TSK’nin üst kademe komutanları Eğirdir Dağ Komando Okulu’nda gazetecileri bilgilendirdiler.
Gayet sıkı bir eğitimden geçen komandoların görüntülerini TV’den izledik, verilen bilgileri hem dinledik, hem de dün gazetelerde okuduk.
Haber önemli: Çünkü 8-10 kişilik terörist grubunun üstüne binlerce tecrübesiz askerin gönderilmesi, malum klişeyle, ‘sineği balyozla öldürmeye kalkışmaya’ benziyor.
Geçenlerde askerliğini Güneydoğu’da yapan bir taksi şoförüyle sohbet ediyorduk. “Bir terörist yakaladık. Anlattıklarından anladık ki meğer birkaç gün önce askeriyle, korucusuyla 700 kişi, çalıların altında gizlenen adamı göremeden yanından geçip gitmişiz” dedi.
Düzenli ordunun ‘asimetrik savaşı’ kabul etmemesi gerekiyor. Gerilla tipi saldırıya karşı, benzeri taktiklerle karşılık vermek şart.
Brifinge katılan gazetecilerin izlenimleri arasında ilginç ayrıntılar yer alıyordu.
Birincisi... Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt, programda olmamasına rağmen, son anda karar değiştirerek, sürprizli bir biçimde Isparta’ya gelmiş ve deyim yerindeyse komutayı ele almıştı.
İkincisi... Toplantı başlamadan önce cihazların doğru çalışıp çalışmadığı kontrol edilirken perdeye bir harita yansımıştı. Türkiye’nin güneydoğusunu ve Irak’ın kuzeyini gösteren bu haritanın bir kısmı sarı renkle işaretlenmişti. Sarı bölgeye hem Türkiye’nin, hem de Irak’ın bir bölümü dahildi.
Ancak brifingde bu haritadan hiç söz edilmedi. Bunun üzerine gazeteciler sordu. Onlar sorunca Org. Büyükanıt da meraklandı: “Ne haritası?” Ardından da haritayı görmek istedi. Derken harita perdeye yansıtıldı. Genelkurmay Başkanı, “Bu brifingde mi kullanılacaktı? Ne maksatla hazırlandı” diye komutanlara sordu.
Bunun üzerine haritanın Türk uçakları tarafından çekilen görüntüleri işaret ettiği söylendi. Ancak başta “tampon bölge” fikri olmak üzere, çeşitli çağrışımlara yol açan bu harita brifingde kullanılmamıştı.
Bu noktada duralım ve geçmişi hatırlayalım. 27 Nisan gecesi Genelkurmay’ın internet sitesine konan bildiriyi hatırlarsınız. Daha sonra, bu kez 8 Haziran gecesi, bir bildiri daha yayınlandı.
İkisi de imzasız olan bildirilerin ortak noktalarından biri şuydu: Anlatım biçimleri komik denecek kadar bozuktu.
Halbuki Org. Büyükanıt’ın entelektüel diyebileceğimiz bir kültürel birikime sahip, titiz bir kişi olduğunu biliyoruz.
Bazı konuşmalarına ben içerik olarak katılmasam da hazırladığı metinlerin “jilet gibi” olduğunu teslim etmem gerek.
Mesela bir keresinde “Bugünün sorunları, dünün yanlış çözümleridir” demişti. Bu söz dünyaca ünlü yönetim gurusu Peter Drucker’a aittir ve aslı şöyledir: “Bugünün sorunları, dünün çözümleridir.” (Büyükanıt ‘yanlış’ kelimesini ekleyerek yorumlamıştı.)
Bu ve benzeri örneklerden hareketle, 27 Nisan ve 8 Haziran bildirilerinin Büyükanıt’ın elinden çıkmadığını... Hadi bunu da bir yana bırakalım, bildirilerin onun titiz denetiminden geçmediğini hissediyorum.
Şimdi de ortaya bu “harita” konusu çıktı. Büyükanıt gazetecilere “Özel anlam yüklemeyin” demiş demesine de... Onu dahi şaşırtan ve “Ne maksatla hazırlandı” diye sormasına yol açan bu harita, yine de insanı meraklandırıyor.
Silahlı Kuvvetler’in basın toplantılarına ne kadar önem verdiğini, kılı kırk yararak hazırlandığını, en küçük ayrıntıyı dahi düşündüğünü biliyoruz.
Bizi buna alıştırdılar!
O halde sunuma yerleştirilen ama hakkında tek kelime edilmeyen harita orada ne arıyordu?
Bu durum bana TSK içinde birbiriyle uyuşmayan fikirlerin olduğunu (ki bu normal) ve bunların bazen kısa devreye yol açtığını (ki burası kritik) düşündürüyor.
Sabah, 29 Haziran 2007
|