Fast food türü gıdaların yüksek ısıda pişirme tekniği ile pişirildiği için tabiî yağların içeriğinde kimyasal değişikliğe yol açtığı ve bu durumun, başta kalp ve damar rahatsızlıkları olmak üzere birçok hastalığa yol açtığı bildirildi.
Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Nefroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Türk, okul çağındaki çocuklarda fast food tarzında beslenmenin obeziteye (şişmanlığa) zemin hazırladığını, obez olan çocukların da hayatlarının
ileri dönemlerinde diabet ve hipertansiyon gibi hastalıklara yakalanma riski taşıdığını söyledi.
Prof. Dr. Türk, bir öğünlük fast food türü yiyeceğin içerdiği tuz miktarının, yetişkinler için tavsiye edilen günlük tuz miktarının 2
katına kadar çıkabildiğini belirterek yetişkinlerin günde 6 gramdan, 6 yaşından küçüklerin ise 3 gramdan fazla tuz almasının sağlık açısından risk teşkil ettiğini vurguladı. Fast food firmalarının satışlarını daha fazla artırmak için yemeklerinde aşırı tuz ve yağ kullandıklarını ve özellikle küçük çocukların tüketimini alışkanlık haline getirdiklerini öne süren Prof. Dr. Türk, şunları kaydetti:
‘’Tuz, ciddî anlamda bağımlılık oluşturan bir maddedir. Aşırı tuzlu yiyecekler, dildeki tuz tadını algılayan reseptörlerin çalışmasını engeller ve böylece tuzlu ve yağlı yiyeceklere olan isteği artırır. Özellikle çocuklukta alınan yüksek seviyede tuz, ilerleyen yaşlarda tansiyon ve kalp krizi riskini önemli ölçüde artırır. İngiltere’de yapılan ve yayımlanan araştırmada fast food yiyeceklerde aşırı tuz kullanıldığı tesbit edilmiştir. Fast food türü gıdalar yüksek ısıda pişirme tekniği ile pişirildiği için tabiî yağların içeriğinde kimyasal değişikliğe yol açıyor ve bu durum, başta kalp ve damar hastalıkları olmak üzere birçok hastalığa yol açıyor.’’
Kolalı içeceklerin aşırı tüketiminin de çocukları ve gençleri obez yaptığını, diabet için aday haline getirdiğini belirten Prof. Dr. Türk, kolada tatlandırıcı olarak mısır şurubunun diabet ve obezite riskini artırdığını bildirdi.
Yapılan araştırmalarda yararlı yağların, vitamin ve minerallerin eksik alınması ile fast food tarzı beslenmenin, depresyon, alzheimer ve şizofreniye yol açtığının tesbit edildiğini belirten Prof. Dr. Türk, özellikle yaşam tarzı değişiklikleri ile birlikte fast food tüketiminin arttığını, bunun da özendirilmesi ile özellikle çocukların fast food kültürünün esiri olduğunu söyledi.
18 yaşından küçüklere fast food yasaklanmalı
Prof. Dr. Türk, fast food türü yiyeceklerin posa muhtevasının düşük olduğunu da vurgulayarak şöyle devam etti:
“Posanın yetersizliği ise kolon, rektum kanser riskini arttıran faktörlerdendir. Fast food türü yiyeceklerin hazırlanmasında renklendiriciler, aroma artırıcı maddeler, tatlandırıcılar, antimikrobiyal maddeler gibi birçok katkı maddesi yoğun olarak kullanılmaktadır. Bu katkı maddelerinin uygunsuz kullanımı ve katkı maddelerini içeren fast food ürünlerin sık tüketimleri de kanser riskini artırmaktadır. 18 yaşından küçük çocuklara fast foodlar yasaklanmalıdır. Fast food ve hazır gıda satan alanlarda çocukları cezp edici uygulama ve aktiviteler de mutlaka kaldırılmalıdır. Yapılan bir araştırmaya göre İstanbul’daki okul kantinlerinin yüzde 97’sinde salata, yüzde 45’inde süt bulunmazken, buna karşın tamamında kola ve cips satılıyor. Kantinlerde satılan diğer yiyecekler arasında sosisli sandviç, tost, çikolata, hazır kek, şeker ve gazoz gibi içecek ve yiyecekler yer alıyor.’’
Prof. Dr. Türk, Obezite Araştırma Derneği tarafından yapılan bir araştırmaya göre, 2025 yılında Türkiye nüfusunun yüzde 40’ının aşırı şişman olacağını, buna fazla kilolular da eklenirse nüfusun yüzde 70’inin şişman olmasının öngörüldüğünü bildirdi.
|