Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 05 Kasım 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Kaçırılan askerler serbest

Hakkari Dağlıca’da 12 güvenlik görevlisinin şehit edilmesi olayında kaçırılan 8 asker, terör örgütü PKK tarafından dün serbest bırakıldı. Irak’ta serbest bırakılan askerler, Türkiye’ye getirildi. Askerlerin sağlık durumumun iyi olduğu bildirildi

Terör örgütü PKK tarafından 21 Ekim 2007 tarihinde düzenlenen saldırıda kaçırılan 8 asker, iki hafta sonra serbest bırakıldı. Kuzey Irak’taki bölgesel Kürt yönetimi yetkilileri, Türk askerlerinin Irak saati ile 07.30 sularında serbest bırakıldığını aktardı.

PKK’nın dış ilişkiler sorumlusu Abdurrahman Çadırcı, “Askerleri kendi elimle Kürt yönetiminin İçişleri Bakanı Osman Hacı’ya teslim ettim” dedi. Çadırcı, askerlerin Demokratik Toplum Partisi Grup Başkanı Ahmet Türk ile Kürt yönetimi arasında yapılan görüşmelerin ardından serbest bırakıldığını belirtti.

Kürt yönetiminden yapılan yazılı açıklamada da “Kürt yönetimi Başkanı Mesut Barzani, Irak Devlet Başkanı Celal Talabani Kürt yönetimi başbakanı Neçirvan Barzani’nin kişisel gayretleri sonucunda askerler serbest bırakılmıştır” denildi.

Irak’ta serbest bırakılan askerler, özel bir uçakla Türkiye’ye getirildi. Askerlerin kısa zamanda aileleriyle görüştürüleceği öğrenildi.

Öte yandan, terör örgütüne yakınlığıyla bilinen siteler askerlerin dün sabah saat 05.00 sıralarında serbest kaldığını duyurdu. haberlerde Örgütün, askerleri, Irak’ın kuzeyindeki Federal Kürt Hükümeti İçişleri Bakanı Hacı Mahmut Osman, Uluslararası Tolerans’ın Başkanı Kerim Sincari, Demokratik Toplum Partisi Milletvekilleri Osman Özçelik, Aysel Tuğluk ve Fatma Kurtulan’dan oluşturulan heyete teslim ettiği açıklandı.

Alınan bilgiye göre olay şöyle gelişti: “Askerleri alan heyet önce Zap bölgesinde bulunan Çemço mevkiine gitti. Burada kaçırılan 8 askeri, terör örgütü PKK’nın sözde yöneticilerinden teslim alan DTP’li milletvekillerinin de bulunduğu heyet, daha sonra Hevler’e doğru yola çıktı.”

DTP’nin Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk, Siirt Milletvekili Osman Özçelik, Van Milletvekili Fatma Kurtulan, terör örgütü PKK’nın kaçırdığı 8 askeri kurtarma gerekçesiyle önceki gün Habur Sınır Kapısı’ndan Irak’a giriş yapmıştı.

Terör örgütü tarafından kaçırıldıktan 2 hafta sonra serbest bırakılan 8 askerin isimleri ise şöyle: “Piyade Er Ramazan Yüce-Mardin, Er İrfan Beyaz-Gaziantep, Çavuş Mehmet Şenkul-Niğde, Er Nihat Başova -Konya / Cihanbeyli, Er İlhami Demir-Ağrı/Patnos, Er Fatih Atakul-Denizli, Uzman Çavuş Halis Tan-Adana, Er Özhan Şabanoğlu-Hatay.”

/ DİYARBAKIR

05.11.2007


 

Asker annesi: 70 milyon duâ etti

Hakkâri Dağlıca mevkiinde 12 askerin şehit edilmesi olayında kaçırılan 8 askerden biri olan Denizlili Fatih Atakul’un evinde büyük sevinç yaşanıyor.

Anne Aynur Atakul ve Baba Süleyman Atakul, oğullarının televizyondan serbest bırakıldığını komşularıyla beraber televizyondan seyretti.

Çocuklarının kaçırılmasının ardından 14 günün kendileri açısından çok zor geçtiğini anlatan Anne Atakul, “14 gün çok zor geçti. Bütün yavrularımız için duâ ettik. Artık herkes birbirine kardeşçe sarılsın. Zaten devletin arkamızda olduğuna inanıyorduk. Düzgün konuşamıyorsam affetsinler beni, hiçbir asker ölmesin analar ağlamasın. Çocuklarımızın kaybolmasından sonra 70 milyon kişi duâ etti. 2 hafta çok zor geçti siz anne değilsiniz bilemezsiniz” dedi.

/ DENİZLİ

05.11.2007


 

Genelkurmay: Askerler birliklerinde

Genelkurmay Başkanlığı, irtibat kesilen 8 TSK personelinin dün itibarıyla TSK bünyesine katıldığını bildirdi.

Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde yer alan basın açıklamasında şöyle denildi: ’’22 Ekim 2007 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı tarafından, Hakkari/Dağlıca’da PKK terör örgütü mensupları ile meydana gelen çatışmada 8 TSK personeli ile irtibatın kesildiği bildirilmiştir. Anılan 8 personel, 04 Kasım 2007 tarihi itibarıyla TSK bünyesine katılmış bulunmaktadır. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.’’

Bu arada Irak’ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin yetkilisi Dr. Fuad Hüseyin, Erbil’deki bürosunda düzenlediği basın toplantısında, askerlerin, saat 02.00 civarında, Irak-Türkiye sınırında bölgesel yetkililer Kerim Sincari ve Osman Hacı Mahmud tarafından teslim alındığını belirtti.

Hüseyin, askerlerin en yakın zamanda Türkiye’ye sağ salim geri dönmeleri için çabaladıklarını söyledi.

/ ANKARA

05.11.2007


 

Çiçek: Terör belâsını def etmekte kararlıyız

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ‘’Terör belâsının ülkemizden def edilmesiyle ilgili devletin tüm birimleriyle tam bir uyum bir içerisinde ve tam bir kararlılıkla askerî, siyasî, diplomatik ve ekonomik tüm çabaları ortaya koyarak mücadeleyi sürdürdük ve sürdüreceğiz’’ dedi.

Çiçek, yaptığı açıklamada, irtibat kurulamayan 8 askerle ilgili enelkurmay Başkanlığının açıklama yaptığını hatırlattı. Çiçek, şunları söyledi: “Baştan beri gerek 8 askerimizle ilgili irtibatın kurulamaması dahil terör belâsının ülkemizden def edilmesiyle ilgili devletin tüm birimleriyle hükümet olarak başta Genelkurmay Başkanlığımız olmak üzere tam bir uyum içerisinde ve tam bir kararlılıkla askerî, siyasî, diplomatik ve ekonomik tüm çabaları da ortaya koyarak mücadeleyi sürdürdük ve sürdüreceğiz. Bu işi sonuna kadar da götüreceğiz. Meselenin bu çerçevede anlaşılması ve değerlendirilmesi gerekmektedir.’’

/ ANKARA

05.11.2007


 

Askerî ihaleler sıkı takibe alınıyor

Eylül ayında Kapıkule’den giriş yaptıktan sonra Ankara’da el konulan, sonrasında kuruma ait olduğu anlaşılan patlayıcı yüklü minibüsle gündeme gelen MKEK Genel Müdürlüğünün askeri mühimmat tedariki ihalelerine katılım şartları zorlaştırıldı.

Edinilen bilgiye göre, MKEK’in askeri mühimmat ihalelerinde firmalar, teklif alma ve teklif değerlendirme sürecinde denetlenecek.

Hile, vaat, tehdit, nüfuz kullanma, çıkar sağlama, irtikap, rüşvet suretiyle veya başka yollarla ihaleye ilişkin işlemlere fesat karıştırmak veya bunlara teşebbüs edenler, MKEK ihalelerinde devre dışı bırakılacak. Kurumun bu özelliklerdeki alım ihalelerinde, firmalardan daha önce az sayıda istenilen belge sayısı da arttırıldı. Savunma sanayinin önemli tedarikçi kurumları arasında yer alan MKEK’nin yapacağı askeri amaçlı her türlü mühimmat malzemesi alımı ile ilgili ihalelerine getirilen yeni düzenleme sonrasında ihalelerin daha etkin ve sağlıklı yapılmasının amaçlandığı bildirildi.

Yurtiçi mühimmat malzemeleri için açılan tüm ihalelerinde daha sağlıklı sonuca ulaşmayı hedefleyen MKEK Genel Müdürlüğü ‘’teklifi değerlendirme dışı bırakılma’’ sebeplerini de belirlendi.

MÜHİMMAT İHALELERİ SIKI TAKİBE ALINACAK

Buna göre, MKEK iflas eden, tasfiye halinde olan, işleri mahkeme tarafından yürütülen, konkordato ilan eden, işlerini askıya alan veya kendi ülkesindeki mevzuat hükümlerine göre benzer bir durumda olan firmaların teklifleri değerlendirme kapsamına almayacak.

Kurum ayrıca Türkiye’nin veya kendi ülkesinin mevzuat hükümleri uyarınca, kesinleşmiş vergi borcu olan, ihale tarihinden önceki beş yıl içinde, mesleki faaliyetlerinden dolayı yargı kararlarıyla hüküm giyen, ihale tarihinden önceki beş yıl içinde, idareye yaptığı işler sırasında iş veya meslek ahlakına aykırı faaliyetlerde bulunduğu idare tarafından ispat edilen firmaları da değerlendirme dışı bırakabilecek. Mevzuat gereği kayıtlı olduğu oda tarafından mesleki faaliyetten men edilmiş olanlarda ihalede değerlendirmeye alınmayacak teklif sahipleri arasında yer alacak.

