|
|
|
Partilerde liste depremi |
Seçime girecek siyasî partilerin aday listelerini YSK’ya verme süreleri dün sona ererken, aday gösterilmeyen ya da seçilemeyecek yerden aday gösterilen partililer sıkıntı meydana getirdi. CHP’nin 149 milletvekilinden 60’tan fazlasını liste dışında bırakması, 30’a yakın milletvekilini de listenin seçilme şansı zayıf sıralarına yerleştirmesi, partide rahatsızlığa sebep oldu.
Seçime girecek siyasî partilerin aday listelerini Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) verme süreleri dün sona ererken, aday gösterilmeyen ya da seçilemeyecek yerden aday gösterilen partililer sıkıntı meydana getiriyor.
Siyasi partilerin 22 Temmuz’da yapılacak milletvekilliği seçimleri için aday listelerini dün YSK’ya teslim etti. Aday listelerininin teslim edileceği son gün YSK önünde hareketlilik görülürken, partilerde de sıcak saatler yaşandı. Aday gösterilmeyen ya da seçilemeyecek yerden aday gösterilen siyasiler partililerinde sıkıntı meydana getiriyor.
AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, listelere son şeklini vermek için evinde çalıştı. Erdoğan’ın kurmaylarıyla beraber hazırladığı liste öğleden sonra toplanan MYK’da masaya yatırıldı. MYK’da son rötuşları yapıldıktan sonra liste YSK’ya sunuldu.
AKP listelerinde kontenjan adaylarına üst sıralarda yer vermesinin, teşkilatlarda huzursuzluk oluşturduğu öğrenildi. AKP’de seçilemeyecek sırada yeralan ya da listeye giremeyen vekillerin de tepkili olduğu belirtiliyor.
CHP’DE 60 MİLLETVEKİLİ LİSTEYE GİREMEDİ
CHP’nin 149 milletvekilinden 60’tan fazlasını liste dışında bırakması, 30’a yakın milletvekilini de listenin seçilme şansı zayıf sıralarına yerleştirmesi, partide rahatsızlığa sebep oldu. Gece saatlerinde şekillenen listeler sonucunda CHP’de ANAVATAN’dan geçen Lütfullah Kayalar ve Edip Safder Gaydalı, kendi bölgelerinden birinci sırada aday gösterildi. CHP Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek, partiden aday gösterilmeyenler için artık bir değişimin gerektiğini, liste dışında kalan isimlerin ise kendilerine karşı olgun davrandığını savundu.
Listelerde, CHP Gençlik Kolları’ndan aday adayı olan hiçbir isim yer almazken ön seçim yapılan illerdeki aday sıralaması aynen korundu. İstanbul 3. bölgeden 14’üncü sıradan aday gösterilen Örsan Kunter Öymen, seçilmesinin mümkün olmadığını belirterek adaylıktan istifa etti.
CHP’de bazı önemli seçim bölgeleri ve adayların isimleri şöyle oluştu:
ANKARA
Birinci Bölge: “Önder Sav, Eşref Erdem, Emrehan Halıcı (DSP), Nesrin Baytok, Hakkı Suha Okay, Levent Gök, Veli Gündüz Şahin”
İkinci Bölge: “Yılmaz Ateş, Zekeriya Akıncı, Mücahit Pehlivan (DSP), Tekin Bingöl, Ayşe Gülsün Bilgehan”
İSTANBUL
Birinci Bölge: “İlhan Kesici, Algan Hacaloğlu, Jale Ağırbaş (DSP), Süleyman Yağız (DSP), Ali Topuz, Bayram Meral, Nur Serter, Şinasi Öktem M. Zengin, Sırrı Özbek, Berhan Şimşek”
İkinci Bölge: “Mehmet Sevigen, Mustafa Özyürek, Bihlun Tamaylilgil, Recai Birgün (DSP), Kemal Kılıçdaroğlu, Necla Arat, Çetin Sosyal, Hasan Fehmi Güneş..”
Üçüncü Bölge: “Şükrü Elekdağ, Hasan Macit (DSP), Hüseyin Mert (DSP), Mehmet Ali Özpolat, Esfender Korkmaz, Birgen Keleş, İsmet Atalay, Nuri Bedir, Zeynep Damla Gürel”
BAYKAL, ANTALYA’DAN
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, yine Antalya birinci sıradan aday oldu.
Anavatan Partisi’nden istifa ederek CHP’ye katılan, Edip Safder Gaydalı Bitlis birinci sıra, Lütfullah Kayalar da Yozgat’tan liste başı oldu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Bursa’dan liste başı gösterildi. Cevdet Selvi ise Kocaeli’nden ilk sıradan aday olması kararlaştırıldı.
KÜSKÜNLER GRUBU OLUŞACAK MI?
İktidar partisi AKP ile Anamuhalefet partisi CHP’nin listelerinde yer vermediği milletvekillerinin Meclis’te bir “küskünler grubu”nun oluşturacağı iddia ediliyor.
İttifaklara zaman kalmadı
Demokrat Parti ile Anavatan Partisi arasında iplerin kopmasının ardından merkez sağda gözler aday listelerine çevrildi. Kulislerde, merkez sağdaki birleşme hayallerinin suya düşmesine rağmen, başka ittifak senaryoları ortaya atılsa da her iki partinin yöneticileri, ittifaklara zaman kalmadığını ve seçime tek başına gireceklerini dile getirdiler.
Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan'ın adaylığından çekilmesinin ardından DYP eski Genel Başkan Yardımcısı ve eski Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Hasan Subaşı, DP Genel Muhasibi ve Genel İdare Kurulu üyesi Bahattin Şeker ve Mehmet Ali Bayar da adaylıktan çekildi.
Anavatan ile DP arasındaki iplerin tümüyle kopmasının ardından, iki partinin ittifak arayışlarına girmesi bekleniyordu. Merkez sağın ittifak yapabileceği partiler arasında da Genç Parti, Saadet Partisi ve Büyük Birlik Partisi gösteriliyordu. Kulislerde Genç Parti ile DP arasında seçim ittifakına gidileceğine yönelik iddialar ortaya atılsa da Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan’dan gelen “ittifak yapmayacakları”na ilişkin açıklama, bu iddiaları boşa çıkardı. DP kurmayları da herhangi bir partiyle ittifak yapmayacaklarını ve seçime tek başına gireceklerini bildirdi.
|
/ ANKARA
05.06.2007
|
|
|
Kızlar okumasın mı? |
Konuyla ilgili açıklamada bulunan ÖNDER Genel Başkanı Yusuf Ziya Sula, “Kızlardan din görevlisi olmayacağı ifadesi safsata. Nitekim bayanlar artık Diyanet’te müftü yardımcılığında bile görev almaya başladı” dedi. YÖK’ün imam hatiplerle ilgili her ifadesine temkinle yaklaştıklarını söyleyen Sula, “Bütün Türkiye’de kızlar okusun diye kampanyalar yapılırken imam hatip liselerindeki kızlara yönelik böyle bir açıklama artniyetlidir” şeklinde konuştu. AKDER Başkanı Dr. Refia Kızılhan da, “Eğitim oranının yükseltilmesi için özel tedbirler alınması gereken ülkemizde, kız öğrencilerin eğitimlerini olumsuz etkileyecek önerilerde bulunmak değil, meslek lisesi mezunu öğrencilerin de hak ettikleri yüksek öğretimi almaları için eşit şartlarda sınava girmelerinin sağlanması gerekmektedir” ifadeleriyle YÖK’ü eleştirdi.
