Yarbay 5 Haziran 2005’te intihar etti. 44 yaşındaydı. O gün önemli bir tartışma yaşamıştı. İntiharı da biraz şüpheli kaldı.
“Bıraktığı mektup” ta şu yazıyordu:
“Artık, orduya iş yapan yolsuzluğa batmış şirketleri daha fazla kaldıramayacağım; sadece kendilerini düşünen komutanlar için de çalışmaktan bıktım.”
Yarbay Ted Westhusing, ordusunun işgal ettiği Bağdat’ta, Irak’ta “çok özel kuvvetler” eğiten bir şirketle ilgili tartışmanın ardından ölü bulunmuştu.
“Paralı asker, özel güvenlik” şirketleri üstüne, daha Afganistan, Irak işgalleri dahi olmadan yazmaya başlamıştım. Neredeyse kitap hazırlıyorduk.
Türkiye’deki kimi bağlantılarına da atıf yaparak.
Irak’ın işgali sonrasında bunların faaliyetleri, sorgulama, işkence, eğitim ve infaz ile yolsuzluk faaliyetleri üstüne de Dipsiz Kuyu’da epey yazı çıktı.
PKK “çok sayıda” mayın ve patlayıcı elde edip Türkiye’ye soktuğunda da.
2007 bitmek üzere.
Türkiye, “PKK’daki Amerikan silahları” ndan şikayetçi.
“Özel ordu” şirketlerinin en babalarından “Blackwater” ın kimi çalışanı da “kaçak silah trafiği” zanlısı olunca, “Hah” dedik.
Oysa, o silahların çoğunun sevki de Türkiye üzerinden yapılmıştı.
Sadece silahların değil; Amerikalı ve İsrailli “özel güvenlik, özel ordu” uzmanları ile “ajanları” nın da.
Türkiye’deki kimi şirketler, kimi eski ordu yahut güvenlik mensubunun da yer aldığı ve mantar gibi biten firmalar da (elbette Türkiye de vurulsun diye değil!) bu trafiklerin sağına soluna ilişti. Irak’ta (ve burada) taşeronluklara soyundu.
Burada asgari ücrete çalıştırılıp “kellesi ve bedeni” en az 1000 YTL’den pazarlanan, kiralanan “özel güvenlik eratı” ndan oraya da ihraç edildi.
Ama biz “hakikatin sadece bir kısmı” nı anlamaya çabalamak, onunla yetinmek, “sistem” in esas yüzüyle yüzleşmek istemeyenlerdeniz.
Sadece “sistem” i biraz anlayabilmek için bir örnek aktaracağım.
Amerikalı yarbayın “katlanamayıp” intihar etmesinin yahut ona katlanılmayıp temizlenmesinin odağındaki şirketin adı USIS; “Birleşik Devletler Soruşturma Hizmetleri”.
USIS de şu sıra çok sayıda kayıp silahın adresi olarak şüpheli.
Bir devlet birimiyken özelleştirilip şirketleşen USIS’in sahibi, 11 yıl boyunca, ABD’li meşhur “yatırım” şirketi Carlyle Group’ tu. Uçak, otomotiv, savunma, teknoloji, gayrimenkul, medya, iletişim, sağlık alanlarındaki grup, kiralık otocu Hertz ile Dunkin’ Donuts ve Baskin Robbins’in de sahibi.
USIS, Irak’ta özel bir Irak polis kuvveti olan ERU’ nun “eğitilmesi” ihalesini almıştı.
ERU, bugün çok sayıda faili meçhulün, infazın, iç savaş kışkırtıcılığının, sivil katlinin de adresi.
Bu yıl USIS satıldı.
“Irak işgali, iç savaşı ve silah trafiği” içindeki USIS’ i “PEP” adında bir Amerikalı grup 1.5 milyar dolara aldı.
PEP’ in baş danışmanı Michael Powell.
Eski genelkurmay başkanı ve Irak işgalinin başındaki Dışişleri Bakanı, bu mevkilere gelmiş ilk siyah olan Colin Powell’ ın oğlu.
İkinci önemli özelliği ise, Bush tarafından, ABD (ve dünya) medyası açısından çok kritik bir kurum olan “Federal İletişim Komisyonu” FCC’ nin başına getirilmesi ve ayrılana kadar, medyada tekelleşmenin önünü açıp medya baronlarının çok sayıda kanalı ele geçirebilmesini sağlaması.
Powell sayesinde büyüyenlerden biri de birçok yerel kanalı kapatan “Clear Channel Network”.
O kimin derseniz, şimdi Powell’ ın baş danışmanı olduğu, “özel güvenlik” şirketi USIS’ i de satın alan PEP’in .
Yani bir elinde medya, bir elinde silah; bir ayağı ABD’de, bir ayağı Irak işgalinde, bir eli uzaktan kumandada, bir eli kayıp silahlarda, bir kolu serbest piyasada bir kolu kayırmacı, ahbap çavuşçu ekonomide bir “emperyalizm ve kapitalizm harikası.”
Bakarsınız Türkiye piyasasında da varolur!
Bilmiyorum; karışık mı oldu?
Ama SİSTEM BU!
Bazı yarbayların katlanamadığı ama güçsüz kalıp cansız dahi düştüğü, binlerce insanın cesedini çiğneyen, halkları birbirine sokan, savaş ve terörü kışkırtan, her yerde işbirlikçi bulan sistem bu.
Sistemin kafasıyla, kalbiyle ilgilenmeden sadece kuyruğuna, ne bileyim kayıp silâhlara filan takılmaya devam edin yine de.
Sabah, 24.9.2007
|