Elazığ E Tipi Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumunda kalan 40 tutuklu ve hükümlü üzerinde yapılan araştırmada, kronik suçluluğun, düşük öğrenim düzeyi ve okulla ilgili yaşanan ciddî sorunlarla ilişkili olduğu tesbit edildi.
Fırat Üniversitesi (FÜ) Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Zahir Kızmaz, son şartlı tahliye yasasıyla birlikte salıverilen suçlulardan bazılarının yeniden suç işleyip cezaevine dönmeleri üzerine Elazığ E Tipi Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumunda, ‘’Cezaevi Müdavimleri: İnatçı Suçlular Araştırması’’nı yapmaya karar verdiğini söyledi.
Kızmaz, araştırmada, bireylerin neden suç işlediklerini ve suç işleme eğilimi gösterdiklerini, cezaevine giren suçluların, çıktıktan sonra neden yeniden suç işlediklerini ortaya koymayı amaçladığını belirtti. Araştırmayı, mülâkat, suçlu kayıt ile dosyalarını inceleme ve anket formu uygulama şeklinde yaptığını ifade eden Kızmaz, suçluların cezaevi öncesi, cezaevi ve cezaevi sonrası dönemlerini incelediğini bildirdi.
Kızmaz’ın, tümü erkek olan 40 hükümlü ve tutuklu üzerinde yaptığı araştırmaya göre, mahkûmların yüzde 90’ının 3 ve daha fazla cezaevine girip çıktığı tespit edildi. Araştırmaya katılan ve yüzde 75’i bekâr olan suçluların yüzde 62.5’inin ailesinden ve birinci dereceden akrabalarından en az birinin suçla ilişkisi olduğu, yüzde 60’ının da aile içinde huzursuzluk, tartışma, ilgisizlik, ekonomik sıkıntı ve şiddet gibi sorunlar yaşadığı belirlendi. Suçluların yüzde 57.5’nin eğitim gördüğü okulu terk ettiği, yüzde 25’inin ise ilkokul mezunu olduğu tesbit edildi.
İLK SUÇLARI HIRSIZLIK
Araştırmada incelenen kişilerin suça ilk önce hırsızlıkla başladıkları, zamanla cinayete kadar giden bir seyir izleyebildikleri ortaya çıktı. Bu kişilerin yüzde 50’sinin 15 yaşına gelmeden suç işlemeye başladıkları belirlendi.
Araştırmayı yapan Kızmaz, bu belirlemelerin kronik suçluluğun, düşük öğrenim düzeyi ve okul ile ilgili yaşanan ciddi sorunlarla ilişkili olduğunu ortaya koyduğunu söyledi. Özellikle okuldan atılmanın gelecekteki suçluluğun ön habercisi olabileceğini vurgulayan Kızmaz, şöyle konuştu:
‘’Bu sebeple bu bireylere, daha okul döneminde iken gereken müdahalenin yapılması gerekmektedir. Bu kişilerin, okuldan atılmaları yerine aile-okul işbirliği çerçevesinde topluma kazandırılmaları yönünde çaba sergilenmelidir. Sıklıkla suç işleyen kişiler daha küçük yaşlarda suçla tanıştıkları için suçu normal karşılamaya başlıyorlar. Bu kişilerin arkadaş çevrelerinin kendileri için çok önemli olduğunu gördüm.
Araştırma esnasında suçluların arkadaşlarıyla aile ortamından daha sıcak bir hayat veya ilişki biçimini geliştirmiş olduğunu gördüm.’’
|