“Türkiye’nin Yükseköğretim Stratejisi” raporunu kitaplaştıran YÖK’ün bu kitapta, İHL’lere kız öğrencilerin alınmasını eleştirmesi tepkilere sebep oldu.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan ÖNDER Genel Başkanı Yusuf Ziya Sula, “Kızlardan din görevlisi olmayacağı ifadesi safsata. Nitekim bayanlar artık Diyanet’te müftü yardımcılığında bile görev almaya başladı” dedi. YÖK’ün imam hatiplerle ilgili her ifadesine temkinle yaklaştıklarını söyleyen Sula, “Bizimle ilgili her açıklamalarında ‘Acaba bu okullara nasıl darbe vurabiliriz’ düşüncesi var. Maksatlı ve iyi niyetli değil. Biz YÖK’ten gelen her teklifi ilk planda doğru bile görünse şüpheyle yaklaşıyoruz. Bütün Türkiye’de kızlar okusun diye kampanyalar yapılırken imam hatip liselerindeki kızlara yönelik böyle bir açıklama artniyetlidir” şeklinde konuştu.
YÖK YETKİSİNİ AŞMAMALIDIR
AKDER başkanı Dr. Refia Kızılhan konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, “YÖK, hukuk tanımazlığını bir adım ileri getirerek, farklı katsayı uygulamasıyla üniversiteyi kazanmasını imkânsız hale getirdiği kız öğrencilerin bu okullara hiç alınmaması gerektiğini ifade etmektedir. YÖK yetkisini aşmamalıdır” dedi. Kızılhan, “Eğitim oranının yükseltilmesi için özel önlemler alınması gereken ülkemizde, kız öğrencilerin eğitimlerini olumsuz etkileyecek önerilerde bulunmak değil, meslek lisesi mezunu öğrencilerin de hak ettikleri yüksek öğretimi almaları için eşit koşullarda sınava girmelerinin sağlanması gerekmektedir.” ifadesinde bulundu.
SİYASÎ PARTİ GİBİ
“YÖK’ün bir siyasî parti gibi davrandığını görüyoruz” diyen Türkiye Diyanet ve Vakıf Görevlileri Sendikası Genel Başkanı Ahmet Yıldız da, kız erkek ayırımı yapılarak bir okulun kızlara kapatılmasını savunmanın bilim kurumu olmakla bağdaşmayacağını vurguladı.
BİR VELİ OLARAK İÇİM RAHAT
Kızlarını imam hatip lisesine gönderdiğinde içinin rahat olduğunu belirten Ekşi, “Böylece onları kaybetmiyorum. Diğer okullara çocuklarına gönderen veliler de tanıyorum. Onlar oldukça sıkıntılılar. Ben kızlarım için şu anda en uygun okul olarak imam hatip liselerini görüyorum” şeklinde konuştu.
İHL’LERİ RUHBAN OKULU
YERİNE KOYMA GAYRETİ
İmam hatip liselerinin kuruluş amacıyla ilgili kanunda, bu okulların amacının mesleğe ve yükseköğretime öğrencileri hazırlamak olarak belirtildiğini hatırlatan Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu da, “Bu okullara kız öğrenciler alınmasın demek, imam hatip liselerini ruhban okulu yerine koyma gayreti, bu okulları toplumdan kopararak belli yerlere hapsetme düşüncesinden kaynaklanmaktadır” dedi.
Gündoğdu, 2547 sayılı yasaya göre YÖK’ün böyle bir alanı olmadığına da dikkat çekti. Türkiye İmam Hatipliler Vakfı Başkanı Ahmet Ağırbaşlı ise, “YÖK’ün imam hatip liselerine karşı bir zihniyeti var. Bu sebeple farklı zamanlarda farklı yönlerden bahaneler buluyor" dedi.
|
Naciye KAYNAK
/ İSTANBUL
05.06.2007
|
|
|
Listeler YSK'da |
Siyasi partiler, milletvekili aday listelerini belirleyerek, dün Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) bildirdi. YSK’nın belirlediği seçim takvimine göre, bağımsız milletvekili adaylığı için de il seçim kurullarına dün saat 17.00’ye kadar başvuruldu.
YSK, siyasi partilerin verdikleri aday listelerini hemen incelemeye alacak ve belirleyeceği. eksiklikleri ilgili siyasi partilere bildirecek. Siyasi partiler, aday listelerindeki eksiklikleri, 8 Haziran Cuma gününe kadar tamamlayacak.
Milletvekili geçici aday listeleri, 10 Haziran Pazar günü radyo, televizyon ve Resmi Gazete’de yayımlanacak. Aynı gün geçici adaylar, ilgili il seçim kurulu ve YSK’ca doğrudan incelemeye alınacak. Bu adaylara karşı yapılacak itirazlar da incelenecek.
YSK, istifa, itiraz veya inceleme üzerine adaylıktan çıkarılanlar nedeniyle ortaya çıkan aday eksilmelerinin tamamlanmasını 15 Haziran Cuma günü siyasi partilere bildirecek.
Milletvekili aday listelerindeki eksiklikler, ilgili siyasi partilerce tamamlanarak 17 Haziran Pazar gününe kadar YSK’ya bildirilecek.
YSK, milletvekili kesin aday listelerini 20 Haziran Çarşamba günü radyo, televizyon, Resmi Gazete ve illerde ilan edecek.
|
/ ANKARA
05.06.2007
|
|
|
Yılmaz da ANAP’tan istifa etti |
Eski Başbakan Mesut Yılmaz, kurucuları arasında yer aldığı ve 11 yıl genel başkanlığını yaptığı Anavatan Partisi’nden istifa etti. Yılmaz, Rize'den bağımsız milletvekili adayı oldu.
Alınan bilgiye göre, Yılmaz, parti genel merkezine gönderdiği üyelikten istifa dilekçesinde, ‘’Kurucusu olduğum Anavatan Partisi’nden gördüğüm lüzum üzerine istifa ediyorum’’ dedi.
Yılmaz, Rize'den bağımsız milletvekili adayı oldu.
|
05.06.2007
|
|
|
Yazıcıoğlu bağımsız aday |
BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun, Sivas’tan bağımsız milletvekili adayı olacağı bildirildi.
BBP Sivas İl Teşkilatı Başkanı Mustafa Korkmaz, yaptığı açıklamada, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun, Sivas’tan bağımsız milletvekili adayı olacağını kaydetti. Korkmaz, Sivas’ın da içinde bulunduğu 15 ilde seçimlere bağımsız olarak gireceklerini, diğer illerde ise parti amblemi içerisinde katılacaklarını ifade etti.
|
05.06.2007
|
|
|
3 başlık daha müzakereye açılacak |
AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, Almanya’nın dönem başkanlığı bitmeden, Haziran sonuna doğru iyi haberler beklediklerini ifade ederek, müzakerelerde 3 başlığın daha açılmasını umduklarını kaydetti.
Türkiye-AB Troykası Dışişleri Bakanları Toplantısı, Dışişleri Bakanı Gül’ün ev sahipliğinde, AB dönem başkanı Almanya’nın Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier, bir sonraki dönem başkanı Portekiz’in Dışişleri ve İşbirliğinden Sorumlu Devlet Bakanı Joao Cravinho ve AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn’in katılımıyla Devlet Konukevinde yapıldı. Rehn, toplantının ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, sözlerine Ulus’taki terör saldırısına değinerek başladı. Rehn, “22 Mayıs’ta Ankara’daki terör saldırısı nedeniyle Türk halkıyla olan dayanışmamızı ifade etmek istiyorum. Türkiye’ye ve Türk halkına yöneltilmiş bu korkunç saldırıyı kınıyoruz ve saldırıda hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı diliyoruz. AB’nin terörle mücadelede sizin yanınızda olduğunuza emin olabilirsiniz” diye konuştu.
