Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 30 Nisan 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Demokrasi tek yol

‘Sert bildiri’ ya da ‘muhtıra’, adına ne derseniz deyin Genelkurmay’ın gece yarısı internet sitesinden duyurduğu açıklama demokratik hayata, siyasete ve Meclis’e müdahaledir. Böyle bir bildiri demokratik kuralların işleği hiçbir ülkede kabul edilemez.

Genelkurmay’ın açıklamasında çok gariplikler var. Bir kere zamanlaması anlaşılabilir gibi değil. Vakit geceye döndüğünde Ankara’daki gazete bürolarına ilerleyen dakikalarda Genelkurmay’ın açıklama yapacağı fısıldandı. Bildiri internet sitesine düştüğünde saat 23.00’ü geçmişti.

Açıklama daha erken saatte veya ertesi gün değil de neden gece yarısı yapıldı? Gün boyunca bu soruya cevap arandı; ancak bulunamadı. Bu kadar sert bildirinin havası da yoktu Ankara’da. Günler, haftalar öncesinden başlayan sıkıntılı sürecin sonunda çıkabilecek bir metin ansızın hem de gece yarısı gündemin ana konusu oluverdi. Bulutsuz, günlük güneşlik havada kar veya dolu yağması gibi bir şey. Bildirinin metni de sorunlu. Paragraflar birbirinden kopuk ve dağınık. Sanki tek kalemden değil de her biri farklı yerlerde hazırlanmış sonradan birleştirilmiş gibi.

Genelkurmay’ın daha önceki açıklamalarında görülen insicam ve disiplin yok. Tehlike ve tehdit örnekleri olarak sıralanan irtica örnekleri de son derece garip. Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri ‘irtica’ kapsamında değerlendiriliyor. Bu topraklarda Peygamber sevgisinin tezahürü olarak yansıyan etkinlikler, yıllardır görkemli programlarla tekrarlanıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri irtica tehlikesine dikkat çekerken dikkatli ve hassas dil kullanır. Ve Anadolu insanının duygularını yaralayacak üsluptan özenle kaçınır.

Gece yarısı açıklamasında dikkatsiz dil kullanıldığı açıkça görülüyor. Rejimi tehdit ettiği iddiası diye anlatılan örnekler toplumun geneli tarafından kabul edilebilir etkide değil. Bunu Genelkurmay’ın bilmemesi söz konusu olamaz. Öyleyse bu bildiri nasıl yazıldı? Demokrasi ve siyasi krizden de söz edilemez. Hükümetin toplumsal ve Meclis desteğinde sorun yok. Meclis dimdik ayakta... 11. cumhurbaşkanını seçmek için süreç başlamış. İlk tur oylamaya geçilmiş. Abdullah Gül hem partisinin hem de CHP, DYP, Anavatan ve bağımsız milletvekillerinin oyunu almış.

Muhalefet partilerinin Meclis’i boykot etmesi kuşkusuz demokratik açıdan şık değil; ama tablo kesinlikle siyasi kriz diye nitelendirilemez. Toplantı için 367’yi zorunlu gören anamuhalefet partisi seçimi Anayasa Mahkemesi’ne götürdü. Yasamasıyla, yürütmesiyle, yargısıyla sistem işliyor. İdeolojik duruş veya siyaseten Abdullah Gül’ün adaylığından hoşnut olmayan olabilir; ancak bir tıkanmadan, ağır bunalımdan kimse söz edemez.

Durum bu iken bu kadar sert bildiri niye kaleme alındı? Arka planda acaba neler yaşanıyor? Üstten bağımsız içeride var olduğu ileri sürülen kimi oluşumların etkisi var mı? İşin içinde örneklerine çok eski yıllarda rastladığımız heyecanlı gençlerin parmağı var mı? Daha büyük ateşi söndürmek için alelacele açıklama mı yapıldı? Soru çok, iddia da çok. Başbakan Erdoğan’ın dün görüştüğü isimler arasında MİT Müsteşarı Emre Taner’in de bulunması arka plan kuşkularını daha da artırıyor.

Uzun değerlendirmelerin sonunda AK Parti hükümetinin sözcüsü gece yarısı açıklamasını ‘hükümete karşı tutum olarak’ niteledi ve ‘Zamanlama yüce yargıyı etkileme girişimi olarak algılanacak’ dedi. AK Parti hükümetinin demokratik sürece sahip çıkması doğru politika. Bu nahoş durumdan hiçbir parti fayda ummaya kalkmasın. Maalesef ilk dakikadan itibaren CHP adına konuşanlar ‘muhtıra’ dedikleri bildiriyi AK Parti iktidarını köşeye sıkıştırmak için argüman olarak kullanıyor. Bu çok yanlış bir yol.

Siyasi yapı ne kadar güçlü olursa dışarıdan müdahalelerde demokratik düzen o denli az etkileniyor. Sadece partiler değil, herkes demokrasi sınavında, Türkiye siyasi tarihinin en hassas günlerini yaşıyor. Bildiriden sonra sandık biraz daha yaklaştı. Siyasete dışarıdan müdahaleler tanklı, toplu darbeler ülkenin hiçbir sorununu çözmedi, aksine daha da ağırlaştırdı, çözüm demokraside, başka yol yok. Türk demokrasisi her sorunun üstesinden gelebilecek olgunluğa ve güce ulaştı.

Zaman, 29.4.2007

Mustafa ÜNAL

30.04.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Görev demokrasiyi kurtarmak

  Demokrasiye muhtıra...

  Demokrasi için sandık başına

  Tehlikenin farkında mısınız? Saatler 27 yıl geri alındı bile

  Demokrasi tek yol

  Hayır!


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004