/ ANKARA

05.11.2007


 

Kuzey Irak’ı imha değil, inşa etmeliyiz

Yeni Asya’ya değerlendirmelerde bulunan yazar Altan Tan, “Biz Irak’taki Kürt Federe Devletini imha değil, inşa mantığı içinde olmalıyız. Oranın okullarını, hastanelerini, köprülerini, medyasını biz inşa etmeliyiz. Dost bir yapı olarak görmeli ve entegrasyonu hızlandırmalıyız. Aslında kavga Türkiye’nin bölgesel güç olmasını istemeyenlerin kavgasıdır. Türkiye Kürt sorununu ve başörtüsü meselesini çözerse Ortadoğu’da bir güç olur” dedi.

Bediüzzaman’ın yaklaşımının Kürt sorununu çözeceğini söyleyen Tan, Said Nursî'nin Medreset’üz-Zehra projesiyle ilgili olarak yaptığı değerlendirmede; “Bediüzzaman bu medresede kullanılacak dil için ‘Arapça farz, Türkçe vacip, Kürtçe caiz’ diyor. Bugüne kadar dindarlar Bediüzzaman’ın ‘Kürtçe eğitim olabilir’ sözünü dillendirdiler mi? Bediüzzaman’ın bulunduğumuz coğrafyayı kucaklayan ümmet anlayışı olsaydı bugün buralarda olmazdık” şeklinde konuştu.

RÖPORTAJ BÖLÜMÜNÜ TIKLAYIN

Hasan Hüseyin KEMAL

05.11.2007


 

Bu anayasa ile reform yapılamaz

MÜSİAD’ın Çerçeve dergisinde yayınlanan bir incelemede, mevcut anayasa ile ekonomik reformların ilerlemesinin mümkün olmadığı vurgulandı.

MÜSİAD’ın üç aylık ekonomi ve düşünce dergisi ÇERÇEVE’nin 44. sayısında “Kamu Yönetiminde Yeniden Yapılanma” ‘Dosya Konusu’ olarak işlendi. Dergiye açıklamada bulunan MÜSİAD Genel Başkanı Bolat,”Türkiye’nin önündeki en önemli reform kamuda yeniden yapılanmadır” dedi. Bolat, “Değişimin yönetimi için yönetimde değişim”e dikkat çekti.

Kamu Yönetiminde Yeniden Yapılanma” mercek altına alındığı dergide, ülkemizde 1950 –1980 yılları arasında soğuk savaş ortamının refleksleriyle demokrasinin üç kez sekteye uğratıldığına dikkat çekildi. Dergide geleneksel kamu yönetimi anlayışında köklü değişiklikler öngören Kamu Yönetimi Reformu’nun, sıklıkla Anayasa hükümleriyle karşı karşıya gelmesinin ‘sürecin sancılı bir şekilde ilerlemesine neden olduğu’, zihniyet, ideoloji ve yapılanma sorunları nedeniyle kamu kurumlarında sadece vatandaşa değil aynı zamanda kurumların da birbirine güveninin kalmadığı tespiti yapılıyor. MÜSİAD Başkanı Dr. Ömer Bolat tarafından kaleme alınan; başyazıda, “Hem köklü yeni ve katılımcı bir sivil Anayasa, hem de Kamu Yönetimi Reformu daha fazla vakit geçirilmeden yapılmalı” önerisiyle takdim ediliyor. Bolat, “Türkiye ekonomisinin gelip dayandığı duvarı aşması için yeni ve sivil bir anayasanın yapılıp hayata geçirilmesi elzemdir” görüşünü dile getiriyor.

Yeni Asya / İSTANBUL

05.11.2007


 

Erdal İnönü son yolculuğuna uğurlandı

ABD’de vefat eden eski başbakan yardımcısı ve dışişleri bakanı Prof. Dr. Erdal İnönü, İstanbul’da son yolculuğuna uğurlandı.

Erdal İnönü’nün Amerikan Hastanesi morgunda bulunan cenazesi, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ve yeğeni Hayri İnönü tarafından alınarak konvoy eşliğinde öğle vakti cenaze namazının kılınacağı Teşvikiye Camii’ne getirildi. İnönü’nün Türk Bayrağı’na sarılı naaşı, cami avlusundaki musalla taşına konuldu. Polis tören kıtası, karanfillerle süslenen ve baş kısmında fotoğrafı bulunan İnönü’nün tabutu başında saygı nöbeti tuttu.

Törene katılanların da Erdal İnönü’nün tabutu yanında saygı duruşunda bulundukları görüldü. Öte yandan, Erdal İnönü’nün eşi Sevinç İnönü ve diğer aile üyelerinin yanı sıra Hikmet Çetin ve Onur Kumbaracıbaşı da cami avlusunda hazırlanan özel bölümde taziyeleri kabul etti. Daha sonra kılınan öğle namazının ardındın Erdal İnönü için cenaze namazı kılındı. İnönü’nün cenazesi Zincirli Kuyu Mezarlığındaki aile kabristanında toprağa verildi.

/ İSTANBUL

05.11.2007


 

Meclis’te gündem nükleer enerji

Meclisi, yine yoğun bir hafta bekliyor. TBMM Genel Kurulunda, nükleer santrallerle ilgili yasa yeniden ele alınırken, 2008 yılı bütçesi üzerindeki görüşmeler ise Plan ve Bütçe Komisyonunda sürecek.

