Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 13 Eylül 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

12 Eylül’le hesaplaşmak...

Tam 27 yıl olmuş. Artık bir tarih 12 Eylül 1980 darbesi. Bir yönüyle tarih ama bir başka açıdan baktığımızda ise 12 Eylül “yaşıyor ve savaşıyor” . Çünkü 12 Eylül bütün kurumlarıyla ayakta. 12 Eylül darbecileri hâlâ itibarlı insanlar olarak aramızda dolaşıyor, saygı görüyorlar...

12 Eylül Anayasası’nın değiştirilmesi de bugüne kadar mümkün olmadı. O da bütün haşmetiyle üzerimizdeki egemenliğini sürdürüyor.

***

12 Eylül’le hesaplaşmalıyız. Bu hesaplaşmanın değişik boyutları ve değişik tarafları bulunuyor. Önce kişisel olarak hesaplaşmalıyız. Siyasi olarak hesaplaşmalıyız. En önemlisi de Avrupa Birliği’ne yönelmiş Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hesaplaşması.

Kişisel hesaplaşma şöyle ifade edilebilir: 12 Eylül birçok insanımızın hayatında derin yaralar açtı, derin acılar bıraktı. Meclis’i kapatan, siyasi partileri kapatan, yürürlükteki anayasayı ortadan kaldıran bu askeri darbeyle gerçek bir kişisel hesaplaşma, yürürlükteki anayasada “Darbeciler yargılanamaz” hükmünün ortadan kaldırılması mücadelesini sonuca ulaştırmaktır.

Bundan sonra darbe mağdurlarının darbecilerden kanun önünde hesap sormalarının yolunun açılmasıdır. Kişisel hesaplaşmanın ikinci boyutu ise askeri darbeyle kökten bütün bağların koparılmasıdır. 12 Eylül döneminde öğrendik ki, en kötü demokratik rejim, en iyi askeri darbeden daha kabul edilebilir bir rejimdir.

Ben bu konuda askeri darbe mağdurlarının en azından bir kesiminin köklü bir hesaplaşma yaptığından emin değilim. Demokratik rejim konusunda yaşanan tereddütler, topluma inançsızlık, bazı insanlarda “darbenin iyisi de olabilir” şeklinde bir sakat anlayışın gizliden gizliye varlığını sürdürmesine neden oluyor.

Böyle bir yaklaşımla 12 Eylül’le yapıldığı sanılan hesaplaşma gerçekçi bir temele oturamaz. Türkiye askeri darbelerden çok zarar gördü. Bu konuda tereddütsüz bir tutum almadan 12 Eylül’le hesaplaşılma düşüncesi pek inandırıcı kabul edilemez.

***

Tabii asıl hesaplaşmayı devletin yapması gerekiyor. Bunun ilk şartı darbecilerin yargılanmasının önündeki engellerin kaldırılması. İkinci önemli adım ise askeri darbe mağdurlarından, haksız yere idam edilen, cezaevlerinde, işkence merkezlerinde öldürülen, sakat kalan, acı çeken insanların ailelerinden özür dilenmesidir.

Bunun da ötesinde; bir daha askeri darbe yapılamayacağını sağlayacak demokratik reformlara hız verilmesidir. Örneğin askerlerin iç hizmet talimatnamesinden darbe yapmayı meşru kılacak hükümlerin temizlenmesidir.

Türkiye’nin 12 Eylül’le hesaplaşması, Türkiye’nin gerçek demokratik bir ülke haline gelmesi mücadelesinin, çabasının en önemli itici unsurudur. 12 Eylül yalnızca anayasayla sınırlı bir kurumlaşma yaratmadı, aynı zamanda üniversitenin, medya dünyasının otoriter baskıcı bir anlayışla yönetilmesinin de kapısını açtı. Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu gibi kanunlarla da siyasi hayatın demokratikleşmesinin önüne engeller çıkardı.

“12 Eylül’de bize, şunları şunları yapmışlardı. Bu rejim felaket bir rejimdi” demek haklıdır. 12 Eylülcülerden hesap sorulması isteği yerinde ve meşru bir istektir. Bundan da önemlisi; askeri darbelerle kökten bir ideolojik ve siyasi hesaplaşma içine girmektir.

“Benim darbem iyidir, seninkisi kötüdür” dedikçe gerçek bir darbe hesaplaşması yaşanamaz.

Çok anlattığım bir örneği burada bir kez daha tekrar etmek istiyorum. Bir Atina gezisi sırasında büyükelçiliğimizin onur masasında Kenan Evren ‘in imzalı fotoğrafını görmüştüm. Bu büyükelçi daha sonra Dışişleri Müsteşarlığı da yaptı. Biz Atina’yı ziyaret ettiğimizde Yunan cuntacılarının iki liderinden birisi hapishanede ölmüştü. Diğeri ise 27 senedir tek kişilik bir hücrede hapiste yatıyordu. Yunanistan’la aramızdaki fark buydu. Artık Yunanistan’da askeri darbe, düşünülmeyen bir kötülük olarak görülüyordu. Bizde ise darbeciler hâlâ el üstünde tutuluyordu ve askeri darbe ihtimali, bir ihtimal olarak konuşulabiliyordu.

***

12 Eylül’le hesaplaşmak darbecilikle ve darbelerle de bir hesaplaşma haline dönüştürülmedikçe gerçek içeriğine kavuşamaz.

Gelin 12 Eylül’le derinlemesine hesaplaşalım...

Cumhuriyet, 12.9.2007

Oral ÇALIŞLAR

13.09.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Kemalizm diğer ideolojilerle eşit yarışmalı

  Yeni dönemde üç önemli mesele...

  12 Eylül’le hesaplaşmak...

  Tarikat dedikse

  Kehanet!!!


 Son Dakika Haberleri