Bilindiği gibi..
Sarkozy, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine açıkça karşı çıkan, imtiyazlı ortaklık öneren bir isim. Azgın bir Türkiye muhalifi..
Sosyalist Royal ise Türkiye’nin üyeliğine karşı çıkmamakla birlikte, açık bir destek de vermiyor: ‘Zamanı geldiğinde bir referandum yapılacak, bu sonuca saygı göstereceğim’ diyor.
Türkiye’yenin katı muhalifi Sarkozy, Atlantik yanlısı... Aslında tüm söylemine rağmen Sarkozy’nin iktidara gelmesi halinde onun Türkiye politikasını Amerika çizgisi derinden etkileyecek... Tabii Türkiye -ABD ilişkileri de... Bunu gözardı etmemek lazım.
Almanya Başbakanı Merkel’in de Amerikan çizgisine yatkın olduğu hatırlanırsa, Sarkozy’nin durumu daha da ilginçleşiyor... Çünkü Avrupa’nın iki çok önemli ülkesinde Avrupacı çizgi iktidarını yitirmiş olmakta.
Türkiye’ye nispeten daha sıcak duran sosyalist aday Segolene Royal ise daha Avrupacı...
Fransız seçimlerinde bir yandan da çok farklı iki temel görüş çarpışmakta..
Amerikan çizgisinde bir Fransa ve Avrupa mı?
Eski anlayışın devamı Avrupacı bir Fransa mı?
***
Sanayi devriminin ışıltılı ülkesi Fransa yeni çağı yakalamakta çok zorlanıyor.
Toplum elde ettiği sosyal avantajları yeni çağın zorlamalarına karşı savunuyor.
Sanayi sonrası dönemin gerekleri ile eskinin alışkanlıkları çatışıp duruyor.
Siyasal yönetim, trenin kaçtığının farkında... Ne var ki toplum yarın ödenecek faturaya rağmen eskiyi sürdürmekten yana.
***
Sarkozy eski İngiltere Başbakanı Thatcher örneği radikal bir reform süreci izleyecek gibi...
Royal ise daha ılımlı... Daha ılıman.
Fransa seçimleri Avrupa ve dünya dengeleri açısından önemli nirengi noktalarından biri..
Bakalım ikinci tur ne gösterecek?
Star, 24.4.2007
|