10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından bir kez daha görüşülmek üzere Meclise iade edilen ‘’Nükleer Güç Santralleri Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışına ilişkin Yasa’’, 6 Kasım Salı gününden itibaren Genel Kurulda görüşülmeye başlanacak.

Komisyonda önergelerle değiştirilen Yasa, nükleer santrali kuracak veya işletecek şirketlerin, ihaleye girmeden önce Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan (EPDK) ‘’lisans alma mecburiyetini’’ kaldırıyor.

Nükleer santrallerden üretilecek enerjinin tamamı, TETAŞ tarafından satın alınacak. Bu enerji, santralin devreye girmesinden itibaren her yıl faaliyette bulunan perakende ve toptan satış lisansı sahibi tüzel kişilere yapılacak ikili anlaşmalar çerçevesinde, TETAŞ’ın alım fiyatı üzerinden satılacak. Nükleer güç santralini işleten şirket, TAEK’in yayınlayacağı ölçütler çerçevesinde yakıt temininden ve işletme döneminin sonunda santralin devreden çıkarılması ve sökümünden sorumlu olacak.

Santralin faaliyeti süresince oluşacak atıkların taşınması, depolanması ve bertaraf edilmesiyle ilgili her türlü finansal maliyetlerin ve santralin işletme süresinin sonunda işletmeden çıkarma masraflarının karşılanması için oluşturulacak hesapların her birinde, kilovatsaat başına 0,15 cent katkı payı ödemekle yükümlü olacak.

Nükleer yakıt, radyoaktif madde veya radyoaktif atık taşınırken veya santralde bir kaza olması durumunda, nükleer enerji alanında üçüncü kişilere karşı sorumluluğa ilişkin olarak Paris Sözleşmesi ile diğer ulusal ve uluslararası mevzuat hükümleri uygulanacak.

Nükleer güç santrali kurmaya hak kazanan şirket ile bir iktisadi devlet teşekkülü, iştirak ilişkisi kurabilecek. Bakanlar Kurulunca, yurt içinde veya yurt dışında santral kurmak, kurdurmak, işletmek, işlettirmek ve üretilen elektriğin satışını yapmak üzere kamu şirketi kurulmasına karar verilebilecek.

/ ANKARA

05.11.2007


 

‘Kurusıkı’ya düzenleme

‘’Kurusıkı’’ olarak bilinen silâhların imali, ithali, bulundurulması ve taşınmasına yeni düzenlemeler getiriliyor. Bu silâhların satışı, mermi veya av malzemesi ya da yivsiz tüfek satışı yapmak için valiliklerce ruhsatlandırılmış yerlerce yapılacak.

Kurusıkı tabancalarla ilgili düzenlemeler içeren “Ses ve Gaz Fişeği Atabilen Silâhlar Hakkında Kanun Tasarısı’’, bu hafta TBMM İçişleri Komisyonunda görüşülecek. Tasarı, ses ve gaz fişeği atabilen silâhların nitelikleri, imali, ithali, ihracı, satışı, edinilmesi, bulundurulması ve taşınması hakkındaki usul ve esaslarla, bunlarla ilgili izin, kayıt ve tescil işlemlerini kapsıyor.

Kurusıkı tabancaların imali, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının iznine tabi olacak. Bu silâhların, ruhsata tabi silâh vasfına dönüştürülmemesi ve diğer silâhlardan ayırt edilmesini sağlayacak şekilde üretilmesi zorunlu olacak. Bu zorunluluk, ithalatta da aranacak.

Ses ve gaz fişeği atan silâhların ithal ve ihraç işlemleri, genel hükümlere göre yerine getirilecek. Ancak bunların ithalinde, İçişleri Bakanlığı ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığının uygun görüşü aranacak. Kurusıkılar, kasten işlenen bir suçtan dolayı 1 yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına mahkûm olanlar ile ateşli silâhlarla işlenen suçlardan hükümlü bulunanlara ve 18 yaşından küçüklere satılmayacak.

Bu silâhların satışı, mermi veya av malzemesi ya da yivsiz tüfek satışı yapmak için valiliklerce ruhsatlandırılmış yerlerce yapılacak.

Kurusıkıları satan bayilerle, üçüncü şahıslara devredenler ve üçüncü şahıslardan devralanlar, bu durumu bir ay içinde mahalli mülki amire bildirecek. Silâhlar, her an kullanıma elverişli olmayacak ve kolay ulaşılmayacak şekilde, boş olarak kutu içinde nakledilebilecek.

İZİNSİZ ÜRETENLERE

3 YILA KADAR HAPİS

Silâhları yetkili mercilerden izin almadan veya üretim için belirlenmiş esas ve usullere aykırı olarak imal edenler, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve 100 günden 500 güne kadar adlî para cezasıyla cezalandırılacak.

Bu silâhları, yönetmelikle belirlenmiş esas ve usûllere aykırı olarak imal edenlere 5 bin YTL’den 20 bin YTL’ye kadar idari para cezası verilecek. Bu fiilin tekrarı halinde idari para cezası 2 katına kadar artırılabilecek.

