Son dönemde Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olumsuz bakış açılarının dile getirildiğinin hatırlatılması üzerine Almanya eski Başbakanı Gerhard Schröder, bu konuda Fransa’nın yeni seçilen Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy’nin Türkiye’ye karşı olumsuz tavrını değiştireceğine inandığını belirtti. Schröder, Almanya’daki koalisyon hükümetinin programında da Türkiye’nin AB sürecinin desteklenmesinin yer aldığını bildirdi.
Eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, sadece Türkiye’nin Avrupa’ya ihtiyacı olmadığını, Avrupa’nın da siyasi, ekonomik ve kültürel açıdan Türkiye’ye ihtiyacı olduğunu belirtti.
Koç Üniversitesi tarafından kendisine verilen şeref doktorası unvanını almak için Türkiye’ye gelen Schröder, Anadolu Ajansına verdiği demeçte,
Türkiye’nin, AB’ye üye olması gerektiği düşüncesinde bir değişiklik bulunmadığını ve müzakerelerin demokratikleşme gibi alanlarda atılan adımlardan sonra başladığını ifade ederek, ekonomik, siyasî ve kültürel sebeplerle hedefin, mutlaka tam üyelik olması gerektiğini vurguladı.
Son dönemde Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olumsuz bakış açılarının dile getirildiğinin hatırlatılması üzerine Schröder, bu konuda Fransa’nın yeni seçilen Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy’nin Türkiye’ye karşı olumsuz tavrını değiştireceğine inandığını belirterek, Almanya’daki koalisyon hükümetinin programında da Türkiye’nin AB sürecinin desteklenmesinin yer aldığını bildirdi.
Gerhard Schröder, AB ülkelerinde Türkiye’nin üyeliği konusunda bir isteksizlik bulunup bulunmadığının sorulması üzerine, “bu konunun bu şekilde değerlendirilmemesi gerektiğini” ifade ederek, “2004 yılında alınan karara göre, müzakerelerin tam üyelikle sonuçlanacağını, her ne kadar uzun bir yol olsa da hedefte herhangi bir sapma bulunmadığını belirtti.
“Türkiye’deki istikrarlı siyasetin, uluslararası siyaset için önemli bir olgu olduğunu” dile getiren Schröder, ‘’Köktendinci olmayan bir Türkiye’yi Avrupa değer algılamasıyla bir araya getirdiğiniz zaman, Avrupa için de istikrarı beraberinde getirecektir. Yani sadece Türkiye’nin Avrupa’ya ihtiyacı olmakla kalmıyor, Avrupa’nın da siyasî, ekonomik ve kültürel açıdan Türkiye’ye ihtiyacı var’’ dedi. Schröder, “Türkiye-AB ilişkilerinde tam üyelik dışında akılcı bir alternatifin bulunmadığını” da ifade etti.
AB üyeliği için istikrar şart
Schröder, ‘’Türkiye’nin ekonomik gücü, şu anda bile bazı AB üyesi ülkelerden çok daha yüksek. Buna böyle baktığımız zaman AB üyeliği ön şartlarına şimdi düşündüğümüzden çok daha çabuk ulaşabilecek. Tabiî ki istikrar çok önemli ve ön koşul da istikrarın süregelmesi’’ diye konuştu.
Avrupa ülkelerindeki olumsuz tartışmaların, Türkiye’de ‘’Avrupalılar bizi istemiyor’’ şeklinde bir hava oluşturduğuna dikkat çeken Schröder, bunun AB taraftarı olanlarda bir azalma oluşturduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: ‘’AB siyaseti, Türkiye’deki tutuma karşı bir sorumluluğu olduğunu anlamalıdır. AB stratejisinin bu alanda yanlış olduğunu ve değiştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Avrupa’ya olan coşkunun gerilemesi, eğer bu böyle ise Brüksel’in veya AB’nin farklı başşehirlerinin yapmış olduğu yanlış siyasetten kaynaklanmaktadır. ‘Türkiye’yi istemiyoruz’ gibi bir tutumları varsa bu aynen Türk halkına da yansıyacaktır. Dolayısıyla Avrupa’nın da belirli sorumlulukları var. Olumsuz tartışmalarla Türkiye’nin AB’ye tam üyelik isteğini bir anlamda yarı yolda bırakmamalı.’’
Schröder, ‘’Müzakereleri yapanlar şunu anlamalıdırlar; Bütün bu müzakerelerin başarıya yönelik sürdürülmesi gerekir. ‘İstemiyoruz, şunu yapmıyoruz’ gibi düşünceleri aktarmamalılar. Bu, bütün müzakere süreci için söz konusu’’ dedi.
|