Hitapta kelime oyunu yapmak, cephe selâmı vermemek gerçeği değiştirmez, Abdullah Gül, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’dır.
Herkesin bu gerçeği kabul edip buna göre davranması ülkeye fayda sağlar.
Aksi davranışlar devletin tepesinde sürekli gerilim yaşanmasına yol açar ki, bu da uzun vadede ülkenin zararına olur.
Kurumlar, kurallarla işler, kaprislerle değil.
Eğer Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk ve kurallar devletiyse, var olan kurallara uyulduğu, demokrasi ilkesine saygı duyulduğu sürece, işleyen kuralların sonuçlarına saygı duymak zorundayız.
Türk Silahlı Kuvvetleri de bu kurallar bütünü içinde işlemesi gereken bir kurumdur.
Silahlı Kuvvetler’in komuta kademesinin, bir köşe yazarı tepkisi gösterip “Cumhurbaşkanım demem “ anlayışı içinde olması mümkün değildir.
Bu tip davranışlar ve tavırlar Silahlı Kuvvetler’i CHP ile işbirliği içinde gösterip halk nezdindeki durumunu zedeleyebilir.
Bugün için yapılması gereken, süreci izlemektir.(...)
Türkiye bu tip gelişmeleri demokratik olgunluk içinde aşacak güce gelmiştir.
Unutmamak gerekir ki, kurumsal olarak gösterilen bu tepkiler iktidar çevresindeki dayanışmayı güçlendirmekte, iktidara muhalefet edebilecek kesimlerin ise elini zayıflatmaktadır.
İktidarın icraatlarına, kararlarına yönelik her eleştiri militer bir anlayışın ürünü durumuna düşme tehlikesiyle karşı karşıyadır çünkü.
O nedenle, ulusun serbest iradesiyle oluşan Meclis’in nihai kararına saygı duymak ve o kararın gereklerini yerine getirmek gerekir.
Bunun ilk şartı da küsmenin anlamsızlığını kavramak olmalıdır.
Şu anki tablo Silahlı Kuvvetler’e yarardan çok zarar vermektedir.
Birilerinin bir an önce bu gerçeğin farkına varması ve gereğini yapması gerekir.
Sabah, 31 Ağustos 2007
|