Belirlenen yasaklara aykırı davranışta bulunanlara 500 YTL idari para cezası verilecek. Ayrıca silahın mülkiyeti kamuya geçirilecek.

Ses ve gaz fişeği atan silâhların imal, ithal, ihraç, bulundurma, nakil, satış veya edinilmesine ilişkin usul ve esaslar ile bunlarla ilgili izin, kayıt ve tescil işlemleri, Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanlığın görüşü alınarak İçişleri Bakanlığı ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek.

Kanunun çıktığı tarihte kurusıkıları elinde bulunduranlar, 1 yıl içinde mülki amirliğe bildirimde bulunmaları halinde, haklarında cezaî işlem yapılmayacak. Üretim yapanlar ise gerekli izinleri yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde almaları zorunluluğu getiriliyor.

Yetkili makamlardan izin alarak tabanca veya yivsiz tüfek üretimi yapanların, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar ürettikleri her türlü model ve tip kurusıkı miktarını yetkili makamlara bildirmeleri şartıyla bu silâhları üretmek için ayrıca izin almaları gerekmeyecek.

Geçen dönem TBMM gündemine gelen ancak kadük kalan tasarı, 7 Kasım

Çarşamba günü İçişleri Komisyonunda ele alınacak.

/ ANKARA

05.11.2007


 

Tekne alabora oldu: 1 astsubay şehit

Muğla’nın Dalyan beldesinde çarpışan 2 balıkçı teknesinin yardımına giden sür'at teknesi alabora oldu, olayda Dalyan Jandarma Karakol Komutanı Astsubay Kıdemli Başçavuş Remzi Avcı öld, 2 asker ve 1 balıkçı kurtarıldı.

Alınan bilgiye göre, gece 2 balıkçı teknesinin denizde çarpıştı bilgisini alan Dalyan Beldesi Jandarma Karakol Komutanı Kıdemli Başçavuş Remzi Avcı, yanına ekip alarak, Dalyan kanalında bulunan bir sürat teknesi ile olay yerine hareket etti. Gece saat 01.00 sıralarında şiddetli rüzgar ve dalgalar yüzünden sürat teknesinin alabora olması sonucu Kıdemli Başçavuş Remzi Avcı şehit oldu. Sürat teknesinde bulunan 2 asker ve tekneyi kullanan balıkçı ise yardıma gelen balıkçı tekneleri tarafından güçlükle kurtarıldı.

Olayda ölen Kıdemli Başçavuş Remzi Avcı’nın cesedi savcı tarafından otopsi amacıyla İzmir Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.

Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.

/ MUĞLA

05.11.2007


 

Medya kışkırtmasına tepki

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Kurulu sonrası yayımlanan sonuç bildirgesinde, “TBMM’de kabul edilen Kuzey Irak’a askeri müdahale tezkeresinden sonra savaş çığırtkanlığına soyunan medyanın devam eden bu yayınlarının” kınandığı belirtildi.

TGS’nin 18’inci Olağan Genel Kurulu sonrası yayımlanan sonuç bildirgesinde, ‘’ABD’nin başını çektiği emperyalist ülkelerin, Orta Doğu üzerinde halkları birbirine karşı kışkırtan, işgallerini ölümler ve kanlarla sürdüğü bir süreçte toplanan TGS 18’inci Olağan Genel Kurulu’nun, Türkiye’de de ‘terör’ gerekçesi ile yükseltilen toplumdaki kardeşlik duygularını ve birlikte yaşama ortamını yok etmeye yönelik sokaklarda estirilen ırkçı ve linç kültüründen büyük kaygı duyduğu’’ ifade edildi. Bildirgede, şunlar kaydedildi:

‘’Genel Kurul, AK Parti ile muhalefet partileri CHP ve MHP’nin tam desteği sayesinde TBMM’de kabul edilen Kuzey Irak’a askerî müdahale tezkeresinden sonra gazete manşetleri, son dakika haberleri ve topluma celp çıkartan köşe yazılarıyla savaş çığırtkanlığına soyunan medyanın devam eden bu yayınlarını kınar.

Bu savaş kışkırtıcı tutumuyla, halkın haber alma, gerçekleri öğrenme hakkını da bilerek engelleyen hükümetin son olaylar üzerine getirdiği sansür kararına da destek veren medyanın bu yaklaşımını basın özgürlüğü açısından tehlikeli bir gelişme olarak gören Genel Kurul, barış yerine savaşı kutsayan medyayı, faturası bütün emekçilere, yoksullara çıkarılacak olan savaş kışkırtıcılığından vazgeçmeye, savaş cephesinden çıkarak, haber ve gerçek cephesinde saf tutmaya çağırır.’’

