Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terörün Türkiye’nin 30 yıllık meselesi olduğunu belirterek, “Biz, devlet olarak kurumlarımızla dayanışma içerisinde bu süreci işletirken, kalkıp da televizyon televizyon dolaşmak suretiyle ülkenin birliğine kurşun sıkanlar, karşısında bizi bulacaktır. Televizyon kanallarına çıkıp konuşanlar, tahrik memuru olarak görev yapıyor’’ dedi.
Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, terör konusu ve sınır ötesi operasyon tartışmalarına değindi. Güvenlik güçlerinin bölgede yoğun bir çalışma yürüttüğünü, aralıksız olarak operasyonlara devam edildiğini ifade eden Erdoğan, ‘’Terör, Türkiye’nin yaklaşık 30 yıllık bir meselesidir. 30 yılda bu millet teröre çok can ve şehit verdi’’ diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, Türk milletinin terörle mücadelede çok fedakarlıklarda bulunduğunu, Türkiye’nin hukukun içinde kalarak, terörle mücadele ettiğini söyledi. Erdoğan, Türkiye’nin terörle mücadele ederken, demokrasiden, ekonomik istikrardan, toplumsal bütünlükten taviz vermediğini de kaydetti.
‘’Bu sürecin uzun soluklu olduğunu unutmadan hareket etmek, sağduyu zeminini kaybetmemek durumundayız’’ diyen Başbakan Erdoğan, devlet ve millet olarak kazanılan tecrübeye uygun olarak, terörist eylemlerin daha serinkanlı bir şekilde göğüslenmesi gerektiğini bildirdi.
Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin kendisine dayatılanı değil, kendi menfaatine olan yol ve yöntemleri seçebilecek dirayete sahip olduğunu belirtti. Türkiye’nin yapacağıyla ilgili olarak bir çok temenniler olabileceğine işaret eden Erdoğan, ‘’Ama biz temennilerle hareket edecek değiliz. Biz karar verme noktasındayız ve bu kararımızı kendimiz zaten veriyoruz. Bundan sonraki süreçte de yine aynı şekilde bu kararımızı veririz, veriyoruz’’ diye konuştu.
Erdoğan, milletin sağduyusu, cumhuriyetin birikimi, hukukun ve aklın ilkeleriyle bu meselede en kısa zamanda sonuç almak için, bütün imkânların seferber edildiğini söyleyerek, milletten bu noktada müsterih olmasını istedi. Milletin ve devletin bir olduğunu, 70 milyonun kalp atışlarının aynı olduğunu ifade eden Erdoğan, Cumhuriyet Bayramının, Mehmetçiğe yapılan terör saldırıları sebebiyle buruk geçmesinin, 7’den 70’e milletin ruhunu aslında birleştirdiğini kaydetti.
Başbakan Erdoğan, tarihi derinlik, devlet tecrübesi ve millet birikiminin her türlü provokasyonu bertaraf edecek kadar büyük olduğunu bildirdi.
Erdoğan, şunları söyledi:’’Mevcut konjektürde, terör, ayrılıkçı bir kalkışma olmanın ötesinde, bölge dengeleriyle bağlantılı yeni gruplar da içermektedir. Türkiye Cumhuriyeti, hükümetiyle, silahlı kuvvetleriyle ve diğer ilgili kurumlarıyla aklıselimi kendisine rehber edinerek, terörün üstesinden gelecektir. Bunda hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır. Milletimiz de terörün amaçlarının farkındadır. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kendisine yakışan vakarı gösterecek, kardeşlik iklimini, toplumsal birliğini muhafaza edecektir.’’
Başbakan Erdoğan, ‘’Ne hamasetle ne de omuzlarında sorumluluk taşımayanların heyecanıyla hareket edilemeyeceğini’’ söyledi.
TELEVİZYONDA YORUM YAPANLAR
Recep Tayyip Erdoğan, şunları kaydetti: “Zaman zaman bazı televizyon kanallarında görüyoruz. Çeşitli, güya bu alanlarda tecrübe sahibiymiş... Çıkıp orada konuşanları görüyoruz. Yaptıkları tek iş var: Tahrik etmek...Bunlar sadece tahrik memuru olarak görev yapıyor. Buradan çok açık ve net söylüyorum: Sıfatı ne olursa olsun, hangi görevde olursa olsun, ister emekli ister muvazzaf olsun, kim olursa olsun.... Bunlar, bu ülkenin birliğine, beraberliğine saldırmaktan başka bir şey değildir. Çünkü bunların sırtında herhangi bir sorumluluk yok. Sadece oraya gelip, acaba biz buradan şu anda hükümeti nasıl köşeye sıkıştırırız, yaptıkları bu. Hükümetin ve kurumlarımızın görevi bellidir. Ama biz şu anda devlet olarak kurumlarımızla dayanışma içerisinde bu süreci işletirken, kalkıp da televizyon televizyon dolaşmak suretiyle ülkenin birliğine, kusura bakmasınlar, kurşun sıkanlar, karşısında bizi bulacaktır. Bu işleri çok çok iyi biliyorlarsa, girerlerdi bir partiye, oralarda siyasete soyunurlardı ve siyasete soyunmak suretiyle de ülkenin kaderinde söz sahibi olurlardı. Niye girmediler siyasete? Ama yok. Bunlar sorumluluk alamazlar, taşın altına ellerini sokamazlar. Bizim birliğe ve beraberliğe ihtiyacımız var. Bir şehidimiz olduğu zaman ciğerimizin nasıl dağlandığını onların hiçbirisi bilemez, bunu sadece Allah bilir.’’
|