“AB SÜRECİNDEKİ İLERLEMEDEN
MEMNUNİYET DUYUYORUZ”
Türkiye’nin AB sürecini de değerlendiren Rehn, “AB üyelik müzakerelerinin bu yıl da ilerleme kaydediyor olmasından büyük memnuniyet duyuyoruz” diye konuştu. Almanya’nın dönem başkanlığı bitmeden, haziran sonuna doğru bu çerçevede iyi haberler beklediklerini ifade eden Rehn, 3 başlığın daha açılmasını umduklarını kaydetti. Bunun iyi bir sonuç olacağını söyleyen Rehn, ancak sürecin sadece teknik olarak müzakere başlıklarının açılmasıyla kısıtlı olmadığını, diğer taraftan Türkiye’de yapılan reformların ilerleme süreci için de çok önemli olduğunu belirtti. Rehn, teknik müzakerelerin sonuç olarak binanın duvarları ve çatısını oluşturduğunu, ancak binanın temellerinin yapılan reformlarla atıldığını ifade etti.
Bu sebeplerle bundan sonra iktidara gelecek yeni hükümetin de reform sürecini tekrar harekete geçirmesi ve etkin hale getirmesinin çok önemli olduğunu belirten Rehn, “Türkiye’deki siyasî güçler modernleşme ve reform sürecinde geniş kapsamlı bir ortak anlayış çerçevesinde hareket etmeliler. Bu sadece AB açısından değil, Türk halkının kendi çıkarına olduğu için de çok önemli. Bu süreç, modern, demokratik ve gittikçe artan oranda müreffeh bir ülkede yaşama isteğini yerine getirmek adına önemlidir” dedi.
GÜL: MÜZAKERE SÜRECİ ÖNÜNDE ENGEL YOK
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül de, AB’ye, Türkiye’nin üyelik süreci hakkında, “siyasî konular teknik müzakere sürecine karıştırılmadığı takdirde, müzakere sürecinin önünde teknik açıdan hiçbir engel görmedikleri” mesajını verdi. Kıbrıs konusunun da siyasi bir konu olarak görüşmede gündeme geldiğini kaydeden Gül, bu meselenin BM çerçevesinde çözümlenmesi gereğini vurguladıklarını ifade etti. AB Dönem Başkanı Almanya’nın Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier ise Türkiye’de önümüzdeki dönemde genel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılacağını hatırlatarak, şunları kaydetti:
“Eminim ki Türkiye’deki her kuvvet, kurum ve kuruluş kendi sorumluluğunu üstelenecektir. Umarım ki demokratik reformların sürmesi ve Türkiye’nin AB yolunda ilerlemesi konusunda başka bir alternatif olmayacaktır.”
|
/ ANKARA
05.06.2007
|
|
|
Hisarcıklıoğlu: Avrupa’daki siyasîler açıklamalarına dikkat etmeli |
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ‘’Avrupa başkentlerindeki bazı siyasetçilerin öngörüsüz politika ve demeçleri sebebiyle AB halen, Türk halkı için bir çekim merkezi olamamıştır’’ dedi.
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV), Merkezi İtalya’da bulunan Uluslararası İlişkiler Enstitüsü ‘’Istiuto Affari International (IAI)’’ ile birlikte başlattığı ‘’Avrupa Networkü’’ projesi çerçevesinde TOBB-ETÜ’de gerçekleştirilen toplantıya katıldı. Toplantının açılışında bir konuşma yapan Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin son 10 yılda hızlı bir değişim sürecine girdiğini, bu değişimin birbiriyle etkileşen iki farklı eksende iki farklı motivasyonla gerçekleştirildiğini söyledi. Bu motivasyonlardan birincisinin 2001 krizi sonrasında uygulanan reform programı ve demokratikleşme paketleri sayesinde Türkiye’nin AB’den önce resmen adaylık statüsü aldığını ve sonrasında da müzakere ülkesi olmayı başardığını kaydeden Hisarcıklıoğlu, ikinci dönüşümün ise siyasi ve sosyal eksende AB hedefi doğrultusunda yaşandığına dikkati çekti.
AB’nin bugün, dünyanın birçok güneydoğu Avrupa, Kafkasya ve hatta Doğu Akdeniz ile Kuzey Afrika ülkeleri için bir ilham kaynağı, bir çekim merkezi haline geldiğine işaret eden Hisarcıklıoğlu ‘’Üzülerek ifade etmek isterim ki, Avrupa başkentlerindeki bazı siyasetçilerin öngörüsüz politika ve demeçleri sebebiyle AB halen, Türk halkı için bir çekim merkezi olamamıştır’’ dedi. Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin 5 yıldır başarıyla sürdürdüğü reform sürecini devam ettirmek ve AB vizyonunu korumak için Avrupalı dostlardan, Türkiye’nin üyeliğine köstek değil, destek olarak katkı sağlamalarını beklediklerini kaydetti.
|
/ ANKARA
05.06.2007
|
|
|
Karakola intihar saldırısı: 8 şehit 7 yaralı |
Tunceli’nin Pülümür ilçesinde, Kocatepe Karakoluna düzenlenen saldırıda 8 asker şehit oldu, 7 asker yaralandı. Karakola araçla girerek el bombası atan teröristin öldürüldüğü bildirildi.
Alınan bilgiye göre, bir teröristin Kocatepe Karakoluna araçla girerek el bombası attıktan sonra uzun namlulu silahlarla yapılan saldırıda 8 askerin şehit olduğu, 7 askerin yaralandığı bildirildi. El bombası atan teröristin ise çatışmada öldürüldüğü kaydedildi. Yaralı askerler helikopterle Erzincan’daki Asker Hastaneye kaldırıldı. Bölgede jandarma özel harekat birliklerinin sürdürdüğü operasyonun hava destekli olarak devam ettiği öğrenildi.
|
/ TUNCELİ
05.06.2007
|
|
|
İzmir bombacısı yakalandı |
İzmir’in Bornova ilçesinde Özkanlar semtindeki pazar yerinde 1 kişinin ölümü, 15 kişinin yaralanmasına neden olan bombalı saldırıyı yaptığı iddia edilen terör örgütü PKK üyesi Ö.Y. yakalandı.
İzmir Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ekiplerinin düzenlediği operasyonla yakalanan terör örgütü PKK üyesinin Terörle Mücadele Şubesinde tutulduğu, sorgulamasının tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edileceği öğrenildi. İzmir’in Bornova İlçesi Özkanlar Semti Pazar yerinde tezgahların arka kısmına bir bisikletin üzerine poşetle bırakılan bombanın patlaması sonucu, giyim mağazası işleten aynı zamanda da pazarcılık yapan Hatem Kaval (41) ağır yaralı olarak kaldırıldığı Ege Üniversitesi Hastanesinde yaşamını yitirmiş, 15 kişi ise yaralanmıştı.
|
/ İZMİR
05.06.2007
|
|
|
Kömür ocağında göçük: 1 ölü, 1 yaralı |
Amasya’nın Merzifon ilçesindeki özel bir kömür ocağında meydana gelen göçükte 1 işçi öldü, 1 işçi yaralandı.
