Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 25 Eylül 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Takeho Hisamatsu’ya ne oldu?

Takeho Hisamatsu’nun ocağın başında tarhana pişirirken çektirdiği fotoğrafı gördünüz mü? Ben bir gazetenin internet sitesinde gördüm, dehşete kapıldım. Sonradan fark ettim ki, haber ülkemizin esaslı bir ajansı tarafından servis edilmiş ve bir çok gazetede yayınlanmış.

Görmeyenleriniz “Kim bu Takeho Hisamatsu yahu?” diye soruyor olmalı... Bir Japon turist! Görmeyenleriniz bu defa da “Biz de Danimarkalı bir antropolog olduğunu pek düşünmemiştik” diyor olmalı. Görmeyenleriniz haklı, adamın Japon olduğu belli, Japonların çoğu da turisttir zaten... Adamcağız antropolog da değil üstelik, bilgisayar programcısı ve grafiker... Nereden estiyse kalkıp Safranbolu’ya yöre kültürünü incelemeye gelmiş. O gelmiş, hemen arkasından da mübarek Ramazan gelmiş. Safranbolu’da herkes sahura kalkıp oruç tutmaya, iftar edip teravihe gitmeye başlamış. Takeho Hisamatsu ne olduğunu anlamaya çalışırken, etraftan yardımcı olup Ramazan ayı ve oruçla ilgili kendisine bilgi verenler olmuş. Adam çok etkilenmiş ve oruç tutmaya başlamış. O gün bugün orucunu tutuyormuş, herkesle birlikte iftarını ediyormuş, hatta konuya komşuya iftara çağırılır olmuş. Hatta işi abartıp, iftar öncesi kaldığı konağın mutfağına inip yemeklerin yapılmasına da yardım etmeye başlamış. Tarhana çorbası pişirirken çekilen fotoğrafı da bu esnada çekilmiş.

Bütün bu yaşadıklarından da oldukça mutlu görünüyor. Söylediklerine bir bakın hele: “Oruç tutarken bazen zorlandığım günler oldu. Ancak oruçluyken dünyadaki aç ve fakir insanları daha iyi anladım. Manevi huzur buldum.”

Her şey iyi, herkes mutlu görünüyor değil mi?

Durun o kadar acele etmeyin, bu aslında çok sıkı bir mahalle baskısı örneği...

Bakın ben haberi bir de alternatif cümlelerle yazayım:

“Turizm sezonunda tercihini Türkiye yönünde kullanan Japon turist Takeho Hisamatsu Safranbolu’da büyük bir şok yaşadı. Bölgeye geldiğinde gündüz saatlerinde kimsenin bir şey yiyip içmediğini, kendisi bir şeyler yiyip içmek istediğinde de ters bakışlarla karşılaştığını fark eden Hisamatsu, huzurlu bir tatil için çevreye uyum göstermeye karar verdi. Oruç tutmaya alışık olmayan Hisamatsu, gündüzleri yemek hasretini, çaktırmadan mutfağa inip tarhana tenceresini koklayarak giderdi. Muhabirimizin kulağına fısıldamak suretiyle bu durumdan yakınan Hisamatsu, ‘Huzuru ancak böyle buldum. Dünyadaki aç ve fakir insanların halini şimdi çok daha iyi anlıyorum’ dedi.”

Nasıl, bundan iyi mahalle baskısı olur mu? Böyle yanılgılar mahalle baskısının doğasında vardır. Adam açlıktan mayışır, kolunu bile kaldıramaz hale gelir, karşısına geçip, “Vay be adama bak, daha dün buralara geldi, akabinde manevi huzuru buldu” dersin. Bu işler bakış açısıyla çok ilgilidir. Şerif Mardin hocam da “Benim sözlerimden 20 farklı anlam çıkarılabilir” diyerek bu hususa işaret buyurmamış mı zaten. Biraz paranoyaklıktan kimseye zarar gelmez. Gün gelir manşeti az önceki panik atak nöbetinizden çıkartmak da gerekebilir. Zinde güçler ve maalesef eskisi kadar zinde görünmeyen güçler yine de uyanık olmak zorundadır, en azından sert kahveyle gözler açık tutulmaya çalışılmalıdır. Takeho Hisamatsu’nun yaşanmış ve yaşanmamış hikayesi asla unutulmamalıdır.

Düşündüm de, sanki benim sözlerimden de 10 kadar anlam çıkarılabilir gibime geldi.

Yeni Şafak, 24.9.2007

Gökhan ÖZCAN

25.09.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Bu kafa!

  En büyük mahalle devlet mahallesi

  Sistem bu!

  Takeho Hisamatsu’ya ne oldu?

  Mâlûm neşriyat

  Rejim kendini koruyor, ama rejimperestler ona güvenmiyor


 Son Dakika Haberleri