Toplum olarak ağız sağlığına gereken önemin verilmediğini belirten uzmanlar, dişlerin fırçalanmaması için ‘zamanım yok’ şikâyetlerinin yersiz olduğunu belirtiyor.
Genelde bir diş fırçasının 3-4 ay kullanılabileceğine işaret çeken uzmanlar, “Diş fırçasının bozulduğunu kıl demetlerinin birbirinden ayrılmasından, dağılmasından ve eğilmesinden anlayabilirsiniz. Sert kıllı fırçalar dişlerinize zarar verebilir. Çocuklar ise henüz doğru fırçalamayı tam olarak uygulayamadıklarından daha çabuk fırça eskitirler” uyarısında bulunuyor.
YANLIŞ FIRÇA DARBESİ DİŞE ZARAR VERİR
Duaçınarı Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nin internet sitesinde yer alan yazıda, doğru diş fırçalama teknikleri de yer alıyor. “Öncelikle fırça 45 derecelik bir açıyla dişe yaklaştırılmalı ve dişin eni doğrultusunda ileri-geri hareketlerle fırçalanmalıdır. En son dişetinden aşağıya doğru bir süpürme hareketiyle işlem tamamlanır. Dişlerin iç yüzeyleri, özellikle ön bölgeler dar olduğundan fırça dik olarak sokularak fırçalanmalıdır. Unutulmamalıdır ki, bakteri plağı ve yiyecek artıklarının yoğun olduğu dişlerin arka yüzleri, arka dişler ve dil de temizlenmelidir. Genellikle sadece ön dişlerin ön yüzeyleri fırçalandığından çürükler daha çok arka bölgelerde oluşmakta, diş taşları ise çok az fırçalanan alt ön bölgede olmaktadır. Dişler çok sert bir tabaka olan mine ile kaplı olmasına rağmen sadece yanlış bir teknikle uygulayacağınız bir fırçadan bile büyük zarar görebilir. Hem dişin üst kısmında, hem de kökü kaplayan tabakada aşınmalara, dişetlerinde de çekilmelere yol açabilir. Bu durumda dişler çürüğe daha yatkın hale gelir. Dişleri aşındıracak kadar büyük bir kuvvetle diş fırçalamaktan kaçınılmalı ve yumuşak hareketlerle fırça oynatılmalıdır” ifadelerinin yer aldığı yazıda, diş iplerinin diş aralarını temizlemede sık kullanılan yararlı bir araç olduğu vurgulandı.
Diş çürüğünün belirtilerinin de dile getirildiği yazıda şu ifadelere yer verildi: “Çürük ve oyulmuş bir diş, koyu renkli boşluğuyla kolayca tanınır. Fakat bazen çürük çukurcuğu gizli kalır ve diş hekimi ancak yardımcı teşhis araçlarıyla (meselâ diş röntgeni gibi) teşhis koyabilir. Çoğu zaman çürük, diş tüberküllerinin yani tümsekciklerin birbiriyle kesiştiği yerde veya dişin boyun kısmında görülür. İki diş arasında kalan gizli çürükler uzun süre fark edilmez. Bu tür çürüklerde ‘akşam yemek yerken dişime taş geldi zannettim, bir de baktım, dişimin bir parçası ağzımda’ denildiğini sıkça duyarız. Diş çürüğünde diş hekimine başvurmayı gerektiren en önemli belirti ağrıdır. Ağrı, soğuk, sıcak, tatlı veya ekşiden olur. Ağrının şiddeti kişiden kişiye değişir ve etken ortadan kalkınca ağrı da geçer; fakat tedavi edilmeyen çürüklerde ağrılar bir süre sonra sürekli olmaya başlarlar. İlk yapılması gereken şey diş hekimine gitmek ve onun tekliflerine uymak olmalıdır.
Sabah kahvaltısından sonra ve akşam yatmadan önce dişlerin fırçalanması ve her gün diş ipliğinin düzenli kullanılması en etkili yoldur. Dişlerin iç yüzeyleri, dış yüzeyleri, çiğneyici yüzeyleri ve dilin üstü fırçalanmalı ve ara yüzlerde diş ipliği kullanılmalıdır. Fırçalar, orta derecede sert ya da yumuşak kıllı olmalı ve belirli aralıklarda değiştirilmelidirler. Asla başkasının diş fırçası kullanılmamalıdır. Diş fırçalama sırasında florürlü bir diş macunu kullanılarak, florürün diş çürüğünü önlemedeki rolünden yararlanılmalıdır. Florürlü macunlara yardımcı olarak aynı zamanda ağız kokusunu gidererek ferahlık ve temizlik hissi veren florürlü gargaralar da kullanılabilir.”
|