Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 11 Ağustos 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Çete dâvâları umut vermiyor

Davalar açıldı, yargılamalar sürüyor. Ama acaba bu ‘adli sürecin’ sonunda derin çeteler ülkeden temizlenebilecek mi?

Bugün için bu soruya ‘evet’ demek zor.

‘Hrant Dink davası başlamadı’ diye yazıyordu Nazım Alpman. Gerçekten de öyle ve bu durum sadece Dink davasına özgü görünmüyor.

Bir cinayet işleniyor ve tetikçi yakalanıyor. İlk bulgular, zanlının derin ilişkileri hakkında kimseye şaşırtıcı gelmeyen çağrışımlar yapıyor. Yani ipin ucu derin çetelere gidiyor. Bazen zanlının telefon kayıtları, bazen geçmişte çektirilmiş bir fotoğraf, bazen ‘ortak arkadaşlar’ ve bazen de sorgulama sürecindeki ilk itiraflar bu bağlantıyı kurmayı sağlıyor.

Sonra mahkeme süreci başlıyor.

Kısa bir süre sonra zanlı yeniden, kendisine o pis işleri yaptıranların etki alanına giriyor. Aniden makas değiştirip dezenformasyon yapmaya, örneğin ne kadar dindar olduğunu, zaten cinayeti de bu duygularla işlediğini, bazı dini şahsiyetleri öteden beri sevdiğini vs. söylemeye başlıyor. Ama bağlantılarına bakıyorsunuz, onunla aynı fotoğraf karesine yansıyan sıcak ilişkilere bakıyorsunuz, kendisine ‘abi’lik edenlerin dünya görüşü hiç de öyle değil. Tersine, irticayla ilişkilendirdikleri hükümeti yıkmak, demokratik süreci ‘laiklik adına’ tahrip etmek isteyen çevreler bunlar.

Anlıyorsunuz ki, artık o yine kendisini kullanan çevrenin etki alanında, ‘göreve devam’ etmektedir. Herkesin her şeyin farkında olduğu, adaleti tesis etmek için gerekenin yapılmadığı bir garabet bu. Herkes elindeki ateş topunu başkasına atmaya çalışıyor.

Tabii bu arada, çökertilemeyen derin çeteler de uğursuz faaliyetlerine daha bir özgüvenle devam ediyor. Elebaşları, yakın geçmişteki pek çok karanlık olaydan dolayı aşina olduğumuz isimler. Onları linç edilmek istenen bir yazarın yargılandığı davadan, bir miting organizasyonundan, tetikçiyle verdikleri pozdan veya vatanı kurtarmaya çalışırken kazandıkları büyük paralardan hatırlıyoruz. Kısacası, sahnenin gerisinde, ekonomik ve siyasi gücü elde etme emellerini vatanseverlikle örterek, bu ülkeye en büyük zararı veren isimler, önünde ise çok sayıda figüran var. İşte bugün bu figüranlarla uğraşılıyor.

Tetikçiyi cezalandırmakla yetinip, bu derin şer odaklarının kökünü kazıma iradesini göstermeyen bir adli, hukuki ve siyasi süreç ise yarardan çok zarar veriyor. Çünkü tetiği çekeni cezalandırıp çektirene dokunmadığı sürece, bu cinayetler de ülkede demokrasiyi ve barışı bozmaya yönelik provokasyonlar da devam edecek. Üstelik onu daha da güçlendirecek. Bir sonraki eylemde figüranlar daha dikkatli seçilecek, eylemin çapı büyüyecek ve sonuçları da çok daha tahrip edici olacak.

Bu kabustan kurtulmamız, öncelikle hükümetin silkinip olaya gerçekten el koymasına, kararlı olmasına ve sağlam durmasına bağlı. Bu hem ülkenin geleceği, hem de kendisi için hayati önem taşıyor.

Kısacası Hükümet, görevinin saldırganları bulup yargı önüne çıkarmaktan ibaret olmadığını anlamalı. Aksi halde biz bu yargılamaları, sonu baştan belli kasvetli bir TV dizisi gibi izlemeye ve ağlamaya devam edeceğiz.

Star, 10 Ağustos 2007

Berat ÖZİPEK

11.08.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Başbakan zorda

  Uzlaşma ve asker abiler ne der?

  Üç önemli nokta

  Çete dâvâları umut vermiyor

  Dinî taassup Siyasî taassup


 Son Dakika Haberleri