BİR Türk vatandaşının, Türkiye’de herhangi bir mahkemeye başvuruda bulunması nasıl hak ise, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuruda bulunması da o derece haktır.
Çünkü...
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, her Türk vatandaşına, gerekli koşullar oluştuktan sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuruda bulunma hakkı tanımıştır.
AİHM’ye başvuruda bulunan bir Türk vatandaşının yaptığı, devletinin kendisine tanıdığı bu hakkı kullanmaktan ibarettir.
Ona, “Utanmıyor musun ülkeni yabancılara şikáyet etmeye!” demek, saçmalığın dik álásıdır.
Dolayısıyla...
“Müstakbel cumhurbaşkanı” Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül’ün, türban nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuruda bulunmasının eleştirilecek bir tarafı yoktur.
Bu olayda asıl eleştirilmesi gereken olay, Hayrünnisa Hanım’ın eşi Dışişleri Bakanı olunca dilekçesini geri çekmesidir.
Eğer Hayrünnisa Hanım, “Eşimin hangi görevi üstlendiği beni ilgilendirmez. Ben bireysel tercihim için mücadelemi sürdürürüm” diyebilseydi, mesele yoktu.
Ama o, eşinin pozisyonu uğruna, bireysel tercihi nedeniyle verdiği mücadeleyi sona erdirmiştir.
Böylece...
Bireysel tercihlerin, bazen eşlerin pozisyonu nedeniyle değişebileceğini cümle áleme göstermiştir.
Hürriyet, 26.4.2007
|