Edinilen bilgiye göre, Suluova kara yolu üzerinde bulunan kömür ocağında, gece vardiyası sırasında göçük meydana geldi. Göçük altında kalan işçilerden Hasan Demir (34), olay yerinde öldü. Göçükten yaralı olarak çıkarılan Mehmet Dora (35), Merzifon Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı. Yetkililer, göçük altında kimsenin bulunmadığını ve olayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğünü söylediler.
|
/ MERZİFON
05.06.2007
|
|
|
Solmaz: Böyle bir açıklama yapmadım |
İmam Hatip Liseleri (İHL) Mezunları ve Mensupları Derneği eski Başkanı İbrahim Solmaz, İmam Hatip Lisesi pilav gününde ‘’Diğer okullarda fuhuş var, uyuşturucu var, İHL’de bunlar yok’’ diye açıklama yapmadığını belirterek, konuyla ilgili yasal işlem başlatacaklarını bildirdi.
Yaptığı açıklamada, bazı gazetelerde Antalya İmam Hatip Lisesinin pilav gününde ‘’Diğer okullarda fuhuş var, uyuşturucu var, İHL’de bunlar yok’’ dediği yönünde haberlerin yer aldığını ifade eden Solmaz, aslında ‘’Liselerde şiddet olayları var ve ahlâkî çöküntü son yıllarda hızlı bir artış gösteriyor ama imam hatiplerde bunun nispeten daha az olduğunu görüyoruz’’ dediğini ve bunu yıllardır söylediğini savundu.
Solmaz, ‘’imam hatip lisesinde okuyan veya bu okullara çocuklarını gönderen velilerin kahraman olduğu’’ sözlerinin arkasında olduğunu belirterek, imam hatip liselerinden mezun olan öğrencilerin üniversite sınavına girerken diğer öğrencilerden 50 puan geriden başladığını söyledi. İbrahim Solmaz, gazetelerde yer alan ‘’İmam hatip liseleri dışındaki okullarda fuhuş var’’ ifadesini kullanmadığını yineleyerek, ‘’Bir deli bile bu cümleyi söylemez. Böyle bir şey söz konusu değil. Olay, çarpıtmadan başka bir şey değil’’ diye konuştu. Solmaz, konuyla ilgili gerekli mercilere başvurduklarını, yapılan haberlerle ilgili yasal işlem başlatacaklarını kaydetti.
|
/ ANTALYA
05.06.2007
|
|
|
42.5 milyon seçmen, 158 bin 700 sandıkta oy kullanacak |
Milletvekili genel seçiminde 42 milyon 533 bin 41 seçmen, 158 bin 700 sandıkta oy kullanacak. Yüksek Seçim Kurulu, 22 Temmuz 2007 tarihinde yapılacak milletvekili genel seçimine ilişkin kayıtlı seçmen ve sandık sayılarını belirledi. Kayıtlı seçmen sayısı bakımından ilk üç sırada yer alan iller İstanbul, Ankara ve İzmir olurken, Kilis 63 bin 132 seçmenle son sırada yer aldı.
Alınan bilgiye göre, İstanbul’da 7 milyon 400 bin 172, Ankara’da 2 milyon 919 bin 143, İzmir’de 2 milyon 526 bin 569 kayıtlı seçmen bulunuyor. 3 Kasım 2002’de yapılan milletvekili genel seçimlerinde İstanbul’da 7 milyon 159 bin 151, Ankara’da 2 milyon 698 bin 870, İzmir’de ise 2 milyon 423 bin 285 kayıtlı seçmen bulunuyordu.
22 Temmuz’da yapılacak seçimde illerin çıkaracakları milletvekilleri sayıları da şöyle: ‘’Adana: 14, Adıyaman: 5, Afyon: 7, Ağrı: 5, Amasya: 3,Ankara: 29, Antalya: 13, Artvin: 2, Aydın: 8, Balıkesir: 8, Bilecik: 2, Bingöl: 3, Bitlis: 4, Bolu: 3, Burdur: 3, Bursa: 16, Çanakkale: 4, Çankırı: 3, Çorum: 5, Denizli: 7, Diyarbakır: 10, Edirne: 4, Elazığ: 5, Erzincan: 3, Erzurum: 7, Eskişehir: 6, Gaziantep: 10, Giresun: 5, Gümüşhane 2, Hakkari: 3, Hatay 10, Isparta: 5, Mersin: 12, İstanbul: 70, İzmir: 24, Kars: 3, Kastamonu: 4, Kayseri: 8, Kırklareli: 3, Kırşehir: 3, Kocaeli: 9, Konya: 16, Kütahya: 6, Malatya: 7, Manisa: 10, Kahramanmaraş: 8,
Mardin: 6, Muğla: 6, Muş: 4, Nevşehir: 3, Niğde: 3, Ordu: 7, Rize: 3, Sakarya: 6, Samsun: 9, Siirt: 3, Sinop: 3, Sivas: 6, Tekirdağ 5, Tokat: 7, Trabzon: 8, Tunceli: 2, Şanlıurfa: 11, Uşak: 3, Van: 7, Yozgat: 6, Zonguldak: 5, Aksaray: 4, Bayburt: 2, Karaman: 3, Kırıkkale: 4, Batman: 4, Şırnak: 3, Bartın: 2, Ardahan: 2, Iğdır: 2, Yalova: 2, Karabük: 3, Kilis: 2, Osmaniye: 4, Düzce: 3.’’
|
/ ANKARA
05.06.2007
|
|
|
Sağanak yağış hayatı olumsuz etkiliyor |
Ağrı’da etkili olan sağanak yağış hayatı olumsuz etkilemeye devam ediyor. Dün aniden bastıran sağanak yağıştan dolayı meydana gelen selde birçok evde hasar meydana geldi.
Çukuralan köyünde dün akşam saatlerinde başlayan sağanak yağış sele dönüştü. Köyde bulunan 15 ev su altında kalırken, eşyalar kullanılmaz hale geldi. Birçok aile çadırda hayatını sürdürürken, yağmur sebebiyle oluşan sel, köydeki vatandaşlara zor anlar yaşattı. Sel mağduru olan köylülerden İhsan Kaçmaz, her yıl bu tür afetlerle karşılaştıklarını söylerken, “Bu yıl ikinci defa sel yüzünden köyde mahsur kaldık. Şu anda evlerimizi kullanamıyoruz, ne yorganımız ne de yatağımız var, yetkililerden yardım bekliyoruz” dedi. Geçtiğimiz günlerde meydana gelen selde, Kızılay tarafından 21 adet çadır dağıtılmış, köylülerin bir bölümü bu çadırlarda hayatlarını sürdürmeye başlamıştı.
|
/ AĞRI
05.06.2007
|
|
|
Çatılara bahçe talimatı |
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul’un sera etkisinden kurtulması için KİPTAŞ’ın bundan sonra yapacağı konutların çatılarını bahçe yapması için talimat verdiğini bildirdi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, uydulardan ve radar görüntülerinden yağmur bulutlarının İstanbul’a geldiğini tesbit ettiklerini, ancak yağmur bırakmadan gittiklerini söyledi.
Bunun sebebinin İstanbul’daki sera etkisi olduğunu ifade eden Topbaş, ‘’Havadaki karbondioksit sera etkisi yapıyor. Dünya standartlarının altında ama artarsa daha büyük tehlike. İstanbul’u sera etkisinden kurtarmak için KİPTAŞ’ın bundan sonra yapacağı konutların çatılarını bahçe yapması için talimat verdim’’ dedi.
Topbaş, bunun ilk uygulamasının Zeytinburnu Sümer Mahallesi’nde yapılacak deprem konutları ile Maltepe’de yapılacak konutlarda olacağını kaydetti. Yapılacak konut sayısının 10 bin olduğunu belirten Topbaş, ‘’İlk aşamada bu ciddî bir rakam. İzolasyon malzemeleri çok gelişti. Artık çatılarda yüzme havuzları yapılıyor. Toprak çok kıymetli. Birtakım hafifletici malzemelerle teraslar da bahçe haline getirilirse, müthiş bir İstanbul’u birlikte ortaya çıkarırız. Sera etkisini minimize etmek, saygılı yapılar yapmak konumundayız’’ diye konuştu.
Topbaş, vatandaşların da çatılarını bahçe şeklinde yapmalarını teşvik etmek amacıyla İmar Yönetmeliği’nde değişiklik yapacaklarını bildirdi.
Teras ve bahçelerin sulanması için yağmur sularının depolanmasını öneren Topbaş, artık tehlike çanlarının çaldığını, suya erişimden, hayat alanlarının tehdidine kadar çevre kirliliğinden kaynaklanan birçok hastalığın ortaya çıktığını söyledi. Topbaş, deniz suyundan içme ve kullanma suyu elde etmek için teklifler aldıklarını ve bu çalışmaların da yapıldığını belirtti.
“HER ŞEY CEZA DEĞİL’’
İstanbul’u susuz bırakmayacaklarını, ama İstanbullu’nun da bir şehirlinin davranış biçimlerini benimsemesi ve biraz daha suyu tasarruflu kullanması halinde bir problem kalmayacağını ifade eden Topbaş, bunu sağlamak için TEMA ile birlikte üst geçitlere bu konuda ilânlar koyacaklarını söyledi. TEMA’nın bu konuda birkaç dakikalık küçük metrajlı film de hazırladığını belirten Topbaş, bu filmin hem televizyonlarda hem de sinemalarda yayınlanacağını kaydetti.
Topbaş, şöyle konuştu: “Musluğu şelale gibi kullanmak yerine dikkatli kullanmak, her zaman dokunduğumuz zaman suya erişebilmek önemli. Kısıntılara gittiğimiz takdirde haftada birkaç gün suyun akmadığını düşünün. Geçmişte olduğu gibi. Bunu İstanbullu yaşadı. Suyu bulamayacaksınız, birtakım bidonlarda depolarda hijyen olmayan şartlarda buna erişeceksiniz. Ama biz istiyoruz ki istediğiniz zaman musluğunuzda suya ulaşın, ama dikkatli kullanın. Bunu İstanbullular’da görmeye başladık. Her şey ceza değil. Kısıtlamalarla, ceza ile bu işi çözersiniz. O değil. Yaşam etkilenmesin ama dikkat edilsin.’’
|
/ İSTANBUL
05.06.2007
|
|
|
Nerede oy kullanacağım? |
Vatandaşlar, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) internet sitesinde belirtilen alana TC Kimlik Numaralarını girerek nerede oy kullanacaklarını öğrenebiliyor.
Oluşturulan ‘’Bilgisayar Destekli Seçmen Kütüğü Sistemi (SEÇSİS)’’ ile Türkiye genelindeki seçmenleri bilgisayar ortamına kaydeden YSK, internet sitesi aracılığıyla da vatandaşların muhtarlıklara gitmeden de bilgilerini kontrol edebilmelerini sağlıyor.
Seçmen bilgilerini, belirlenen süre içinde muhtarlıkların yanı sıra YSK’nın ‘’www.ysk.gov.tr’’ internet adresinden kontrol edebilen vatandaşlar, nerede oy kullanacaklarını da aynı siteden görebilecek.
YSK internet sitesindeki ‘’Nerede oy kullanacağım’’ yazılı bölüme girilerek, TC kimlik numarasının yazılması halinde, kişinin adı, soyadı, anne, baba adı, adresinin yanı sıra oy vereceği yer ve oy vereceği sandık numarası görülebiliyor.
|
/ ANKARA
05.06.2007
|
|
|
Yargıda teknoloji devri |
Adalet Bakanlığı Müsteşar Vekili Osman Bölükbaşı, Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) ile yargıda hızlılığı, şeffaflığı, verimliliği ve tasarrufu hedeflediklerini belirtti.
Bölükbaşı, UYAP Vizyonu Semineri’nin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin, birçok alanda olduğu gibi yargı alanında da teknolojinin bütün imkânlarını kullanarak gerekli sistemleri kurduğunu ifade ederek, UYAP’ın bilgi teknolojileri konusundaki en başarılı projelerden biri olduğunu söyledi. Bölükbaşı, UYAP sayesinde kamudaki klasik yazışmaların yerini elektronik ortamda bilgi ve belge aktarımına bıraktığına işaret ederek, projeyle yargıda hızlılığı, şeffaflığı, verimliliği ve tasarrufu hedeflediklerini kaydetti. UYAP sayesinde tüm adli birimler arasında bilgi paylaşımının yanı sıra uzaktan denetim ve personelin performansının takibinin de sağlandığını anlatan Bölükbaşı, sistemle temas halindeki çok sayıda kurum ve kuruluşla da enformasyon alışverişinde bulunulabildiğini dile getirdi. Bölükbaşı, şu anda Türkiye genelindeki adli birimlerin yüzde 85’inde işletilebilen sistemin, kısa sürede bütün adlî birimlerde uygulanabilir hale geleceğini sözlerine ekledi.
|
/ ANKARA
05.06.2007
|
|
|
Yaşlıların maaş çilesi sürüyor |
Gaziantep’te yaşlı ve engelli vatandaşlar, 3 ayda bir aldıkları maaş için banka önünde kuyruklar oluşturdu. Vatandaşlar hep birlikte içeriye girmek isteyince izdiham yaşandı.
Sabahın erken saatlerinden itibaren Ziraat Bankası Karşıkaya Şubesi önüne gelen yaşlı ve engelli vatandaşlar arasında zaman zaman sıra yüzünden gerginlik yaşandı. Bir an önce maaşlarını almak isteyen vatandaşlar, hep birlikte içeriye girmek isteyince izdiham yaşandı. 3 ayda bir ödenen yaklaşık 220 YTL’lik maaşlarını almak için mücadele eden vatandaşların izdihamı sırasında bazı yaşlılar ezilme tehlikesi geçirdi.
Bazı vatandaşların bankaya küçük çocuklarıyla gelmesi ise dikkat çekti. Yaşanan izdiham, annelerinin kucağında bulunan çocukların korkarak ağlamasına sebep oldu. İzdihamı önlemeye çalışan banka görevlileri de zor anlar yaşadı. Vatandaşlar, 3 ayda bir benzer sıkıntıları yaşadıklarını belirterek, yetkililerden soruna bir çözüm bulmalarını istedi.
|
/ GAZİANTEP
05.06.2007
|
|
|
Keneler 7 kişiyi hastahanelik etti |
Yozgat ve ilçelerinde 7 kişi kene ısırması sonucu hastaneye kaldırıldı. İlk tedavileri yapılan hastalar kesin teşhis için Ankara’ya sevk edildi.
Yozgat’ta kene ısırmalarına bağlı şikâyetler her geçen gün artıyor. Hafta sonunda Yozgat ve ilçelerinde 7 kişi kene ısırması sonucu hastahaneye müracaat etti. Hastahaneye müracaat eden vatandaşlar, ilk tedavinin ardından Ankara Numune Hastanesi’ne sevk edildi.
Yozgat Valisi Amir Çiçek, geçen hafta bir genelge yayınlayarak kene ısırmaları konusunda vatandaşları uyarmıştı.
|
/ YOZGAT
05.06.2007
|
|
|
Türkçeye yönelik millî politikamız yok |
Türkçedeki Bozulma ve Yabancılaşmanın Araştırılması, Türkçenin Korunması ve Etkin Kullanımı İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan TBMM Araştırma Komisyonu Başkanı Ekrem Erdem, Komisyon olarak, Türkçeye yönelik millî bir dil politikası olmadığını belirlediklerini söyledi.
Erdem, Komisyon üyesi AKP’li milletvekilleriyle TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, çalışmalarını tamamladıklarını ve geçen Cuma günü raporlarını Meclis Başkanlığına sunduklarını söyledi Türkçenin, dünyanın en büyük ve en güçlü dillerinden biri olduğunu belirten Erdem, dünyada en çok kullanılan diller sıralamasında Çincenin birinci, Türkçenin beşinci sırada olduğunu, coğrafi duruma bakıldığında ise Türkçenin Çinceden daha geniş bir alanda konuşulduğunu anlattı. Türkçenin, diğer diller üzerinde cidd8 bir etkisi olduğunu, diğer dillerden kelime alıp kelime verdiğini belirten Erdem, Türkçenin ayrıca tarih boyunca devlet ve bilim dili olduğunu dile getirerek, zengin bir dil olan Türkçenin, İngilizceden aşağıda olmadığının toplum tarafından bilinmediğini söyledi. Çalışmalara başladıklarında Türkiye’de tabelaların konuşulduğunu, ancak kendilerinin dilde daha derin konular gördüklerini ve ‘’dilin resmini çektiklerini’’ ifade eden Erdem, raporun sonuç kısmında kurumlara düşen görevleri tek tek belirlediklerini kaydetti. Erdem, ‘’Türkçeye yönelik millî bir dil politikamızın olmadığını tesbit ettik. Bunun için milli bir dil politikası belirlenmesi ve bu politikayı belirleyecek bir kurumun kurulmasını önerdik’’ dedi.
|
/ ANKARA
05.06.2007
|
|
|
Kızılay’a kan bağışları arttı |
Türk Kızılayı’na 2006 yılında yapılan kan bağışları yüzde 47 oranında artarak, 502 bin 102’e ulaştı. Türk Kızılayı tarafından 2005-2006 yılları arasında kan bağışı, bağışların dağılımı ve üretim oranlarıyla ilgili çalışma sonuçları açıklandı.
Buna göre, 2005 yılında toplam kan bağışı sayısı 342 bin 146 olarak gerçekleşti. Bu rakam 2006 yılında yüzde 47’lik bir artış ile 502 bin 102’e ulaştı. Aynı dönemde eritrosit süspansiyonu, taze donmuş plazma, trombosit süspansiyonu üretim miktarlarındaki artış oranı ise yüzde 38 oldu. Kan teminine yönelik yürüttüğü çalışmalar kapsamında gezici kan alma ekipleri sayısını sürekli arttıran Türk Kızılayı, 2004 yılında bin 886 olan gezici kan alma ekip sayısını 2005 yılında 3 bin 187’ye, 2006 yılında ise 8 bin 304’e yükseltti. 2005-2006 yılı verilerine göre, kan bağışındaki sivil-asker oranlarında sivil kan bağışlarının oranının arttığı gözlendi.
|
/ ANKARA
05.06.2007
|
|
|
Boğulmalara dikkat! |
Adana’da, yılda ortalama 17 kişinin sulama kanallarında boğulduğu bildirildi. Adana Emniyet Müdürlüğü Toplum Destekli Polislik Büro Amirliği tarafından ‘’www.adana.pol.tr’’ adresli internet sitesinden yapılan uyarılarda, Adana’nın boğulma olaylarının çok fazla yaşandığı bir il olduğu belirtildi.
Yılda ortalama 17 kişinin boğulduğu, bunların çoğunun çocuklar olduğu kaydedildi. Adana Emniyet Müdürlüğü olarak sulama kanallarında yüzmek isteyen çocukların polisiye tedbirlerle engellenmeye çalışıldığı, ancak kanalların çok uzun olması sebebiyle bu çabaların bazen yetersiz kaldığı bildirildi.
Yılın ilk 5 ayında şehirde 4 kişinin boğulduğu belirtilerek, ailelerin bu konuda üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmeleri gerektiğine dikkat çekildi.
|
/ ADANA
05.06.2007
|
|
|
Okul önlerinde sigara satılamayacak |
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, 18 yaşından küçüklere sigara satışı ile okul önleri ve çevresinde sigara satılmaması konusunda gerekli tedbirlerin alınmasını istedi. Akdağ, Ulusal Tütün Kontrol Programı’nın hayata geçirilmesi talimatını verdi.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, il sağlık müdürlüklerine gönderdiği genelgede; Ulusal Tütün Kontrol Programı’nın uygulanması için gerekli tedbirlerin alınması talimatını verdi. Sigara kullanımının pek çok öldürücü hastalığın meydana gelmesine yol açtığını belirten Akdağ, Ulusal Tütün Kontrol Programı’nın. sigara tüketiminin kontrol altına alınarak vatandaşların özellikle de gençlerin korunması amacıyla hazırlandığını hatırlattı.
Akdağ bu çerçevede; her ilde İl Tütün Kontrol Kurulu oluşturulması talimatını verdi. Sigara ve diğer tütün mamülleri ile yapılan ve yapılacak olan mücadelenin bu kurul koordinesinde yürütülmesini isteyen Akdağ, “İlde bulunan tüm kamu kuruluşları ile kamu görevi yürüten kurumlarda sigara içme yerlerinin ayrılarak, buralar dışındaki kapalı mekânlarda sigara içilmesinin engellenmesi gerekmektedir.” dedi. Akdağ, 18 yaşından küçüklere sigara satışı ile okul önleri ve çevresinde sigara satılmaması konusunda gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini vurguladı.
|
/ ANKARA
05.06.2007
|
|
|
Ses hastalıklarına lazerli tedâvi |
Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Bölüm Şefi Doç. Dr. N. Tan Ergin; medikal tedavi ile başarı sağlanamayan ses hastalıklarının, lazer ile tedavi edilebileceğini belirtti.
Doç. Dr. Ergin, profesyonel iş hayatında yoğun olarak sesini kullanan; ses sanatçıları, öğretmenler, call center çalışanları, sürekli olarak iş konuşmaları yapan ve konferans veren kişilerde ses hastalıklarına sıklıkla rastlanabildiğini dile getirdi. Risk taşıyan kişilerin sigara kullanmaları, kronik üst solunum yolları enfeksiyonu ile reflü hastası olmaları halinde; ses hastalıkları daha belirgin görüldüğünü dile getiren Ergin, “Ses sorunlarına yol açan; kimyasal madde, boya veya tebeşir tozu gibi etkenler de boğaz ve ses tellerini irite (tahriş) ediyor. Özellikle yüksek tondaki uzun süreli konuşmalar, ses tellerinde şişmeye (ödem) ve küçük kanamalara yol açıyor” diye konuştu.
SİGARA SES KISIKLIĞINA DA SEBEP OLUYOR
Ses tellerinde gelişmiş olan; nodül, polip, kist, granülom ve yapışıklık gibi rahatsızlıklar ile ses tellerinin felçlerinde lazer tedâvisinden yararlanıldığını belirten Doç. Dr. Ergin, “Ses kısıklığı, öksürük, boğazda yabancı cisim hissi şikâyeti ile belirmekle birlikte; hayatî tehlike arz eden gırtlak kanserleri de ses tellerinde ortaya çıkan hastalıklar arasında yer alıyor. Erken dönem gırtlak kanserinin tedâvisinde de etkin bir yöntem olarak kullanılıyor” dedi.
Ergin, müdahalenin ses teline zarar vermeden yapılabilmesine imkân veren lazer yönteminde; hastaların operasyon sonrası, hastaneye yatmalarına gerek olmadığına işaret ederek, “Beslenme açısından da bir kısıtlamanın bulunmadığı bu operasyonların sonrasındaki birkaç gün sesin kullanımına dikkat etmek uzun, yorucu ve yüksek tonda konuşmalar yapmaktan sakınmak gerekiyor” uyarısında bulundu.
Ergin şunları kaydetti: “Cerrahi müdahalelerin gerekebileceği ses hastalıkları ile karşılaşmamak için ses kullanımına dikkat edilmesi; uzun süreli konuşmaların yapıldığı durumlarda, zaman zaman konuşmaya kısa aralar verilmesi; su içilmesi gerekiyor.”
|
Yeni Asya
/ İSTANBUL
05.06.2007
|
|
|
Bedensel engelliler çevre için yarıştı |
Bağcılar Belediyesinin geleneksel çevre faaliyetleri devam ediyor. Geçtiğimiz Pazar günü Bağcılar Belediye Stadyumunda yapılan yarışmalara bedensel engelliler de katıldı.
Erkek ve bayan kategorilerinde yapılan yarışmada, engelliler hem çevreye karşı duyarlı olmak hem de engelli durumlarının sosyal hayattan kopmalarına engel olmadığı mesajını vermeye çalıştılar.
Yarışma sonunda verilen teşvik ödüllerini de almak için kıyasıya yarışan engellilerden Birol Tamar erkek kategorisinde, Hamide Kurt ise bayanlar kategorisinde birinci oldular. Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı’nın da katıldığı yarışma sonunda birincilere bin YTL, ikincilere 800 YTL ve üçüncülere ise 600 YTL para olmak üzere çeşitli hediyeler verildi.
|
Yeni Asya
/ İSTANBUL
05.06.2007
|
|
|
Namaz yasağına turistlerden tepki |
Antalya’nın Alanya ilçesinde yabancı turistler, gazete ve televizyonlarda çıkan ‘Lisede namaz skandalı’ haberlerine tepki gösterdi.
Demokrasi ile yönetilen bir ülkede herkesin din, ibadet ve vicdan bakımından özgür olduğunu dile getiren turistler, “Müslümanlığı hoşgörü ve barış dini olarak tanıyoruz. Edindiğimiz bilgilere göre namaz İslâmın şartlarından biri. Yüzde 90’ı Müslüman olan bir ülkede bu tür haberlerin yapılması yanlış.” dedi. Alanya’da tatil yapan Alman turist Manuela Lucke (46), Türk medyasında çıkan ibadete saldırı gibi haberleri kınadığını söyledi. Herkesin kendi dinine ve inancına göre, istediği yerde ibadet yapabilmesi gerektiğinin altını çizen Alman Luck, okuyan çocuklara dinini yaşayabilmesi için imkân verilmesi gerekirken, bir öğrencinin okulda namaz kılmasının haber konusu olmasını doğru bulmadığını vurguladı.
“İslâmın şartlarından birinin ‘Namaz kılmak’ olduğunu öğrendiğimde habere tepkim daha da arttı.” diyen Luck, “Almanya’da hiç kimse yaptığı ibadet veya inancından dolayı dışlanmıyor ve haber konusu olmuyor. Ayrıca Almanya’da her öğrenci okulda din dersi alıyor. Kendi dinini iyi öğrenmesi ve yaşaması için imkânlar sunuluyor. Türk medyasında gördüğüm ‘İbadete saldırı’ amacındaki haberleri kınıyorum.” diye konuştu. Alman vatandaşı Ömer Özsoy (42) ise ‘Lisede namaz skandalı’ konulu haberi internette yabancı bir sitede okuduğunu söyledi. Yapılan haberin Müslümanlığı ve İslâmı küçük düşürücü nitelikte olduğunu ifade eden Özsoy, yurt dışında yaşayanların, Müslümanlığı hoşgörü ve barış dini olarak tanıdığının altını çizdi. Bu tür haberlerin Avrupa basınına yansımasının çok kötü olacağını hatırlatan Özsoy, “Bu haber yurt dışında yaşayan Müslümanları sıkıntıya sokabilir. Yabancıların Müslümanlığa bakış açısı değişebilir. Eğer Müslüman bir ülkede insanlar istediği gibi ibadet edemiyorsa bizim Avrupa’da İslâmı yaşamamız çok zor. Avrupalılar bu tür haberleri okudukca Müslümanlara çok farklı bakıyor.” diye konuştu.
Tatil yapmak için Alanya’ya gelen Danimarkalı Michael Haar (25) da, ibadetlerini yapabilmek için uygun ortam oluşturan öğrencilerin haber yapılmasına anlam veremediğini söyledi. Derslerini aksatmadan okulda ibadetini yerine getiren öğrencilere herkesin saygılı olması gerektiğini vurgulayan Danimarkalı turist, insanların ibadetlerinin haber konusu yapılmasının düşündürücü olduğunun altını çizdi. İbadetle ilgili konuların haber yapılmasının doğru olmadığını kaydeden Haar, “Herkes din ve vicdan olarak özgürdür. Türkiye demokrasi ile yönetilen bir ülke. Namaz kılmak da bir dinî ihtiyaç. Danimarka’da çocuklarımıza dinimizi çok küçük yaşlarda öğretiyoruz. Okuldaki öğretmenler de buna yardımcı oluyorlar. Ayrıca herkes istediği yerde ibadetini yapabiliyor. Sonuçta insan kötü bir şey yapmıyor. İnançlarına göre hareket ediyor. Gazetelerde çıkan haberi tenkit ediyorum.” şeklinde konuştu.
“İNGİLTERE’DE OKULLARDA
İBADET YERLERİ VAR”
11 yıldır Alanya’da yerleşik olarak yaşayan İngiliz Lynda Cuntz ise yüzde 98’i Müslüman olan bir ülkede “dini istismar eden” haberi yapanları kınadığını söyledi. İngiltere’de eğitim gören çocuğunun okuduğu okulda ibadet yerlerinin bulunduğunu hatırlatan Cuntz, “İngiltere’de çocuklarımızın din ve diğer ihtiyaçlarını yerine getirebilmesi için her türlü imkânlar oluşturulmuş. Türkiye’de ise bunun tersi yaşanıyor. Çocukların inançlarına göre yaşaması engellenmeye çalışılıyor. Bu yönde yapılan haberler bence yanlış. Her ülkede herkes istediği gibi istediği yerde ibadetini yapma özgürlüğüne sahiptir.” dedi.
