdan çıkınca kayıtlara geçiyor tabii ki. Bunu spontane bir ağızdan laf kaçırma olarak yorumlamak ve fazla problem yapmamak belki doğrudur ama kendi inanışlarına duyarlılık bekleyen insanların başka insanların inanışlarına da duyarlı olmalarını beklemek de bizim hakkımız.
Akşam, 15.11.2007
|