Bildirgede, Genel Kurul’un, ‘’düşüncelerinden başka silahı bulunmayan gazeteci Hrant Dink’in, devlet görevlilerinin yanı sıra medyanın da bir şekilde içinde yer aldığı cephenin yarattığı ırkçı-şoven iklimde öldürülmesini, buna ilişkin soruşturmalarda sorumluların cezalandırılmak yerine adeta ödüllendirilmesini ülke geleceği açısından büyük bir tehlike olarak gördüğü’’ vurgulanarak, ‘’Genel Kurul, adeta ‘geliyorum’ diyen bu cinayete engel olmayan, yeni TCK’dan başlayarak, düşünceyi ifade özgürlüğü önüne yeni, yasal ve anayasal engeller çıkartan, başta 301’inci madde olmak üzere temel hak ve özgürlüklerle ilgili iyileştirmelerden kaçınan, 12 Eylül dönemini bile aratacak hak kısıtlamalarında bir sakınca görmeyen iktidarı kınar’’ denildi.

Basın emekçisinin hakkı elinden alınıyor

Bildirgede, daha sonra şu ifadelere yer verildi: “Basın emekçilerinin ekonomik ve demokratik haklarını ellerinden alacak, yıpranma tazminatını ortadan kaldıracak, medya patronlarına yeni bir finansal teşvik getirecek kamuoyuna ‘reform’ adı altında sunulan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası’ndaki yeni düzenlemelerden derhal vazgeçilmesini talep eden Genel Kurul, tüm emekçileri ve örgütlerini bu hak gaspına karşı birlikte, aktif mücadele vermeye davet eder.’’

/ İSTANBUL

05.11.2007


 

Müslümanlar Almanya'nın bir parçası

Almanya’da sayıları 3,5 milyonu bulan Müslümanların ülkenin bütünleyici bir parçası haline geldiğini söyleyen Türkiye Araştırmalar Merkezi Direktörü Prof. Dr. Faruk Şen, İslâmın toplum ve siyasetin her kademesinde bu şekilde algılanması gerektiğini söyledi.

Almanya´da cami tartışmaları ile bir kez daha gündeme gelen İslâmın Almanya’daki yeri konusuna ilişkin olarak bir açıklama yapan Türkiye Araştırmalar Merkezi Direktörü Prof. Dr. Faruk Şen, 2,7 milyonu Türk kökenliler olmak üzere, Almanya’da 3,5 milyon kişinin mensubu olduğu İslâmın ülkedeki ikinci büyük dinî grup olarak hak ettiği kabulü görmesi gerektiğini söyledi.

İslâmın Almanya’daki görece kısa geçmişine karşın hızlı bir kurumsallaşma gerçekleştirdiğini belirten Şen, 2300 cami derneğinin faal olduğu Almanya’da Müslümanların dinî kurgularının anayasaya saygılı ve endüstri toplumunun değerleri çerçevesinde belirlenmiş olduğunu dile getirerek, “İslâmın bu coğrafyadaki yarım asrı bulan geçmişi ve aradan geçen zamanda barış içinde bir arada yaşamaya yönelik adımlara karşın, kimi çevrelerde İslâmı hâlâ yabancı görmekte” diye konuştu. Aradan geçen zamanda gelişmesi beklenen karşılıklı anlayışın 11 Eylül saldırıları ile ciddi biçimde sekteye uğradığını da belirten Şen, karşılıklı anlayış ve diyalog kapılarını kapatacak söylem ve tutumlardan kaçınılmadığı takdirde mevcut sancılı sürecin daha da uzayacağı uyarısında bulundu.

Soğuk Savaşın ardından, Alman toplumu içinde İslâmın reddiyesindeki yükselişin ampirik araştırmalarca ortaya konduğunun bilhassa 11 Eylül saldırılarını izleyen dönemde İslâmın yeni “düşman imajı”na dönüştüğü belirten Şen, saldırıların ardından güvenlik tartışmaları çerçevesinde gündeme gelen Müslümanlar ve İslâmın algılanışındaki değişimin, toplumsal gerçeklikteki değişim hızıyla örtüşmeyen aşırı tepkisel bir boyut kazandığını söyledi.

İslâm marjinalize edilmemeli

Mevcut durumda dinler arası diyaloğun Alman toplumunca dikte edildiği söyleyen Şen, “Tek taraflı beklentiler çerçevesinde şekillenen diyalog, ancak Müslümanların sözümona töre cinayetleri, zorla evlendirmeler, aile içi şiddet ve terörle aralarına bir set çekmeleri gerektiği yönünde beklentiler çerçevesinde hayat buluyor. Gerçek mânâda bir diyaloğun gerçekleşememesinde, İslâmi örgütlerin çoğunlukla finansman ve personel sorunu sebebiyle yapıcı bir taraf olarak tartışmaya katılamaması önemli rol sahibi. Bu nedenle bu örgütlere destek olunması gerekiyor“ dedi.

Yeni Asya / İSTANBUL

05.11.2007


 

Hafızlar birincilik için yarıştı

Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğünün imam hatip liseleri öğrencileri arasında düzenlediği hafızlık yarışmasının Türkiye finali Samsun’da yapıldı.

