Esat Kıratlıoğlu çayımızı içmeye geldi. Ağarmış saçlar ve aktif politikanın içinde geçmiş 44 yıl.
Bu seçimde oğlu (Ahmet Kıratlıoğlu) adaydı.
Nevşehir’den, DP’den.
Tam sohbete başlayacağımız sırada telefonu çaldı.
- Esat abi ben Kozaklı’dan Fatih... Ata ne oldu?
- Fatih, at düştü, dizi yaralandı, iyileşecek.
Çaylar geldi.
Tam içeceğimiz sırada yine telefon:
- Esat abi ben Boğazköy’den Ferit... Aman at ölmesin.
- Ferit at topallıyor ama ayağında kırık yok... Ayağı kırılan at vurulur... Merak etme ölmeyecek.
Sonra telefonları kapattık.
Ve Esat abiyi dinlemeye başladık.
Milattan önce
Esat Kıratlıoğlu’na göre seçimi “milattan önce” ve “milattan sonra” diye analiz etmek gerekiyor.
Milattan önce “yani Çankaya seçim sürecinden önce.” Milattan sonra “yani Meclis’te Cumhurbaşkanı seçilememesinden sonra.”
Esat abi “çekilip” de yerine eski genel müdürlerden oğlu Ahmet Kıratlıoğlu siyasete girince...
“Ailece” 1.5 yıl önceden yola düşmüşler.
Baba oğul, Nevşehir’in ilçelerini ve 182 köyünü dolaşmışlar.
Kimi “mazot hesabı” yapmış: - Eskiden 3 kilo buğday satar, 1 litre mazot alırdım. Şimdi 7 kilo buğday satmak zorundayım.
Kimi demiş ki: - Abi soğan para etmiyor, perişanım.
Kimi demiş ki: - Abi sen Nevşehir Belediye Başkanı iken bu sanayi çarşısını yaptın... Dinle bak hiç çekiç sesi geliyor mu?.. Esnaf sıkıntıda.
“Tecrübeli” Esat abi oğluna “yol haritası” çizmiş:
- Şartlar uygun... Artık ayın 10 gününü Nevşehir’de geçireceğiz... Senin seçilmen garanti.
Milattan sonra
Meclis’te Cumhurbaşkanı seçilemeyince... Çankaya konusu “mahkemeye düşünce...”
Ve “seçim kararı” alınınca...
Esat Kıratlıoğlu ile oğlu DP adayı Ahmet Kıratlıoğlu Nevşehir’in yolunu tutmuşlar.
Bir köyün girişinde iki köylü onları durdurmuş: - Esat abi seni seviyoruz... Ama köye girme... Konuşma yapma... Git.
- Ula Rüstem ne oldu?
- Abi hizmetini inkar edersek Allah çarpar... Ama şimdi git.
- Lan Rüstem ne oldu oğlum?
- Abi siz dindar bir Cumhurbaşkanı seçilmesini engellediniz.
Direksiyonu başka bir köye çevirmişler.
Gerisini Esat bey anlatsın: - Eskiden tanıdığım, karşımda daima sessiz duran adam ejderha kesilmiş... Atmaca gibi “dindar bir Cumhurbaşkanı seçtirmediniz” diye üstüme geliyor.
Kıratlıoğlu adamı tanıyor ya...
Terslemiş: - Lan Kazım senin alnın hiç secdeye geldi mi? Caminin yolunu bilir misin?
- O tarafını karıştırma Esat abi... Siz dindar birini seçtirmediniz.
Biri demiş ki: - Niye CHP’nin kuyruğuna takıldınız?
Öteki: - Niye Meclis’e girmediniz?
Beriki: - ANAP girecekti, niye onların girmesini engellediniz?
Kıratlıoğlu sonunda kızıp sesini yükseltmiş: - Bizim 4 milletvekilimiz vardı, 2’si girdi.
Köyün yaşlısı Musa dayı da sesini yükseltmiş: - Öteki 2’si de girseydi.
- Musa, girselerdi sayı yine yetmezdi... Yine Cumhurbaşkanı seçilemezdi.
Musa dayı bastonunu yere vurmuş: - Girselerdi de yine seçilmeseydi... Neden girmediler?.. Çankaya’ya bir dindarın çıkmasını ne diye engellediler?
Hava raporu
Çankaya seçimi sürecinden önce Esat Kıratlıoğlu Nevşehir’e gitmiş. “Havayı” koklamış. “Hava raporu” şöyle:
- AKP 2002’de 3 çıkarmıştı... Şimdi ancak 1 çıkarır.
- AKP’liler Derinkuyu’ya gitmişler, halk tepki göstermiş... Ortalığı polis, jandarma yatıştırmış.
- DYP için (o zaman DP olayı yoktu) 1 milletvekilliği çantada keklik.
Kıratlıoğlu’na sorduk: - Ya şimdi seçim raporu nedir?
- DP yüzde 3.5 oyda kaldı... AKP 3-0 seçimi aldı.
- Derinkuyu ne oldu?
- Topluca AKP.
- DYP-ANAP birleşmesindeki başarısızlığın seçim sonucuna etkisi nedir?
- ANAP’la evlilik başarılsaydı bile, oy yüzde 7’ye, 8’e çıkardı ama, yine baraj aşılamazdı.
Esat Kıratlıoğlu: - DP’nin yere serilmesinin de, CHP’nin zınk diye durmasının da sebebi tek: Dindar Cumhurbaşkanı davası.
- Seçim sonuçlarına dair 100 farklı not çıkardım... 95’i dindarlık meselesi.
- Kupkuru havada sanki yağmur bastırdı... Sırılsıklam olduk... At da tökezledi.
Sabah, 29 Temmuz 2007
|