Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Doç. Dr. Halil Altuntaş, fakültelerde görev alan ilim adamlarının, ilâhiyat fakültelerinin son dönemde içinde bulunduğu “acıklı durumu’’ açık yüreklilikle dile getirmeleri gerektiğini belirterek, ‘’Dünyanın neresinde 25 yıl önce açılıp bir tek öğrencisi olmayan bir ilim yuvası vardır? Bunu bilim adamları dert edinmelidirler’’ dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığınca Kızılcahamam’daki Patalya Otel’de düzenlenen 1. Dini Hizmetler Sempozyumu değerlendirme oturumu ile sona erdi.
Oturum başkanlığını yapan Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Prof. Dr. Saim Yeprem, sempozyumdaki oturumlarda Türkiye’de ilahiyat öğreniminin ABD ve Kanada ile karşılaştırmasının yapıldığını belirtti. Yeprem, söz konusu ülkelerin nüfus yoğunluğunun Türkiye ile karşılaştırılması durumunda Türkiye’de 70 ilahiyat fakültesinin bulunması gerektiğinin oturumlarda vurgulandığını ifade etti.
Oturumlarda din hizmetlerinin bugünkü kapsamından daha geniş bir alana yayılması gerektiği sonucuna varıldığını anlatan Yeprem, toplumun buna şiddetle ihtiyaç duyduğunun vurgulandığını kaydetti.
Sami Yeprem, nüfusun yarısından fazlasını oluşturan kadınlara yönelik din hizmetlerinin ve bunlara hizmet veren kadın din görevlilerinin hem kalite hem de sayısal olarak artırılması gerektiğini dile getirdi.
“25 YILDIR TEK ÖĞRENCİSİ
OLMAYAN İLİM YUVASI’’
Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Doç. Dr. Halil Altuntaş da ilahiyat fakültelerinin öğrenci yetiştirmekte yeterli noktaya gelemediğini söyledi. İlahiyat fakültelerinin sorunlarına değinen Altuntaş, şunları söyledi:
‘’Fakültelerde görev alan ilim adamları, ilahiyat fakültelerinin son dönemlerde içinde bulunduğu acıklı durumu açık yüreklilikle, üslubunca dile getirmelidirler. Dünyanın neresinde 25 yıl önce açılıp bir tek öğrencisi olmayan bir ilim yuvası vardır? Bunu bilim adamları dert edinmelidirler. Her birimizin 10’ar öğrencisi var. Hoca başına 5 öğrencinin düştüğü sınıflarımız var. Bunu bilim adamlarımız, ilahiyat fakültelerimiz bir problem olarak dile getirmelidir.’’
ÇOCUKLARA YÖNELİK DİN HİZMETLERİ YETERSİZ
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Akpınar ise oturumlarda toplumun değişik kesimlerine yönelik din hizmetlerinin nasıl verilmesi gerektiği konusunda tebliğler sunulduğunu, ancak sempozyumun çocuklara yönelik din hizmetleri açısından yetersiz kaldığını söyledi. Akpınar, oturumlarda imamların ekonomik durumlarının düzeltilmesi, mesaî ücretleri gibi konuların düzenlenmesi ve her ilin imkanları dahilinde öğretmenevleri gibi ‘’imamevleri’’ adıyla misafirhaneler kurulmasının tartışıldığını bildirdi.
Oturumlarda televizyonlarda Diyanet saatlerinin artırılması ve yabancı dilde Diyanet saatleri yapılması gerektiği yönünde görüşlerin dile getirildiğini belirten Akpınar, toplumun ve din hizmeti alanların eğitim düzeyi yükselirken bu hizmeti verenlerin de eğitim düzeyinin yükseltilmesi için İlahiyat Meslek Yüksekokullarının yeniden aktif hale getirilmesi üzerinde durulduğunu kaydetti.
PERSONEL DAHA İYİ YETİŞTİRİLMELİ
İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Mustafa Çağırıcı ise personelin daha iyi yetiştirilmesi ve daha iyi hizmet vermesi için formel bir eğitim sürecinden geçmesinin önemine işaret ederek, bunun için üniversitelerle Diyanet İşleri Başkanlığının işbirliği içinde çalışması gerektiğini dile getirdi.
|