Çiftlik Mahallesi’ndeki Gürbüz Camisi’nde gerçekleştirilen Türkiye finalinde, bölgelerinde birinci olmayı başaran 10 hafız, jüri önünde Türkiye birincisi olabilmek için yarıştı. Camiyi dolduran vatandaşların ilgiyle takip ettiği yarışmada, Ankara’dan Ahmet Terzioğlu birinci, Samsun’dan Mehmet Tokgöz ikinci, Kayseri’den Abdulhay Hazratkul üçüncü oldu. Dereceye giren öğrencilere Din Öğretimi Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Aycan tarafından para, altın ve çeşitli hediyeler verildi.

/ SAMSUN

05.11.2007


 

Dev dalgalar yol kapattı

Karadeniz Sahil Yolu Rize Çayeli ilçesi mevkiinde fırtınanın etkisiyle dalgaların karayoluna kadar yükselerek moloz fırlatması sebebiyle, yol trafiğe kapatıldı.

Çayeli ilçesi geçişi ile Kanlıdere Yalı Mahallesi arasında kalan yaklaşık 10 kilometrelik Karadeniz Sahil Yolunun gidiş ve geliş yolu can güvenliği sebebiyle trafiğe kapatıldı. Fırtınanın etkisiyle coşan Karadeniz, dalgalarıyla taş ve odun parçalarını yola fırlatarak, sürücülere zor anlar yaşattı.

Yeni Asya / ÇAYELİ

05.11.2007


 

İki mevsim bir arada

Muğla’da sonbahar ve ilkbahar adeta bir arada yaşanıyor. Bir haftadır hava sıcaklığının 20 derece olarak ölçüldüğü Muğla’da adeta ‘’Yalancı Bahar’’ yaşanıyor. Sıcak hava sebebiyle insanlar sahillerde bulunan kafelerde gün boyunca güneşli havanın keyfini çıkarıyorlar.

Muğla’nın tabiî güzellikleriyle ünlü Gökova Millî Parkı ve Bağyaka köyünde sonbaharın dokunuşunun hissedildiği bir renk senfonisi gözleniyor. Gökova Milli Parkı’nda yürüyüş yolları sararan yapraklarla kaplanırken, tutkunları ve tatilciler rengârenk görünen ağaçları fotoğraf karelerine ve kameralarına aktarıyorlar. Gün boyunca tabiat ile baş başa kalan tatilciler, akşam saatlerinde Gökova Körfezi’nde güneşin batışını izliyorlar.

Çok sayıda turizm acentesi, Gökova’ya ‘’Gün Batımı’’ ve ‘’Sonbahar’’ turları düzenliyor. Turlara en fazla ilgiyi ise Ankara, İzmir, Antalya ve İstanbul’dan gelen vatandaşlar gösteriyor.

SARI NERGİS ÇİÇEKLERİ AÇTI

Bir haftadır hava sıcaklığının 20 derece olarak ölçüldüğü Muğla’da adeta ‘’Yalancı Bahar’’ yaşanıyor. Sıcak hava sebebiyle insanlar sahillerde bulunan kafelerde gün boyunca güneşli havanın keyfini çıkarıyorlar. Muğla’ya 35 kilometre mesafede bulunan Bağyaka köyünün yamaçlarında ise ‘’sarı nergis’’ çiçekleri ve köydeki bazı ağaçlar çiçek açtı.

/ MUĞLA

05.11.2007


 

Karadeniz’de hamsi bolluğu

Batı Karadeniz’de hamsi ve istavrit bolluğu yaşanıyor. Dün, sabahın erken saatlerinde avlanmaya çıkan balıkçılar, öğle saatlerinde barınaklarına dönerken, tonlarca hamsi ve istavrit balığı yakaladı.

Balıklar, kamyonlara yüklenerek çeşitli şehirlere gönderildi. Öte yandan vatandaşlar avlanan hamsi balığının çok küçük olduğunu belirterek, 3-4 santimetre boyundaki hamsi balıklarının avlanmasının yasaklanmasını, av yasağı süresinin uzatılması gerektiğini söylediler.

/ DÜZCE

05.11.2007


 

Ödediğimiz bedele rağmen üzülmüyoruz

133. haftaya ulaşan “Başörtüsüne Özgürlük” açıklamasında konuşan MAZLUMDER Kocaeli Şube Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu, Antalya’da 2. si yapılan Başörtüsüne Özgürlük konulu basın açıklamasında emniyet yetkililerinin katılımcıları gözaltına almalarını kınayarak yapılan engellemenin kabul edilemez olduğunu vurguladı.

Gergerlioğlu, cumhuriyet bayramı dolayısıyla düzenlenen törenlerde protokolde ve resepsiyonda milletvekilinin başörtülü eşinin olmasından dolayı töreni terk eden komutanın davranışı da eleştirdi.

Daha sonra 133. hafta basın açıklamasını MAZLUMDER Kocaeli Şube Üyesi Halil Demir yaptı. Demir, “Bizler; bunca dayatmaya rağmen, ödediğimiz bunca bedele rağmen üzülmüyoruz, mahzun olmuyoruz” dedi.

