* Bir işadamı olarak 2007 yılından beklentileriniz nasıl?
2007 beklentilerimiz olumlu, sektör olarak özellikle çok olumlu geçeceğini tahmin ediyoruz. Doğalgaz pazarının büyümesi, Anadolu pazarının genişlemesi bunun en önemli sebebi. 56 ile gaz geliyor ve bunların büyük çoğunluğu yeni iller. Böylece bu sektörde bir hareket olacak ve işlerimiz artacaktır. Biz de bu anlamda Anadolu’da bütün teşkilâtlanmamızı tamamladık Şimdiden iş yapmaya başladık. Bizim açımızdan bir sıkıntı yok bu sene. Hatta son 15 yılda en çok satışı bu sene yapmayı planlıyoruz.
* Seçimler var biliyorsunuz, seçimlerin makroekonomik etkileri olacaktır. 2007 riskli bir yıl olacak mı?
Siyasetle ekonominin birbirine bağımlılığı olduğu kesin. Bu ülkede kişi başına düşen millî gelir bu seviyelerde kaldıkça bu etki devam eder. Ne zaman milli gelir çoğalır, etki azalır. Bu manada Türkiye’de geçmişe göre, millî gelir yükselme trendine ulaştığı için bu etki azalmıştır. Bu açıdan ekonominin seçimlerden etkileneceğine inanmıyorum. Hatta iddia ediyorum kişi başına millî gelir 7000-8000 dolarlara ulaştığı zaman artık Türkiye’de siyasetin ekonomi üzerinde hiçbir etkisi kalmayacaktır. Yani seçimler ekonomiyi allak bullak etmeyecektir.
* Geriye dönüp baktığınızda hükümetin ekonomi politikalarını beğeniyor musunuz?
Bence ekonomik olarak başarılılar. Bazı eksikler de olsa genel olarak başarılı olduğunu düşünüyorum.
* Peki ekonomik anlamda gelecekten umutlu musunuz?
Ekonomi sıkıntıları bir günde oluşmadığı gibi sıkıntılar da bir günde aşılamaz. Ama Türkiye’nin büyük bir avantajı var. Avrupa aşağı doğru gidiyor, üretim maliyetleri yükseldi, yeni yatırımlar yapamıyorlar, kâr edemiyorlar. Dolayısıyla Türkiye’de yatırım yapmak istiyorlar. Türkiye de bunun avantajını yaşıyor. Türkiye’de firmaların değeri yükselmiştir. Bunun sebebi de Avrupa’nın Türkiye’ye olan ilgisidir. Türkiye şu anda yatırım yapılacak, dünyada en iyi ilk beş ülke arasındadır. Bu sebeple ekonomi konusunda paranoya oluşturmaya gerek yok. Güzel bakan güzel görür, hayatından lezzet alır. Biz de güzel bakalım.
Bakın biz 2001 krizinden bir ay sonra yatırım kararı aldık. Biz bu ülkenin insanıyız. Ülke için yapmamız gereken neyse onu yapıyoruz. Büyürken ülkeye faydalı olmak, toplumsal değerlere önem vermek gerektiğini düşünüyorum. Meselâ bizim şirketimizde hiç kimse sigara içmez.
* Bu bir şirket politikası mı?
Bizim eskiden beri böyle bir politikamız vardı, çalışanlarımız da buna uyum sağladı. Bizde hiç kimse sigara içmiyor. Ben buna çok önem veriyorum. Çünkü Türkiye’nin sigara sebebiyle yılda 7 milyar dolar kaybı vardır. Biz de çevreci bir firmayız, doğal gaz işi yapıyoruz, doğal gaz da çevreci bir üründür. Dolayısıyla işimiz ve icraatlarımızla sağlıklı bir toplum oluşturulmasına da çalışıyoruz biz. Çevreye faydası olan her işte biz varız. Faydası olmayan işlerden de para kazanmayı sevmiyoruz. Hem kazanıyoruz, hem çevreye hem de topluma hizmet ediyoruz. Bu sebeple ben ve şirketim de sigarayla savaşıyoruz. Sigara içenleri şirketimizde çalıştırmıyoruz. Sigara sebebiyle işçi çıkartmadım ama bırakmaları için çaba sarf ettim, ödüllendirdim. Yeni istihdamlarda ise bizde çalışmanın bir şartı da sigara kullanmamaktır.
* Türkiye’de doğal gaz sıkıntısı konusunda bir risk var mı?
Türkiye’de doğal gaz sıkıntısı olmaz. Çünkü Türkiye bununla ilgili çok ciddî bir altyapıya sahiptir. Çok değişik noktalardan gaz alabiliyoruz. Birinde bir sorun olduğu zaman diğer hattan bu karşılanabiliyor. Bu mânâda birçok alternatif çözümler vardır. Bu alternatifler de her geçen gün artıyor. Yakında depolama sistemleri de düşünülüyor. Hadi her şeye rağmen bir kesinti, kısıntı yaşansa dahi bu konutlara yansımayacaktır. Çünkü konutlarda kullanılan gaz, Türkiye’ye gelen gazın yüzde 15’i civarındadır sadece. Gelen gazın yüzde 43’ü ise elektrik santrallerinde kullanılıyor. Bu yanlış bir strateji aslında ama bunun için yeni çözümler de oluşturuluyor. Konutların kullanım hacimleri de artıyor, artacaktır. Türkiye bunun yanında aynı zamanda bir gaz köprüsüdür. Çok büyük bir sıkıntı yaşanacağını sanmıyorum.
* Kış mevsimi küresel ısınma sebebiyle beklenenden sıcak geçti. Siz de sektör olarak bundan etkilenmiş olmalısınız. Küresel ısınmayla ilgili çalışmalarınız var mı?
Küresel ısınma geniş bir mevzu tabi. Sektör olarak buna müdahale edemeyiz, çünkü bu konuda birçok faktör var. Ancak şu var; bizim fabrikalarımızda doğal gaz kullanıldığı için açığa çıkan zehirli gazlar, yahut atıklar söz konusu değil. Bizde sadece su buharı açığa çıkıyor. Dolayısıyla biz çevreye zarar vermeden üretim yapıyoruz. Ve zaten çevreci bir ürün pazarlıyoruz.
* Türkiye doğal gaza geçişte hangi mesafede, bu konuda başarılı mı?
Evet başarılıdır. İyi gidiyor. Bütün illerde gaz uygulamaları yapılıyor. Artık bu konuda tecrübeliyiz. Doğal gaz işini artık Türkiye çok iyi biliyor ve Türk mühendisleri bu işi öğrendi. Yaygınlık konusunda da büyük adımlar atılıyor.
* Yeni ürünlere yeni yatırımlarınız olacak mı?
Büyük bir projeyi yeni tamamladık. Düzce’de 150 bin kombi üretecek bir tesisi tamamladık. Bundan sonra sadece estetik üzerine geliştirme çalışmalarımız olacak. Yeni yatırımlar yeni ürünler hiç düşünmüyoruz.
* Neden, ekonomik risklerden dolayı mı?
Hayır. Biz başka sektör veya başka ürünlerle ilgilenmiyoruz. Biz sadece bir konuya yoğunlaşıyoruz. Biz kombiciyiz ve kombide bir dünya markası olmak istiyoruz. Türkiye’de hep ilk üçte kalmak istiyoruz. Başarının sadece tek bir işe odaklanmakla mümkün olduğunu düşünüyoruz. Bu sebeple kombi dışında başka işlere girmiyoruz. Bunun dışında ürünlerimizin üçte birini de ihraç ediyoruz.
|