YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, “ Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Leyla Şahin kararı varken, başörtüsünün üniversitede serbest bırakılması, bir AB normuna karşı gelmek anlamı taşır “ diyor.
AİHM, Türkiye’nin “ özel şartları “ bulunduğunu, dolayısıyla laiklikte “ kırılgan bir yapılanmanın “ varlığını kabul ederek, şu gerekçelere dayanmıştı: “ Nüfusun çoğunluğu Müslüman olan Türkiye gibi bir ülkede, İslami başörtüsünün zorunlu bir dini görev olarak sunulması, başörtüsü takmayı kabul etmeyen herhangi bir kimsenin, ‘dine karşı çıkan veya din düşmanı’ şeklinde görüleceği bir ortam yaratacak, dindar olan Müslümanlarla, dindar olmayan Müslümanlar ve inançsızlar arasında sırf kıyafetleri dolayısıyla ayırımcılığa yol açabilecektir. “ AİHM, ayrıca, Sözleşme’nin 9’uncu maddesinin “kişinin, dinini, inancını, bir dini kuralı yerine getirme şeklinde dışa vurmasını “ teminat altına almakla birlikte, bütün eylemleri korumadığını söyledi. AİHM’ye göre başörtüsü, “ kadın ile erkeğin eşitliğine de aykırı” idi.
Yalnız şunu da hemen belirtelim ki, AİHM, her ülkenin kendi şartlarına göre, “başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması ve düzenin muhafazası “ gibi meşru bir amaç güderek farklı uygulamalar yapabileceğini kabul etti. Sonuç itibariyle, TBMM ve halk, böyle bir tehlikeyi artık geçersiz görürse, başörtüsünü serbest bırakabilir. Özgürlüklerin genişletilmesi, tamamen devletlerin kendi takdirindedir.
Sonraki gelişmeleri de özetleyelim: Sözleşme’nin din özgürlüğü ile ilgili 9’uncu maddesi ihlal edilmedi hükmünü veren 4’üncü Daire’nin bu kararına karşı, Leyla Şahin, 5 hakimden oluşan panel nezdinde itiraz etti. 5 hakim itirazı geçerli görerek konunun Büyük Daire’de tartışılmasını uygun buldu. Ama işte o noktada Leyla Şahin bir hata yaptı ve “ 4’üncü Daire’nin, ‘ Din özgürlüğüne müdahale olmadığı’ yolundaki kararını benimsediğini “ belirterek, konunun ayrımcılık, eğitim özgürlüğü ve özel hayata müdahale açısından incelenmesini talep etti. Oysa Büyük Daire, 128’inci paragrafta belirttiği gibi, ancak, 4’üncü Daire’nin kararı kapsamında kalarak dava kabul edebilir. Bu yüzden başvuruyu reddetti.
AİHM davalarında uzman bir isim, Prof. Kazım Berzeg’in yorumu: “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararı, konuyu, Büyük Daire tarafından incelenebilir gören panel kararı ile ortadan kalkmıştır. Büyük Daire ise kararında, 31’inci paragrafta, Osmanlı’dan beri gelişen laiklik sürecine temas ederek, 4. Daire’nin aksine ‘Türkiye’de, laiklikte kırılgan bir yapı mevcut’ savına karşı çıkmış görünmektedir. Leyla Şahin kararı, sadece kendisini bağlar; hakkını iyi savunmadığı için davayı kaybetmiştir.”
Sabah,21 Eylül 2007
|