Yeni Asya / KOCAELİ

05.11.2007


 

Kışlık ayakkabı alırken dikkat

Soğuk kış günleri yaklaşırken, yazlık ayakkabılara göre kapalı ve daha sert malzemeden yapılan kışlık ayakkabıların seçiminde dikkatli edilmesi gerektiği bildirildi.

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Recep Akdur, yaptığı açıklamada, ayak sorunlarının önemli bir kısmının sağlıksız ayakkabılardan kaynaklandığını kaydetti. Ayakkabı seçerken ekonomiklik, dayanıklılık ve şıklık kadar ayak sağlığına uygunluğun da göz önünde bulundurulması uyarısında bulunan Akdur, şunları söyledi: ‘’Bu konuda gösterişten çok sağlığa önem verilmesi gerekir. Çünkü günlük hayatta kilolarca basınca maruz kalan ayaklarımızı sakatlanma ve incinmeye karşı ayakkabılar korur. Oysa ayakları korumak bir yana bazı ayakkabıların kendisi sakatlıklara sebep oluyor. Bu bakımdan, çoğunlukla kapalı ve sert malzemeden yapılan kışlık ayakkabı yazlık ayakkabıya göre daha önemlidir. Bu sebeple kışlık ayakkabı alırken daha dikkatli olmak gerekir.’’

Bilinçli ayakkabı seçiminin ayak sorunlarını önlediği gibi, bazı sağlık sorunlarını da önlediğine dikkati çeken Akdur, ‘’Şık ve gösterişli ayakkabılar ne yazık ki pek sağlıklı olmuyor. Şıklık adına ortaya konulan yüksek topuklu, dar ve sivri burunlu ayakkabılar ayak sağlığı açısından pek çok sakıncayı da beraberinde getiriyor’’ diye konuştu.

/ ANKARA

05.11.2007


 

Balık takvimle yenir

Avlanma yasağı, beslenme, yumurtlama, denizdeki su sıcaklığı ve tuz oranı dikkate alınarak, uzmanlar tarafından hazırlanan takvime göre, palamut, torik, hamsi ve karagöz bu ay yenebilecek en iyi ve lezzetli türleri oluşturuyor.

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Yetiştiriciliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. İbrahim Cengizler, yaptığı açıklamada, A ve D vitamini bakımından önemli bir protein kaynağı olan balık tüketiminin Türkiye’de istenilen noktaya ulaşmadığını söyledi.

Sindirimi kolay olduğu için özellikle yaşlılar ve çocuklar tarafından tüketilmesi gereken balığın, kalp ve damar rahatsızlıkları bulunan kişilere doktorlar tarafından önerildiğini belirten Cengizler, ayrıca tüketim alışkanlığının çocuklarda zeka açısından da son derece yararlı olduğunun kanıtlandığını ifade etti. Cengizler, Türkiye’de enerji ve protein ihtiyacının daha çok tahıl ve kırmızı etle giderildiğini belirterek, bunun aksine sağlıklı beslenme için haftada en az 3 öğün balık tüketilmesi gerektiğini vurguladı.

Türkiye’de, iç sular ve çiftliklerinde yılda ortalama 700 bin ton balık üretimi yapıldığını belirten Cengizler, tüketimde avlanma yasağı, beslenme, yumurtlama, denizdeki su sıcaklığı ve tuz oranı dikkate alınarak uzmanlar tarafından hazırlanan balık takvimine uyulmasını önerdi. Cengizler, yılın 12 ayında hangi balığın en iyi ve lezzetli, hangisinin yenilebileceği ve hangisinin tercih edilmediğinin takvimlendirildiğini ifade ederek, ‘’Bazı balıklar, bazı mevsimlerde yağlı oluyor. Yağlı balığın ızgarası tercih ediliyor. Az yağlı olanlar fırında, yağsız olan balık türleri de genellikle yağda kızartılarak tüketiliyor. Tüketiciler, balığın yağlı olup olmadığı konusunda bilgi sahibi değilse, mutlaka satıcıdan bunları sormalıdır’’ dedi.

BALIK LEZZET TAKVİMİ

Hazırlanan takvime göre, Marmara ve Ege Denizi ile boğazlarda yakalanan mercan yavrusu, yılın 12 ayında da yenilebilen en lezzetli balık olma özelliğine sahip. Yılın bu ayında palamut, torik, hamsi ve karagöz en iyi ve lezzetli balık türlerini oluşturuyor. Ağustos-Ekim dönemlerinde en lezzetli konuma ulaşan levrek ve çipura yılın 12 ayı tüketilebilirken, çinekop ve sarıkanat ise 10 ay kesinlikle tercih edilmiyor. Çinekop ve sarıkanatın Haziran ve Temmuz aylarında yenmesi öneriliyor.

Balık takvimine göre çingene palamudu ağustos ve eylül, çinekop ve sarıkanat temmuz ve ağustos, gelincik temmuz, ağustos ve eylül, hamsi kasım, aralık, ocak ve şubat, gümüş, izmarit, strangolos, mezgit şubat, mart, nisan ve mayıs, sardalya temmuz, ağustos, eylül ve ekim aylarında yenilebiliyor.

/ ADANA

05.11.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri