Çevre ve Orman Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürü Musa Demirbaş, yeni Çevre Kanunu’nun uygulanmasıyla birlikte çevre ihlâllerinin gözle görülür oranda azaldığını söyledi. Demirbaş, kanunun sadece cezalandırmayı değil, caydırarak, ikna ederek yanlıştan dönülmesini sağlamayı amaçladığını ifade etti.
Yeni çevre kanununun, üniversitelerin ilgili bölümleri ve meslek odalarının görüşleri alınarak hazırlandığını vurgulayan Demirbaş, ‘’Kanun, yürürlüğe girdiği Mayıs 2006 tarihinden bu yana yerel yönetimlere, sivil toplum örgütlerine, vatandaşlara ve sanayicilere yönelik bilgilendirme toplantıları düzenliyoruz’’ dedi.
Kanunun yeri geldiğinde yönetmeliklerle desteklenmesi ihtiyacı doğduğuna dikkati çeken Demirbaş, yönetmelik çalışmalarında da ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerine başvurulduğunu söyledi. Demirbaş, ‘’Yani, katılımcı bir yaklaşımla mevzuat hazırlıyoruz. Sadece, bakanlıkta uzmanların oturup yaptığı bir çalışma olarak kalmıyor. Çünkü uygulama işlerini, bu uygulamanın içindeki insanlar daha iyi biliyor. Onların bilgi birikimleriyle bizim arkadaşlarımızın bilgi birikimlerini sentezleyerek sonuca ulaşmaya çalışıyoruz’’ diye konuştu.
Eski çevre kanununun yeteri kadar ihtiyaçlara cevap veremediğini, bunun da beraberinde birçok sıkıntı getirdiğini vurgulayan Demirbaş, ‘’Kanundaki, bazı tanımların günün ihtiyaçlarına göre yeniden yapılması gerekiyordu’’ dedi.
YAPTIRIMLAR
Musa Demirbaş, eski çevre kanunda, çevreye yönelik işlenen suçlara ait cezaî yaptırımların yalnızca mülki amirlerce uygulanabileceği yönünde bir hüküm bulunduğunu hatırlattı. ‘’Yani bir ilde çevresel ihlâl olduğu zaman çevre il müdürümüz, kaymakam veya valinin önüne koyuyordu dosyayı’’ diyen Demirbaş, şöyle devam etti: ‘’Bu durumda da, ‘ilimizde birkaç sanayi kuruluşu var. Bunlara da ceza verirsek bu ilin istihdamı, katma değeri düşer’ gibi gerekçelerle bazı olaylara göz yumulduğu oluyordu. Çünkü bakanlık görevlilerinin ceza verme yetkisi yoktu. Dolayısıyla, çevre kirliliğinin önlemesi bakımından önceki kanun yeteri kadar etkili olamıyordu. Yeni kanun ceza verme yetkisini, bakanlık çalışanlarına verdi.
Bu aşamadan sonra bizler artık tereddüt göstermiyoruz ceza vermede. Sağlam yasal gerekçeler üzerinden hareket ediyoruz. Yasal gerekçeleri sağlam olduğu için bugüne kadar mahkemeye giden hiçbir cezanın yürütmesi durdurulmadı. Yeni Çevre Kanunu’nun uygulanmasıyla birlikte çevre ihlâllerinin gözle görülür oranda azaldığını görüyoruz.’’
Demirbaş, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten bugüne kadar olan sürede taşrada ve merkez teşkilâtta kesilen cezaların miktarlarının derlendiğini ve en kısa sürede rakamların kamuoyuna açıklanacağını söyledi.
DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ KUTLAMALARI
Dünya Çevre Günü’nün geçmişte ‘’resmî bir tören’’ gibi belirli kurumlar tarafından kutlandığını vurgulayan Demirbaş, bu durumun birkaç yıldır değiştiğini, kutlamalara özel sektörün ve yerel yönetimlerinde dahil edildiğini anlattı. Son birkaç yıldır Dünya Çevre Günü kutlamaları çerçevesinde yerel yönetimler veya özel sektör tarafından yaptırılan katı atık toplama tesislerinin açılışının yapıldığını hatırlatan Demirbaş, şunları kaydetti:
‘’Ayrıca, bakanlığın bu kömür ve hurda ithalatlarından aldığı çevre katkı payının 100 trilyon civarında olmasını bekliyoruz. Bu para, çevre faaliyeti gösteren yerel yönetim, özel sektör ve diğer kuruluşların çevre yatırımlarının teşvikinde kullanılacak. Yani sadece ihlâl edeni cezalandırmak değil, yatırım yapanı da ödüllendirmek anlamında. Bu amaçla, bir daire başkanlığı kuruldu ve yönetmelik yayımlandı.’’
|