Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 19 Mayıs 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

‘Halk seçerse bölünürüz’

Cumhurbaşkanlığı seçiminin biçimi, Cumhuriyet’in başından beri çok fazla değişmemiştir: bunun doğrudan bir seçim olmaması, başından beri titizlikle korunan ilkedir:

Eskiden seçimlerde de bir ‘iki dereceli’lik kuralı uygulanırdı. Seçmen, doğrudan, milletvekilini değil, onun adına milletvekilini seçecek kişiyi seçerdi.

Nedir bunlar? Neye dayanıyor? ‘Ok’lardan birinin adı ‘halkçılık’ olsa da, halka güvenmeyen, halkın da kendisine derin bir sevgi duymadığını iyi bilen bir ‘siyasi seçkinler’ kadrosunun, siyasette güvenlik arayışı bunlar ve kendisiyle halk arasına daha güvenilir mekanizmalar yerleştirme kaygısına dayanıyor.

Türkiye gibi, otokratik eğilimlerin toplumun her yerinde enine boyuna kol gezdiği bir toplumda, ‘başkanlık sistemi’ gibi bir sistem bana biraz ürkütücü görünmüştür. Ama bunun yanında bir etken daha var: böylece oluşan ‘parlamenter sistem’de Başbakan önem kazandığı için, ‘Devlet’in simgesi’ olmanın ötesinde fazla işlevi olmayan cumhurbaşkanının nasıl seçileceği bana hayati bir konu gibi görünmüyordu. ‘Şimdiye kadar olduğu gibi, sayısı yeten seçer’ diyordum.

İlkin 12 Eylül ve 1982 Anayasası bu durumu değiştirdi. Cumhurbaşkanı, sorumlu olmadan bir yığın yetkiyle donandı. Kenan Evren adında biri bu yetkileri yıllarca kullandı. Şimdi, AKP’den bir cumhurbaşkanı çıkması ihtimali karşısında aslan kesilen zevat, bu ağır faşizan dönemde, Evren’in ardı arkası kesilmeyen faşizan konuşmalarına karşı bir gün ağzını açıp bir şey söylemedi.(...)

Böylece son duruma geldik. Burada AKP’ye cumhurbaşkanı seçtirmemek üzere bir araya gelen cephe, bu cephenin söyledikleri ve yaptıkları, özellikle hukuk alanında bu ülkenin demokratikleşmesine verdikleri uzun vadeli zarar, dayanılmaz boyutlara erişti. Burada, daha cumhurbaşkanının nasıl seçileceği konusuna gelmeden, halkın oyu, seçimi vb. karşısında öyle tavırlar alındı ki, böyle bir konuyu da, herhangi bir konuyu da, serinkanlılıkla tartışmak, imkân dışı bir hale geldi.

Ama bu noktada, sürecin bu aşamasında, Deniz Baykal’ın bir sözünün üstünde biraz durmak gerekiyor. Deniz Baykal, cumhurbaşkanını doğrudan halk seçerse bölüneceğimizi söyledi.

Bu bakış açısına göre, demek ki:

1) En büyük tehlike halktır.

2) Cumhuriyet, kuruluşundan neredeyse 90 yıl sonra, ancak üzerine ‘kırılacak eşya’ yazılı bir kutuda taşınabilecek kadar dayanıksız bir nesnedir. 90 yıl sonra, bu toplumun ortak paydalarını bulamamıştır.

Bunlar, Baykal’ın kendi adına da, adına konuştuğu cephe adına da, böyle uluorta itiraf edilecek şeyler olmamalı. Özellikle o cephe adına söylüyorsa biri bunları, bu itirafın ezici ağırlığını da duymalı.(...)

Radikal, 18 Mayıs 2007

Murat BELGE

19.05.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Demokrasiyi sınırlama ittifakı

  Organize çekirdek ile Türkan Saylan!

  CHP 77 yıl önce de böyleydi

  ‘Halk seçerse bölünürüz’

  Sadece seçim iş birliği


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004