Ülkemiz şu aralar anayasa ve türban tartışmalarına kilitlenmiş durumda. Bunlar da önemli tabii ki ancak hemen yanı başımızda da önemli gelişmeler oluyor, bunlara dikkat çekmek istedim. Bölge hakkında planları olan güçler, gelişmelere pozitif akılla değil mistik gözlüklerle bakıyor.
İçimize ne zaman daha çok kapansak ve bize özel meselelere konsantre olsak, dışarıda kontrolümüz dışında gelişen ve bize tehdit oluşturan gelişmelerle karşı karşıya kalırız.
Özellikle dışarıya çok duyarlı olunmasını gerektiren bir bölgede yer almamıza rağmen içe kapanma sürecinin dışına bir türlü çıkamıyoruz.
Ülkemiz şu aralar anayasa ve türban tartışmalarına kilitlenmiş durumda. Bunlar da önemli tabii ki ancak hemen yanı başımızda da önemli gelişmeler oluyor, bunlara dikkat çekmek istedim.
Dünkü gündem yazısında göstermeye çalıştık ki; bölge hakkında planları olan güçler, gelişmelere pozitif akılla değil mistik gözlüklerle bakıyor. Bu nedenle tehdit görmek için fırsat buldukları Türkiye’nin, onları daha fazla provoke etmemek için attığı her adıma dikkat etmesi gerekiyor.
Bir örnek verelim: Hamas liderinin Türkiye’ye resmen davet edilip görüşmede bulunulması belki gerçekten rutin ve yapılması gereken bir şey olabilir ama şu da bilinsin ki; bu tür gelişmelere ABD ve İsrail başka gözlüklerle bakıyor. Bu gözlüklerin hayli mistik ve gizemli bir bakış açısıyla bulandığı da bilinmeli.
Daha güncel ve önemli gelişme ise, Türkiye’nin İran ile imzalamış olduğu doğalgaz anlaşmasıdır. Bizim desteklediğimiz ve Türkiye’ye yararı olacak bir gelişmedir. Ama bu da ABD ve İsrail tarafından farklı algılanıyor. Özellikle ABD’nin İran’ı bombalamaya hazırlık yaptığı söylenen bir dönemde bu yakınlaşma onların özel olarak dikkatini çekiyor olmalı.
Medyamızın dış haberlere ve gelişmelere duyarsızlığı nedeniyle (bu da içe kapanmanın başka bir yönüdür) çok ama çok önemli bir gelişme olan İsrail’in Suriye’yi bombalaması fazla analiz edilmedi.
Bombalamadan döndüğü söylenen İsrail jetlerinden bir tanesi yakıt ikmal tankını Türk sınırları içine bırakıp gitti.
Bu da fazla analiz edilmedi. Uçaktan düşürülen koka-kola şişesine duyulan ilginin anlatıldığı filmdeki yerlilerin duyarlılığında yaklaşıldı gökyüzünden düşen yakıt deposuna.
Ama bu işaretti, bir mesajdı. İsrail’in yaptığı dış operasyonlardan sonra işaret bırakma geleneği vardır. Münih Olimpiyatları’ndaki rehin alma olayında yer alan Filistinlileri, MOSSAD daha sonra tek tek izleyip öldürmüştü. Ve bunların cesetlerinin yanına işin İsrail tarafından yapıldığını anlatan işaretler konulmuştu.
Bu gelenek var olduğundan operasyondan dönen İsrail jetinden yakıt tankının Türk topraklarına düşmesi de bir tesadüf olamaz, bunun bir anlamı olması gerekiyor.
Nedir bunun anlamı? Kimsenin net fikri yok. Olsa da açıklamıyorlar. Ama bu arada Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Washington’da. Özel işleri var ama olsun, Başkan Bush ile bir randevu alınması için çok çalışılmasına rağmen torununu gördüğü yere 10 dakika uzaklıkta bulunan Beyaz Saray’da görüşmelerinin önü açılamadı.
Beyaz Saray kabul etmedi görüşmeyi. Bush da İsrail gibi bir şeyler söylemek istiyor, ama ne?
Yakında İran mı vurulacak da bu operasyonu ortak düzenlemeleri beklenen İsrail ve ABD, Türkiye’ye ‘Yakında sana çok iş düşecek. O nedenle tavırlarını şimdiden ayarla’ mesajları mı veriyorlar acaba?
Kimsenin bu sorulara net cevap vereceğini tahmin etmiyoruz ama bu tür soruların mutlaka sorulması ve en azından zihin cimnastiği yapılması gerekiyor.
Akşam, 23.9.2007
|