Sahilde Büfe işleten Adem Güven ise yazılı ve görsel basında çıkan ‘Lisede namaz skandalı’ haberlerine turistlerin tepki gösterdiğini anlattı. Çocukların okulda da ibadetlerini yerine getirebilmelerini yabancı vatandaşların normal karşıladığını aktaran Güven, “Herkes kendi ülkesinde ibadetini istediği ortamda yapabilmeli. Biz eğer Müslüman bir ülkede yaşıyorsak, kardeşlerimiz, bacılarımız, analarımız, çocuklarımız istediği gibi ibadetlerini yapabilme hakkına sahip olabilmelidirler. Demokrasi diye haykırarak sokağa dökülen milyonlarca insana soruyorum. Nerede bu demokrasi? Benim kız kardeşim, benim çocuğum Allah’a inanarak okulda ibadetini yaptığı için suçlanıyorsa bu demokrasiyi ben anlayamıyorum.” ifadelerini kullandı.
|
05.06.2007
|
|
|
Sahibi de Coca Cola’nın içindekileri bilmiyor |
Coca Cola’nın iki numaralı ismi Muhtar Kent, bir şehir efsanesine dönüşen kolanın formülünü kendisinin de bilmediğini ancak öğrenmek için zaman da harcamadığını söyledi.
Ceo Nevill Isdell’den sonra Coca Cola’nın iki numaralı ismi Muhtar Kent, bir şehir efsanesine dönüşen kolanın formülünü kendisinin de bilmediğini, ancak öğrenmek için zaman da harcamadığını söyledi. Dünyanın en bilinen şirketleri arasında yer alan ve 200’den fazla ülkeden faaliyet gösteren Coca-Cola’nın icra kurulu başkanı Kent, şirketin Atlanta’daki merkezinde Sabah’ın sorularını cevapladı.
Kent, 200’den fazla ülkede Coca Cola içtiklerini, yaklaşık 250 mililitrelik bardaklarla hesaplandığında günde 1.4 milyar bardak Cola ürünlerinin tüketildiğini kaydetti. Coca-Cola’nın formülünü bilmediğini kaydeden Kent, “Bu formül belli bir sistem içinde saklanıyor, bu işle ilgili herkes kendi sorumluluk alanında olan kısmını biliyor. Aslında formül için uygulanan bu sistem, bizim tüm işimizin başarısıyla da ilgili” diye konuştu. Kent, normal günlerde genelde yarım litreye yakın kendi ürünlerinden içtiğini kaydetti.
Kent, “Türk’ün Türkten başka dostu yoktur” ve “yabancılar Türkleri sevmez” gibi inanışlara katılmadığını, yabancı birinin yurtdışında zorluk yaşamasının tabii olduğunu söyledi.
|
05.06.2007
|
|
|
Çevre ihlâlleri azalıyor |
Çevre ve Orman Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürü Musa Demirbaş, yeni Çevre Kanunu’nun uygulanmasıyla birlikte çevre ihlâllerinin gözle görülür oranda azaldığını söyledi. Demirbaş, kanunun sadece cezalandırmayı değil, caydırarak, ikna ederek yanlıştan dönülmesini sağlamayı amaçladığını ifade etti.
Yeni çevre kanununun, üniversitelerin ilgili bölümleri ve meslek odalarının görüşleri alınarak hazırlandığını vurgulayan Demirbaş, ‘’Kanun, yürürlüğe girdiği Mayıs 2006 tarihinden bu yana yerel yönetimlere, sivil toplum örgütlerine, vatandaşlara ve sanayicilere yönelik bilgilendirme toplantıları düzenliyoruz’’ dedi.
Kanunun yeri geldiğinde yönetmeliklerle desteklenmesi ihtiyacı doğduğuna dikkati çeken Demirbaş, yönetmelik çalışmalarında da ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerine başvurulduğunu söyledi. Demirbaş, ‘’Yani, katılımcı bir yaklaşımla mevzuat hazırlıyoruz. Sadece, bakanlıkta uzmanların oturup yaptığı bir çalışma olarak kalmıyor. Çünkü uygulama işlerini, bu uygulamanın içindeki insanlar daha iyi biliyor. Onların bilgi birikimleriyle bizim arkadaşlarımızın bilgi birikimlerini sentezleyerek sonuca ulaşmaya çalışıyoruz’’ diye konuştu.
Eski çevre kanununun yeteri kadar ihtiyaçlara cevap veremediğini, bunun da beraberinde birçok sıkıntı getirdiğini vurgulayan Demirbaş, ‘’Kanundaki, bazı tanımların günün ihtiyaçlarına göre yeniden yapılması gerekiyordu’’ dedi.
YAPTIRIMLAR
Musa Demirbaş, eski çevre kanunda, çevreye yönelik işlenen suçlara ait cezaî yaptırımların yalnızca mülki amirlerce uygulanabileceği yönünde bir hüküm bulunduğunu hatırlattı. ‘’Yani bir ilde çevresel ihlâl olduğu zaman çevre il müdürümüz, kaymakam veya valinin önüne koyuyordu dosyayı’’ diyen Demirbaş, şöyle devam etti: ‘’Bu durumda da, ‘ilimizde birkaç sanayi kuruluşu var. Bunlara da ceza verirsek bu ilin istihdamı, katma değeri düşer’ gibi gerekçelerle bazı olaylara göz yumulduğu oluyordu. Çünkü bakanlık görevlilerinin ceza verme yetkisi yoktu. Dolayısıyla, çevre kirliliğinin önlemesi bakımından önceki kanun yeteri kadar etkili olamıyordu. Yeni kanun ceza verme yetkisini, bakanlık çalışanlarına verdi.
Bu aşamadan sonra bizler artık tereddüt göstermiyoruz ceza vermede. Sağlam yasal gerekçeler üzerinden hareket ediyoruz. Yasal gerekçeleri sağlam olduğu için bugüne kadar mahkemeye giden hiçbir cezanın yürütmesi durdurulmadı. Yeni Çevre Kanunu’nun uygulanmasıyla birlikte çevre ihlâllerinin gözle görülür oranda azaldığını görüyoruz.’’
Demirbaş, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten bugüne kadar olan sürede taşrada ve merkez teşkilâtta kesilen cezaların miktarlarının derlendiğini ve en kısa sürede rakamların kamuoyuna açıklanacağını söyledi.
DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ KUTLAMALARI
Dünya Çevre Günü’nün geçmişte ‘’resmî bir tören’’ gibi belirli kurumlar tarafından kutlandığını vurgulayan Demirbaş, bu durumun birkaç yıldır değiştiğini, kutlamalara özel sektörün ve yerel yönetimlerinde dahil edildiğini anlattı. Son birkaç yıldır Dünya Çevre Günü kutlamaları çerçevesinde yerel yönetimler veya özel sektör tarafından yaptırılan katı atık toplama tesislerinin açılışının yapıldığını hatırlatan Demirbaş, şunları kaydetti:
‘’Ayrıca, bakanlığın bu kömür ve hurda ithalatlarından aldığı çevre katkı payının 100 trilyon civarında olmasını bekliyoruz. Bu para, çevre faaliyeti gösteren yerel yönetim, özel sektör ve diğer kuruluşların çevre yatırımlarının teşvikinde kullanılacak. Yani sadece ihlâl edeni cezalandırmak değil, yatırım yapanı da ödüllendirmek anlamında. Bu amaçla, bir daire başkanlığı kuruldu ve yönetmelik yayımlandı.’’
|
05.06.2007
|
|
|
|