Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Kurulu sonrası yayımlanan sonuç bildirgesinde, “TBMM’de kabul edilen Kuzey Irak’a askeri müdahale tezkeresinden sonra savaş çığırtkanlığına soyunan medyanın devam eden bu yayınlarının” kınandığı belirtildi.
TGS’nin 18’inci Olağan Genel Kurulu sonrası yayımlanan sonuç bildirgesinde, ‘’ABD’nin başını çektiği emperyalist ülkelerin, Orta Doğu üzerinde halkları birbirine karşı kışkırtan, işgallerini ölümler ve kanlarla sürdüğü bir süreçte toplanan TGS 18’inci Olağan Genel Kurulu’nun, Türkiye’de de ‘terör’ gerekçesi ile yükseltilen toplumdaki kardeşlik duygularını ve birlikte yaşama ortamını yok etmeye yönelik sokaklarda estirilen ırkçı ve linç kültüründen büyük kaygı duyduğu’’ ifade edildi. Bildirgede, şunlar kaydedildi:
‘’Genel Kurul, AK Parti ile muhalefet partileri CHP ve MHP’nin tam desteği sayesinde TBMM’de kabul edilen Kuzey Irak’a askerî müdahale tezkeresinden sonra gazete manşetleri, son dakika haberleri ve topluma celp çıkartan köşe yazılarıyla savaş çığırtkanlığına soyunan medyanın devam eden bu yayınlarını kınar.
Bu savaş kışkırtıcı tutumuyla, halkın haber alma, gerçekleri öğrenme hakkını da bilerek engelleyen hükümetin son olaylar üzerine getirdiği sansür kararına da destek veren medyanın bu yaklaşımını basın özgürlüğü açısından tehlikeli bir gelişme olarak gören Genel Kurul, barış yerine savaşı kutsayan medyayı, faturası bütün emekçilere, yoksullara çıkarılacak olan savaş kışkırtıcılığından vazgeçmeye, savaş cephesinden çıkarak, haber ve gerçek cephesinde saf tutmaya çağırır.’’
Bildirgede, Genel Kurul’un, ‘’düşüncelerinden başka silahı bulunmayan gazeteci Hrant Dink’in, devlet görevlilerinin yanı sıra medyanın da bir şekilde içinde yer aldığı cephenin yarattığı ırkçı-şoven iklimde öldürülmesini, buna ilişkin soruşturmalarda sorumluların cezalandırılmak yerine adeta ödüllendirilmesini ülke geleceği açısından büyük bir tehlike olarak gördüğü’’ vurgulanarak, ‘’Genel Kurul, adeta ‘geliyorum’ diyen bu cinayete engel olmayan, yeni TCK’dan başlayarak, düşünceyi ifade özgürlüğü önüne yeni, yasal ve anayasal engeller çıkartan, başta 301’inci madde olmak üzere temel hak ve özgürlüklerle ilgili iyileştirmelerden kaçınan, 12 Eylül dönemini bile aratacak hak kısıtlamalarında bir sakınca görmeyen iktidarı kınar’’ denildi.
Basın emekçisinin hakkı elinden alınıyor
Bildirgede, daha sonra şu ifadelere yer verildi: “Basın emekçilerinin ekonomik ve demokratik haklarını ellerinden alacak, yıpranma tazminatını ortadan kaldıracak, medya patronlarına yeni bir finansal teşvik getirecek kamuoyuna ‘reform’ adı altında sunulan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası’ndaki yeni düzenlemelerden derhal vazgeçilmesini talep eden Genel Kurul, tüm emekçileri ve örgütlerini bu hak gaspına karşı birlikte, aktif mücadele vermeye davet eder.’’
|